Mesajı Okuyun
Old 25-09-2007, 10:33   #30
av.semire nergiz

 
Varsayılan

Sevgili arkadaşlar;konuya giriş niteliğindeki 07.09,2007 ile 11.09.2007 tarihli mesajlarımda aslında görüşlerimi çok net ifade etmeye gayret etmiştim;ben böyle düşünüyorum ve böyle hissediyorum;katılmayabilirsiniz,farklı düşünebilirsiniz bundan daha doğal ve tabii bir şey yok.

Ben şunu da üzüntü ile gördüm ki kadınların toplum içerisindeki konumu epey bir süre değişmeyeceğe benziyor;Çünkü biz hala kadınların 'eş' olmakla peşinen bir sürü haklardan vazgeçtiğini düşünüyoruz,eşse yerini bilecek diyebiliyoruz ya da hala kadının adının aranması gereken yerleri sınırlayabiliyoruz,kadının adını yanlış yerde arıyorsunuz yorumuna muhatap kalabiliyoruz,abartıyorsunuz ne olmuş ki canım kadının bütün hayalleri dünyası eşine pişirdiği yumurtanın kıvamını tutturmaktan öteye gitmiyorsa ne mutlu o kadına diyebiliyoruz.

Ben böyle düşünmüyorum arkadaşlar kadının varlık göstermesi ben varım diyebilmesi için hiç bir yer-mekan sınırlaması olamaz ,hiçbir sıfatı annelik- eşlik-evlatlık dahil gelişmesine engel olamaz olmamalıdır.Kadın toplumsal cinsiyet rollerinin dışına çıkarak bireyselleşmediği sürece birilerinin annesi kızı eşi olmanın altında ezildiği sürece var olduğunu söylediğimiz kimilerinin de aslında yoktur dediği bu sorun yani kadın sorunu var olmaya devam edecektir.

Bu sorunun üstesinden ancak hem yaygın hem örgün eğitimle ve ayrıca sorunu en geniş haliyle tartışarak gelebiliriz.Sorunun çözümüne katkı sunabilmek adına belki de önce kendimizden başlayarak yola koyulmalıyız.Gerçekten ben bireysel olarak nasılım, çevremle iletişimimde aile bireylerimle iletişimimde yaşamımdaki kadınlara karşı duruşum nasıl veyahut daha geniş bir perspektifle ben bu sorunlar yelpazesinde nerede duruyorum diye sorabilmeliyiz.

Kimilerine göre davetiyelerde kadının adının geçmesi çok basit ve önemsiz bir konuymuş gibi gelebilir ancak bence kadın sorunun devam etmesinde önemsemediğimiz birçok toplumsal davranış rol oynamaktadır.Toplumsal yaşamımızın içerisinde yaşadığımız öğrendiğimiz ve bizim için artık sıradanlaşan çok tartışılmadan genel kabul gören çok küçük ritüeller bile bazen sorunun devam etmesinde tahmin edemeyeceğimiz çok büyük etkiye sahip olduğunu göremeyebiliyoruz.

Evinizin kapıcısı zili çaldığında ve siz kapıyı açtığınız halde paylaşmak istediği sorunu için 'yenge hanım eşinizi çağırır mısın?' demesinde bile kadının toplumsal olarak muhatap görülmeme davranışı vardır.Erkek çocuklar için yapılan çok şatafatlı sünnet törenleri bunlardan bir tanesidir.Bu törenlerde ,erkek olmanın erkekliğin yüceltilmesi kızların da bir eksikliğe sahip olduğu en çarpıcı haliyle ortaya konmaktadır.

Bu örneğe benzer niteliklerde çokça olayın kanıksandığını görürüz.Bunlara önemsizdir,hadi canım abartıyorsunuz demediğimiz noktada bazı şeyler kadınlar lehine değişmeye başlayacaktır.

Kadınların zaman ve mekan sınırlanmasına maruz kalmadan varlık göstermesi ,birilerinin memnuniyetsizliğine rağmen BEN DE VARIM diyebilmesi dileklerimle...

Not.Bazı arkadaşlarımızın uslubu gerçekten çok incitici,ancak; Hallac-ı-Mansur gibi her şeye rağmen söylenmesi gerekeni söyleyeceğiz; çünkü kral gerçekten Çıplak.