Mesajı Okuyun
Old 14-12-2006, 17:55   #1
Ayşegül Kanat

 
Varsayılan Polonya'da Feminist Parti

www.acikgazete.com (Alpaslan Düven'in Haberi) - 13.12.2006


Polonyalı feminist yazar Manuela Gretkowska’nın feminist dostlarıyla birlikte kurduğu “Kadınların Partisi’, yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
Çesitli kesimlerden farklı tepkiler geliyor. Feministler: “Biz kadın hak ve özgürlükleri güvence altına alınsın istiyoruz” diyor, kadın hakları savunucuları ise; parti yöneticilerini ‘cinsellik üzerinden siyaset’ yapmakla suçluyor. Kim haklı, kim haksız? Şimdi bu sorulara cevap aranıyor…

Gelelim ‘Kadınların Partisi’ne. Partinin geçtiğimiz gün gerçekleşen açılış gecesi oldukça görkemliydi. Geceye sosyetenin önde gelen isimleri ve liberal feministlerden oluşan toplam 300 konuğun katıldığı belirtiliyor. Manifestosunda ekonomi, vergi sistemi, yasalara ilişkin maddelere yer vermeyen ‘Kadınların Partisi’, bunun yerine kürtaja sınırsız izin, gebelikten korunmak için devlet destekli cinsel eğitim ve koca dayağına karşı devlet desteği gibi maddelere öncelik vererek turnayı gözünden vurmayı planlıyor.

Parti, ’Polonya Kadındır’ sloganıyla meydanlara inmeye hazırlanıyor.
Hayatın her alaninda erkek ve kadınlar arasında bir adaletsizlik ve eşitsizlik olduğunu söyleyen ‘Kadınların Partisi’ kurucusu feminist yazar Manuela Gretkowska, sağlık, sosyal ve yasal sorunlar söz konusu olunca, Polonya’daki bütün kadınların menfaatlerini temsil ettiklerini iddia ediyor.

Gretkowska, doğum yapan kadınlar için daha iyi koşullar sağlanması, zorunlu sağlık muayenesi, iyileştirilmiş çalışma koşulları ve sosyal refahın arttırılması gibi konuların, partisinin öncelikleri arasında yer aldığını,Polonyalı erkeklerin bir çoğunun eşlerini dövdüğünü ve amaçlarının bu zihniyeti değiştirmek olduğunu vurguluyor.

Polonya’da cinsel eğitim, aile planlaması, kürtaj gibi konuların hayata geçirilemediğine dikkat çeken Gretkowska, erkek çoğunluklu parlamentonun yasa yaparken kadınların sesine kulak vermediğinin altını çiziyor.
Gretkowska ve feminist dostları, ‘Kadınların Partisi’nin kadın hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması yönünde bir girişim olduğunu belirtiyorlar ama Polonyalı kadın hakları savunuculari öyle düşünmüyor.
Kadınların Partisi’nin kadın hakalarını savunmak gibi bir amacı olmadığını söyleyen kadın hakları savunucusu İnga Kaluzynska,“Cinsellik üzerinden siyaset yapıyorlar ve yapmaya çalıştıkları şey aptalca! Ayrıca kadinlara zarar veriyorlar”diye sert çıkıyor.

Kaluzynska: “Kürtaj, gebelikten korunma, cinsel eğitim için mücadele verdiklerini iddia ediyorlar ama bu da oldukça saçma! Çünkü kürtaj, gebelikten korunma ve cinsel eğitim kadınların alehinedir. Kürtaj kadını incitir…Eczacılık firmaları kadın sağlığı üzerinden para kazanıyorlar;cinsel egitim ise, uygulamanın sonucu olarak genç kızlara cinsel rahatsızlıklar verebilir. Gretkowska’nın partisini desteklemiyorum” diye belirtiyor
Kadın gazeteci Eliza Michalik’de,cinsel tercihlerin siyasete alet edilmesinin yanlış olduğunu söylüyor.Kadın ve erkek arasındaki ayıimcılığın Amerika dahil bütün demokrat ülkelerde mevcut olduğunu ve Polonya’daki ayrımcılığın sosyal bir problem olmadığını söyleyen Michalik, “Engelliler, yatalak hastalar ve yaşlılara daha çok ayrımcılık yapıldığını ve bu insanlara yardım etmeliyiz. Çünkü bu gercek bir sorun”diye devam ediyor.

Michalik şunları söyledi:
”Polonyalı kadınlara ayrımcılık yapıldığını düşünmüyorum.. Eğer böyle bir şey söz konusu ise, polis ve mahkeme gibi yasal kurumlar var. Kadın-erkek arasındaki ayrımcılığa karşı mücadele verecek bir siyasi partiye ihtiyacımız yok.Onlar kendilerine yardımcı olamıyorlar.Kadinlarin Partisi” düşüncesi de oldukça saçma!.. Aynı şekilde ‘Erkekler Partisi, Engelliler Partisi ve Escinseller Partisi’nin kurulması da saçma olurdu. İnsan, önce insandır.Sonra kadın, erkek diye ayrılır. Herkesin belli bir siyasi düşüncesi vardır ve o düşüncede bir siyasi partiye destek verir. Cinsiyetin bununla ne alakası var? İnsanlar siyasi seçimlerini cinsel tercihler üzerinden yapmıyor”

Evet, Polonyalı kadın hakları savucuları ve feministler arasındaki bu tartışmalar, gündemi daha çok meşgul edecek gibi görünüyor.

Siz ne dersiniz?