Mesajı Okuyun
Old 06-09-2007, 10:55   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın Hak Hukuk ve Engin Özoğul Nasrettin Hoca’nın dediği gibi ikiniz de haklısınız. Sayın Hak Hukuk siz genel borç ilişkilerinde sözleşme ve ispat konusunda yazdıklarınızda haklısınız. Sayın Özoğul ise, iş hukuku bakımından yazdıklarında haklıdır. Haksız mıyım?

Forumda sorulan soru, hizmet ilişkisine ait bir sözleşmedir. Hizmet tespiti davaları kamu düzeninden olup; her türlü delille(Ve dahi tanıkla) kanıtlanabilir. Sorudan işverenin hizmet ilişkisini inkar edip etmediği anlaşılamamaktadır(Belki de kabul edip, ücreti ödediğini veya mahsup ettiğini savunacaktır). En kötü ihtimalle hizmet ilişkisini inkar etse bile, tanık vs ile kanıtlanabilecektir.

Hizmet süresini tespit ettikten sonra, ücretin ödenip ödenmediğinde ispat sorununa gelelim. Bu konuda yazdıkları nedeniyle Sevgil Engin’e katılıyorum. Ücretin ödendiğini ispat etmek işverenin yükümlülüğüdür. İşveren ücretin ödendiğini ancak işçinin imzasını taşıyan bordro veya eşdeğer belge ile kanıtlayabilecektir. Bu konuda bir çok Yargıtay kararı mevcuttur.

Şimdi ise, ücretin miktarının ispat edilmesi konusunu ele alalım. Soruda 1.400 YTl.nin nasıl hesaplandığı açıklanmamıştır. Asgari ücretin üzerinde olduğunu varsayarsak nasıl kanıtlayacağız? Bu konuda da Yargıtay; bordroda asgari ücreti gösterilse ve işçi imzalasa bile daha yüksek ücret aldığını iddia ediyorsa kanıtlama imkanı sağlamak gerekir, demektedir. İşçinin bu iddiası hakkında aşağıda alıntısını yaptığım karar gibi; tanık ifadeleri, meslek örgütüne sormak ve işin niteliği değerlendirilerek karar verilebilir.

Alıntı:
Yazan Hak Hukuk
Bunun üzerine açılacak itirazın iptali davasında davalı davaya cevap vermedi, duruşmaya da gelmedi;yani davayı inkar etti.Bu durumda hakim, tanık dinletme talebimizi, davalı taraf yazılı olarak muvafakat etmedikçe, kabul eder mi acaba

Davayı takip etmeyen davalı, davayı inkar etmiş(münkir) sayılacaktır. Tanık dinletme talebi için, kendisinden yazılı muvafakat aranmaz(Bu gibi durumlarda yazılı muvafakat zaten aranmaz; zımni de olabilir). Böyle bi
r işçilik alacakları davası açtık; davalı davayı takip etmedi, tanıkla ücret miktarını, fazla mesai miktarını ispatladık ve dava neticelendi.

Saygılarımla

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 1993/559
K. 1993/7462
T. 4.5.1993
• İHBAR KIDEM TAZMİNATI ( Davacının Garson Olarak Çalışması )
• ASGARİ ÜCRET ( İşverenin Hazırladığı Ücret Bordrolarının Gerçeği Yansıtmadığının Anlaşılması )
• ÜCRET BORDROSU ( İşverence İşçinin Asgari Ücretle Çalıştırıldığının Gösterilmesi )
1475/m.26,47,48
ÖZET : Garson olarak çalıştığı işyerinin niteliği, hizmet süresi ve dinlenen taraf tanıklarının birbirini tamamlayan ifadeleri muvacehesinde, davacının asgari ücretle çalıştığını gösteren ücret bordrolarının gerçeği yansıtmadığının kabulü ile ona göre hüküm tesisi gerekirken aksine karar verilmesi isabetli değildir.

DAVA : Taraflar arasındaki ihbar, Kıdem tazminatı, fazla çalışma ve yıllık ücretli izin parasıyla hafta ve genel tatil gündeliklerinin ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 4.5.1993 salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü davacı adına Avukat H.Argun Bozkurt ile karşı taraf adına Avukat Şahin Kıraç geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1 - Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle zararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2 - Davacı, davalıya ait gazinoda uzun süre garson olarak çalışmıştır.

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, işçilik hakları hem bordrolarda yazılı asgari ücret üzerinden ve hem de toplanan delillere ve tanık sözlerine göre, çalışan yıllara göre belirlenen ücretler üzerinden ayrı ayrı hesaplanmıştır. Mahkemece, bordrolarda yazılı asgari ücrete göre yapılan hesap dikkate alınarak, hüküm kurulmuştur.

Davacının garson olarak çalıştığı işyerinin niteliği, hizmet süresi, dinlenen taraf tanıklarının birbirini tamamlayan ifadeleri dikkate alınarak bilirkişi raporunda yıllara göre belirlenen ücretler esas alınarak yapılan hesaba göre hüküm kurulması gerekirdi. Gerçekten uygulamada ücret bordrolarının her zaman gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Yukarıda da değinildiği üzere, işyerinin niteliği, yapılan iş, hizmet süresi birlikte değerlendirildiğinde davacının asgari ücretle çalıştığının kabulü hayatın olağan akışına ve gerçeklere uygun düşmez. Buna rağmen, mahkemenin aksine düşünce ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, davacı yararına takdir edilen 50.000 lira duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 4.5.1993 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi. *