Mesajı Okuyun
Old 24-01-2020, 10:14   #2
Av.Duygu Işık Behrem

 
Varsayılan

Meslektaşım,

Esasen %10'uk bir avukatlık ücret sözleşmesi, Avukatlık Kanunu uyarınca geçersiz değildir ancak olayınızda edimler arası dengesizlik bulunduğu iddia edilebilir.

Bu temelden hareket ederken elbette -unsurları mevcut ise - müvekkilinizin gabin hali bulunduğunu da belirtebilirsiniz. Ancak açık konuşmam gerekirse, ben bile durup bir dengesizlik var mı diye düşündüm. Zira her ne olursa olsun aslında %10'luk bir ücretin avukatlık mesleği için "aşırı" olmadığını düşünüyorum. Baştan belli olmayan tereke bedeli yüksek çıktı diye meslektaşımızı kötü niyetli de addedemeyiz. Düşünsenize 20.000-TL lik bir tereke çıkmış olsa idi... O zaman da müvekkil bu şekilde mi düşünecekti?

***

Birkaç emsal karar paylaşıyorum, hepsini aynı yerde buldum:
http://www.hukukitavsiyeler.com/2015...tay-kararlari/


Özet: Davalının hukuki işlemlere dair konularda bilgisizliği, tecrübesizliği ve düşüncesizliğinden kaynaklanarak sözleşmedeki orantısız ücretin belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, sözleşmeye konu vekalet ücretinin belirlenmesine ilişkin işlemde gabinin objektif ve sübjektif unsurlarının bulunduğu kabul edilerek sözleşmenin ücrete ilişkin bölümünün geçersiz olduğunun kabulü gerekir.

Borçlar hukukumuzun ana ilkelerinden biri sözleşme serbestisi olup Taraflar akdin konusunu kanunun getirdiği sınır dairesinde serbestçe tayin edebilirler (BK. mad.19). Ancak sözleşme yapma özgürlüğü de maddi ve hukuki yönden bazı sınırlamalara tabi tutulmuştur (BK. mad. 19-20). Gabinde sözleşme yapma özgürlüğüne getirilen bir sınır olup, kanun koyucu BK.nun 21. maddesinde öngörülen şartların oluşması halinde sözleşmede karşılıklı edimlerin kapsamının serbestçe tayin edilmesini sınırlamıştır. Gabin, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, taraflardan birisinin diğer tarafın müzayaka halinden (zor durumda, sıkıntı ve darlık içinde kalmasından), tecrübesizliğinden veya hiffetinden (düşüncesizlik ve uçarılık) yararlanmak suretiyle aşırı bir menfaat elde etmesi, edimler arası bir dengesizlik yaratması demektir. Görüldüğü üzere gabin’in biri objektif diğeri de sübjektif olmak üzere iki koşulu bulunmaktadır.
Bir sözleşmenin edimleri arasındaki aşın oransızlık objektif unsuru oluşturmaktadır. Aşırı oransızlığın karşı tarafın özel durumundan yani müzayaka veya hiffeti ya da tecrübesizliğinden bilerek yararlanması sonucu doğması gerekir ki bu da sübjektif unsuru oluştunnaktadır.
BK.’nun 21. maddesinde düzenlenen Gabin’in varlığının kabulü için edimler arasında açık oransızlık bulunması ve bu açık oransızlığın, zarara uğrayan tarafın müzayaka halinde bulunmasından veya tecrübesizliğinden veya işi hafife almasından (düşüncesizliğinden) karşı tarafın bilerek yararlanması (yani durumu istismar etmesi) sonucu meydana gelmesi gerekir. (Prof. Dr. Safa Reisoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümleri İst. 1998 Sh. 100-108).
Somut uyuşmazlıkta; davalının hissedar olduğu taşınmaza ilişkin, davalının da içinde bulunduğu mirasçılar aleyhine açılan izaleyi şuyu davasının yargılamasında kendisini temsil etmek üzere davacı ile avukatlık ücret sözleşmesi imzalanmıştır. Davacının vekil olarak davalıyı temsil ettiği izaleyi şuyu davasının yargılaması kapsamında yapılan bilirkişi incelemesinde taşınmazın keşif tarihi olan 5.8.2005 tarihi itibariyle davacının hissesine isabet eden değerinin 112.500 TL olduğu tespit edilmiştir. Aynı tarihte sözleşme ile kararlaştırılan 50000 USD ise 67.400 TL.ye tekabül etmektedir. Tüm bu yönler yukanda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde dava değeri ile sözleşmede kararlaştırılan ücret miktarı arasında aşın oransızlık bulunduğu açıkça görülecektir. Diğer taraftan; davalının hukuki işlemlere dair konularda bilgisizliği, tecrübesizliği ve düşüncesizliğinden kaynaklanarak sözleşmedeki orantısız ücretin belirlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, sözleşmeye konu vekalet ücretinin belirlenmesine ilişkin işlemde gabinin objektif ve sübjektif unsurlarının bulunduğu kabul edilerek sözleşmenin ücrete ilişkin bölümünün geçersiz olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, davacının hizmet vermeye başladığı tarihteki avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ücret isteyebileceği gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir. (Y. 13. HD. 13.4.2010,2009/15185 – 2010/5016)

***

Özet: Taraflar arasındaki vekalet ilişkisinde davacı avukatın takip ettiği işin müddeabihi 217.000,00 TL olup, ödenmesi kararlaştırılan vekalet ücreti ise maktuen 100.000 Euro’dur. Bu nedenle edimler arasında aşırı bir dengesizlik olduğundan, sözleşmenin bu hükmünü geçerli olarak kabul etmek mümkün değildir.

