Mesajı Okuyun
Old 11-12-2017, 13:32   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Yargıtay

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2015/27668

K. 2016/4500

T. 18.2.2016

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Alacaklı tarafından borçlu... hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, takip talebinde borçlunun T.C. kimlik numarasının belirtilmediği, icra müdürlüğünce yapılan araştırma sonucu tespit edilen T.C. kimlik numarasına göre çıkarılan ödeme emri tebligatının bila tebliğ iade edilmesi üzerine, alacaklı vekilinin belirlenen kimlik numarasının borçluya ait olmayıp yanlış olduğunu belirterek, yeni kimlik numarası ibrazla buna göre yeniden ödeme emrinin tebliğe çıkarılması talebinin icra müdürlüğünce reddedildiği, alacaklının memurluk işleminin iptali talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddedildiği anlaşılmıştır.

Somut olayda, alacaklı tarafından takip talebinde borçlunun adının doğru olarak yazıldığı ancak T.C. kimlik numarasının bildirilmediği görülmüştür. Bu durumda icra müdürlüğünce alacaklıya borçlunun T.C. kimlik numarasını tamamlaması süre verilmesi gerekirken, araştırma yapılarak belirlenmesi ve buna göre ödeme emri düzenlenmesi doğru değildir. Bu sebeple daha sonra alacaklının borçluya ait TC kimlik numarasını bildirerek buna göre ödeme emri düzenlenip tebliğe çıkarılmasını istemesinde yasaya aykırılık olmayıp, bu talep taraf değişikliği olarak kabul edilemez.

Kaldı ki HMK'nun 124/1.maddesi; "Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür" hükmüne amirdir. Ancak, tarafın yanlış gösterilmiş olmasının kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde tarafları yeni bir dava açmaya zorlamanın usul ekonomisine aykırı olduğunu düşünen kanun koyucu; aynı maddenin 4. fıkrası çerçevesinde iradi olarak taraf değişikliği yapılmasına imkan sağlamıştır. Bir an için alacaklının talebi taraf değişikliği olarak kabul edilse bile kabul edilebilir bir yanılgı söz konusu olmakla, HMK'nun 124/3.maddesine göre alacaklının talebinin kabulü gerekir.

O halde mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.2.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.