akp'nin hazırladığı anayasa taslağında yargı reformu adı altında yapılmak istenen değişiklikler demokrasiyi geliştirecek türden değildir.

değişikliklerin belirgin özelliği yüksek yargının yapısının değiştirilmek istenmesidir.

anayasa sistematiği açısından değişikliklere sondan başlamak yerinde olmamıştır. yargıdan önce yasama ve yürütmeyle ilgili onca sıkıntı varken, bunların es geçilip yargıya yüklenilmesi kuşku vericidir.

yüksek yargıya cumhurbaşkanının bu kadar fazla üye seçmesi yanlıştır.

anayasa mahkemesine bireysel başvuru yolunun açılması gerçekçi değildir.

siyasi parti kapatmalarının yargıdan alınıp yasamaya verilmesi usuli bir değişikliktir. burada sıkıntı usulden ziyade esastadır. değişikliğin bunun yerine içeriğin belirginleştirilmesi şekilnde olması gerekirdi.

hsyk'ya hukukçu olmayan üye seçilmesi bakkallar odası yönetimine berber üye seçmeye benziyor. saçmadır. halen anlaşılmış değildir.

pakette yapılmak istenen değişiklikler; genel olarak demokrasiyi tesis etmekten ziyade ülke içindeki iktidar kavgasını daha da körükleyecek cinstendir.

değişiklikler 82 anayasasının ruhu paralelindedir. bu ruh eşitlik temelinde vatandaşlık ve katılımcı demokrasiyi kurmaktan ziyade otoriter devlet anlayışını dayatmaktadır.

ve son olarak sorun yanlış mecrada tartışılmaktadır. yukarıda söylediklerimi (otoriter devlet anlayışıyla ilgili olarak) tüm kanunlarda görebiliriz. pvsk, cmk, siyasi partiler kanunu, sendikalar kanunu, iş kanunu gibi kanunlar yürürlükte olduktan sonra halen demokrasinin tartışılması abestir. yapılanlar faydasızdır ve boştur.

iktidar kavgasının ve iktidarın getireceği rantın nasıl paylaşılacağının hukuk zemini dahilinde tartışıldığı bir zamandan geçiyoruz. gerisi boştur.