…Mahkemenin 24.2.2011 tarih ve 2006/338 Esas 2011/67 Karar sayılı ilk kararında, taraflar arasındaki avukatlık ücret sözleşmesinin BK 19 ve 20. maddelerine göre aşırı nispetsizliğin bulunması sebebiyle davanın kısmen kabulüne, Ankara İcra Müdürlüğünün ilgili takip dosyasına davalının 575,00 TL lık kısmına yaptığı itirazın iptali ile, takibin bu kısım üzerinden devamına, davanın reddi yönünde kurulan hükmün taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 7.12.2011 tarih ve 2011/9427 Esas 2011/18300 Karar sayılı ilamı ile “…Davacı, haksız azil nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan avukatlık ücretinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali isteğinde bulunmuş; davalı ise, sözleşmenin sonradan doldurulması ve ücretin fahiş olması nedeniyle geçersiz olduğunu savunmuştur. Taraflar arasında düzenlenmiş 22.3.2006 tarihli Avukatlık Ücret Sözleşmesinde 217.000,00 TL lık senetlere istinaden yürütülen icra takip dosyasında belirtilen gayrimenkuller üzerine konulan hacizlerin kaldırılması için 100.000 Euro avukatlık ücreti ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Avukatlık Kanununun 163 ve 164. maddeleri hükmü gereğince, Avukatlık Ücreti avukatla iş sahibi arasında serbestçe kararlaştırılır ve bu ücretin belli bir miktarı kapsaması gereklidir. Olayımızda da ücret maktu olarak kararlaştırılmış olmakla kural olarak sözleşme geçerlidir. Kanunun koyduğu kural bu olmakla birlikte, ücret sözleşmesinin yapıldığı tarihe göre de Borçlar Kanununun 19. maddesine aykırı düşmemelidir. Sözleşmenin yapıldığı tarihte tarafların amaçladıkları çıkarların dengede olduğu kabul edilmelidir. Sözleşme ile bir taraf için sağlanan hak ve menfaate denk düşmeyen ve fahiş olan menfaatin karşı tarafa sağlanmış olması iyi niyet (M.K mad. 2) kurallarına, hak ve nesafete, ahlak kurallarına aykırıdır. Somut olayda taraflar arasındaki vekalet ilişkisinde davacı avukatın takip ettiği işin müddeabihi 217.000,00 TL olup, ödenmesi kararlaştırılan vekalet ücreti ise maktuen 100.000 Euro’dur. Bu nedenle edimler arasında aşırı bir dengesizlik olduğundan, sözleşmenin bu hükmünü geçerli olarak kabul etmek mümkün değildir. Kaldı ki, mahkemenin kabulü de bu yöndedir. Sözleşmenin bu hükmü geçersiz olduğuna göre. Avukatlık Kanununun 164/3. maddesi gereğince avukatın emeğine göre müddeabihin değerinin %10’u ile %20’si arasında bir vekalet ücretine hükmedilmesi…” gerektiğinden bahisle davacı yararına bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Bu husus, davacı yararına usulü kazanılmış hak niteliğindedir. Hal böyle olunca mahkemece, Avukatlık Kanununun 164/3. maddesi gereğince avukatın emeğine göre, müddeabihin değeri olan 217.000.00.TL’nın %10’u ile %20’si arasında bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken usuli müktesep hak ilkesi de gözardı edilerek sözleşmede yazılı 100.0. 00.Euro (196.400.00.TL) vekalet ücretinin %10’u olan 19.640.00.TL yönünden itirazın iptaline karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. (Y. 13. HD. 29.5.2013, 2012/26533 – 2013/14348)

***

Özet: Bir taraf için sağlanan hak ve menfaate denk düşmeyen ve fahiş olan menfaatin karşı tarafa sağlanmış olması iyi niyet ve hak ve nesafet kurallarına aykırıdır. Yapılan sözleşme geçersizdir.


…Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle istihkak davası için düzenlenen “Dava Takip Formu” başlıklı tarihsiz ücret sözleşmesinde ödenmesi kararlaştırılan maktu vekalet ücretinin 35.093 Dolar (1.3.2001 tarihindeki Türk Lirası karşılığı 32.338,37 TL) olmasına, ücret sözleşmesine konu olan istihkak davasının ise 27.244,52 TL üzerinden harç yatırılmak suretiyle açılmış olmasına, sözleşme ile bir taraf için sağlanan hak ve menfaate denk düşmeyen ve fahiş olan menfaatin karşı tarafa sağlanmış olmasının iyi niyet ve hak ve nesafet kurallarına aykırı olmasına, ücret sözleşmesinin bu nedenle geçersiz sayılmasına, sözleşmenin kurulduğu tarihte geçerli olan Avukatlık Kanunu hükümlerine göre, yazılı ücret sözleşmesinin bulunmaması veya geçersiz olması durumunda davacıya ödenmesi gereken ücretin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenmesi gerektiğine göre, yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar verildi. (Y. 13. HD. 6.3.2012, 2011/6940-2012/5461)

***