Mesajı Okuyun
Old 12-08-2011, 08:44   #2
Özgül04

 
Varsayılan

Sayın Kurulu06 sanırım aşağıda ki yargıtay kararı yararlı olur.
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 1992/9367
K. 1993/8158
T. 30.11.1993
• YETKİSİZ TEMSİLDE TEMSİL EDİLENİN SORUMLULUĞU ( Yetkisiz Çek Keşide Etme )
• ÇEK KEŞİDE ETME ( Yetkisiz Temsilcinin )
• KÖTÜNİYET TAZMİNATI ( Kötüniyetli Olmayan Hamilden İstenemez )
2004/m.72/f.5
6762/m.560,561,692,697
818/m.38
ÖZET : Yetkisiz temsilcinin düzenlediği başka çekleri temsil edilen benimseyip ödediğine göre, dava konusu çekten sorumlu tutulmak gerekir. Hamilin çekteki keşideci imzasının sıhhatini bilebilme olanağı bulunmadığından, İİK.nun 72/f.5 maddesi hükmüne göre kötüniyet tazminatına mahkum edilemez.

DAVA : Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşuldu:

KARAR : Davacı vekili, davalı bankanın keşidecisi müvekkili şirket, lehdarı D...... Bilgisayar olan, 29.12.1990 keşide tarihli 100.000.000.- liralık çeke dayanarak takibe geçtiğini, takibe konu çek altındaki imzanın müvekkili şirketin yetkili temsilcisinin eli mahsulü olmadığını ileri sürerek, takibe konu çek nedeniyle müvekkili şirketin davalı bankaya borçlu bulunmadığının tesbitine, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, dava konusu çeki müvekkili bankaya davadışı Gökhan'ın temlik ettiğini, davacı şirket ile Gökhan arasında ticari ilişki bulunduğunu, çek, banka hesabı ve kaşenin davacı şirkete ait olduğundan, davacının çekteki imzanın bu şirkete ait olmadığını ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan delillere göre çekteki keşideci imzasının davacı şirketin temsilcisi Mehmet'e ait olmadığı, çeki imzalayan Selahattin'in ticari vekil durumunda bulunduğunu, vekaletnamesinde kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisine yer olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, % 40 tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

1- Davalı banka, senedi davacı şirket kaşesi ile imzalayan Selahattin'in şirket adına temsilci sıfatıyla hareket ederek başka çekler de imzaladığını, bu çeklerin davacı şirketçe kabul edilip, ödendiğini ileri sürmüştür. Yetkisiz temsilde temsil edilenin, yetkisiz temsilcinin kendi adına imza almasına ses çıkarmayarak, yetkisiz temsil imzasının sonuçlarını yüklendiği durumlarda sorumluluğu vardır. Davalı banka, davacı şirketin temsil yetkisi bulunmayan Selahattin'in şirket adına keşide ettiği çekleri ödediğini ileri sürdüğüne göre, davacı şirketin, Selahattin'in yetkisiz temsiline tahammül gösterip göstermediğinin araştırılması gerekir. Bu durumda mahkemece, davacı şirketin çekle işleyen hesabının bulunduğu bankadan Selahattin'in şirket adına keşide ettiği çeklerin ödenip ödenmediğinin sorularak, sonucuna uygun bir karar verilmelidir.

2- Davacının temyizine gelince;

Borçluyu menfi tesbit davası açmaya zorlayan takibin, haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine, İİK.nun 72/5. maddesi hükmünce borçlu yararına tazminata hükmedilir. Takibe konu çeki ciro yoluyla devralan davalı banka, çekteki keşideci imzasının sıhhatini bilebilme olanağı bulunmadığından kötüniyetli kabul edilemez. Davacı şirket vekilinin tazminat talebine ilişkin temyizinin bu nedenle reddi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına ( BOZULMASINA ), ikinci bedde açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının ( REDDİNE ), davacının fazla ödediği peşin harcı ile davalının peşin harcının istekleri halinde iadesine, 30.11.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.