Mesajı Okuyun
Old 20-09-2006, 15:29   #19
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

Sn. Deniz İpek; Kızlık zarına kişinin ya da toplumun verdiği önem konusunda haklı olabilirsiniz. Ancak kanunlar her zaman topluma uygun olmak zorunda değildir. Akıl ve mantık ilkeleri doğrultusunda toplumu şekillendiren özellikleri de vardır. Yani her zaman yasalar toplum ihtiyaçları doğrultusunda yapılmaz, bazen de yasalar topluma, toplumsal kabüllere şekil verir. Kızlık zarı kişinin ya da toplumun ezelden beri gelen kabülleri nedeniyle bir tabu olarak görülüyordur ve doğrudur, ama bir de bilimsel gerçekler var. İlk birleşme esnasında kanama yaşamayan kadın oranı %25'tir. Bu kızlık zarının esnek yapısı veya doğuştan olmaması nedeniyle söz konusu olabilir. Toplum kızlık zarını önemsiyor. Birey de kendi kızlık zarını kaybetmeyi önemsiyor olabilir. Bizim tartıştığımız veya savunduğumuz nokta kızlık zarı gibi bir olgunun TCK tarafından özel korumaya alınmaması gerekliliğidir. Zira TCK kişinin cinsel amaçlı olarak kişinin vücut dokunulmazlığının istismarını korumuş ve cezalandırmıştır zaten. Bu çirkin eylem kime karşı yapılmış olursa olsun cezalandırılmayı hak eden bir eylemdir. Ancak, öyle garip şeyler olmaktadır ki yukarıdaki bilimsel gerçekler doğrultusunda. Gelen raporda sperm vs. her türlü bulgu var. Ancak kızlık bozulmamış. Şimdi bu kişi daha az mağdurdur ya da kızlığı bozulan kişi daha çok mağdurdur mu diyeceğiz. Ya da aynı eylemi yaptığı halde bir sanık az ceza alırken diğeri daha fazla ceza mı alacaktır? Anlıyorum, eylemin çirkinliği nedeniyle konu zor bir konu ama. Tıbben özellikleri kişiden kişiye değişen bir minik doku parçasının bu denli eşitsiz sonuçlar yaratmasını hukuk düzeni ayrımcı bir şekilde korumamalıdır. Bu uğurda nice gelin nihah sabahı öldürülmek üzere baba evine geri yollanmaktadır. Toplumun kabulü bu yönde iken yasanın kabulü aksi yönde olmalıdır ki toplum da yavaş yavaş bir takım bilimsel realitelere yaklaşabilsin. Neticede tecavüze uğramak tecavüze uğramaktır. Doğuştan gelen kimi farklılıklar nedeniyle oluşabilecek eşitsizliklere meydan verilmemelidir.