Mesajı Okuyun
Old 24-02-2007, 17:09   #99
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.Kayar,

ICD, ABD devleti ve sigorta şirketlerinin sağlık harcamalarını izleyebilmek için yaptığı bir sınıflama faaliyetine dayanır. Günümüzdeki birçok standardizayon faaliyetinde olduğu gibi, bu konuda da ABD öncü olmuştur, sağolsunlar. Eskiden kağıt üzerinde bütçeleme ve denetim için başlamış olan bu faaliyet, sonradan tıbbi tanı ve tedavilerin bilgisayar sistemleri kullananlarca homojen ve sağlıklı olarak işlenmesini hedefleyen bir yapı haline dönüşmüştür. Kaynağı hemen tamamen ABD deki verilerdir. Yani ABD de ne olursa onun gereğine göre biçim alır. WHO nun da farklı bir dayanağı yoktur, ödeneğinin % 80 den fazlasını ABD den karşılar. Bu uygulamalar, eşcinsellerin ABD de damgalanmaya karşı hasta hakları çerçevesinde yaptıkları girişimler sonucunda devreye girmiştir. Sınıflama orada değişince, heryerde değişir. Eşcinselliğin toplumca hoşgörüyle karşılanması sürecinin bir devamıdır; ve benim de olağan karşıladığım (öngörülebilir ve kabul edilebilir bulduğum) bir yaklaşımdır. Böyle karşılamamak mümkün değildir, çünkü eşcinselliğin psikolojik bir hastalık olmadığına ilişkin tek bir kanıt olmamasına rağmen; bu durumun hemen hiçbir zaman tedavi edilebilir olmadığı da artık neredeyse hepimiz tarafından kabul görmüştür. Eh, başkaca somut, tedavi edilebilir bir belirti veya bulgunuz yoksa, kişiyi kayıtlara 'eşcinsel' diye kaydetmenizin de hiçbir mantığı olamaz, değil mi? Bu damgalama olur. Buna karşı çıkılmıştır, ve bu çıkışa hak vermemek insan haklarına aykırı olur, herkes kendi cinsel tercihinde özgürdür. İster tedavi olur, ister olmaz; ama tedavi olmayı isterse bile, onu damgalamak yerine durumuna daha kabul edilebilir bir ad vermek uygun olur. Yapılan da budur. Ancak, unutmamak gerekir ki, bir hastalığın tedavi edilememesi, veya hastanın hastalığını kabul etmemesi, durumu hastalık olmaktan çıkartmaz.

ABD nin ne yaptığı, niçin yaptığı beni veya dünyadaki diğer hekimleri o kadar da bağlamaz. Etkiler elbette, biz de o etkiye karşı çıkıyoruz zaten. Bir şeyin oraya buraya, bırakın dediğiniz yerlere, yasaya bile, şöyle ya da böyle yazılmış olması, bilimi ilgilendirmez. Demokrasilerde bilimin politika, medya ve azınlıkların etkisiyle neden ve nasıl gözardı edildiğine ilişkin anlattıklarıma rağmen sözünü ettiğiniz referansları bilimsel olarak algılamamız gerektiğini söylemiyorsunuz herhalde, değil mi? Ne ICD, ne WHO bilimle uğraşmaz. APA nın nedeniyse açık: zaten tedavi edemiyor, ama kendisine başvuracak eşcinsellerin damgalanmaya karşı çıkmalarına engel olup, en yüksek sayıdaki hastalarından mı olsun? Elbette yapması gereken, onların isteklerine destek olmak. Bu zaten kötü birşey de değil, ben de hak veriyorum damgalanmalarına hiç gerek olmadığına. Sonuçlara bakıp yorumlar yapmak yerine, nedenlere bakalım derim.

Ruhsal bozukluk ve hastalıklar; olağan, doğal ve beklenen davranışların dışında, veya aşırı, düşünce, davranış veya tepkiler gösterilmesiyle kendini gösterir. Bu tanımı ben de yapmadım, Freud da. Çok öncesinden beri var. Delileri kurtarmak için hasta olduklarını biz söyledik, topluma da elimizden geldiğince kabul ettirdik; ama eşcinselleri kurtarmak için sağlam olduklarını söyleyemeyiz; bu tanıma, yaradılışa ve doğaya aykırı. Eşcinsellik normal, sağlıklı bir durumdur diyebilecek tek bir hekim de tanımıyorum, duymadım; bilimsel tek bir yayın da görmedim. Birçok eşcinsel hekim de var üstelik; ama çıkıp da bu iyi birşeydir diye çalışmalar ve yayınlar yapmıyorlar. Ben de olsam yapmam zaten, toplumun binlerce yılda vardığı noktayı tehlikeye atma sorumluluğunu alamam.

Toplum onları bütün diğer bireyler gibi bağrına basmalı ve ayrımcılığa tabi tutulmalarına engel olmalı. Tıpkı delilere yapmamız gerektiği gibi. Ama geleceğimizi onlara emanet etmeyi de düşünmemeliyiz. Heves ve kendini kanıtlama isteği nedeniyle peşine düşebilecek derecede psikolojik bozuklukları olanlar hariç, bilinçli ve iyi eğitimli olan eşcinseller arasında bile bunu isteyeceklerin çok fazla olacağını da düşünmüyorum. Psikiyatristler bu konuda bir çalışma yapıp sonuçlarını yayınlasa, belki de hiç tartışmamız bile gerekmeyebilirdi.

Saygılarımla,