Mesajı Okuyun
Old 15-04-2011, 15:15   #10
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Bu fıkra çok açık değil mi? Yani 60.000 Tl olan borç toplamının, en az 20 TL'sinin ilk ödeme taahhüdünde ödenmesi gerekecek. 19.000 TL yatırılırsa, taahhüdü ihlal etmiş olacaktır.



Ama her nedense bazı mahkemeler alıntısını yaptığım bölümü 2 yıl olarak algılamaktadır.

Özetle, hala Yargıtay ve mahkemeler fiilen çekten dolayı ceza vermemekte direnmektedir.

Üstadım, ben bu algıya ciddi ciddi sinir olmaya başladım. Yargısal yorum kurallarına aykırı hareket ediliyor. Size katılıyorum.

Ekte hem infaza devam dilekçesi örneği ve hem de istemin reddi üzerine verilen karar üzerine yazdığım itiraz dilekçesini paylaşmak istedim. Umarım yararlı olur. Saygılarımla.

Alıntı:

İNFAZA DEVAM DİLEKÇESİ:
ŞİŞLİ 1.ASLİYE CEZA MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİNE


DOSYA NO :
KARAR NO :
KATILAN :
VEKİLİ :
SANIK :
SUÇ : Karşılıksız Çek Keşide Etmek.
KONU : Taahhütten kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmeyen sanığın cezasının infazına devam olunması istemli dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR :
1. Sanık hakkında Sayın Mahkeme’nin 14/05/2008 tarihli hükmü ile karşılıksız çek keşide etmek suçundan mahkûmiyet kararı verilmiştir. Sanık hükmün infazı aşamasında verdiği dilekçe ile 5941 sayılı yasa kapsamında taahhütte bulunarak infazın durdurulmasını talep etmiş ve anılan hükmün infazı mahkemece 19/03/2010 tarihli Ek Karar ile durdurulmuştur.
2. Sanık, taahhüt dilekçesinde çek bedeline ilişkin ödemeyi 18/03/2011 tarihinde yapacağını taahhüt ettiği halde, taahhüdüne uymamış ve tarafımıza hiçbir ödemede bulunmamıştır. 5941 sayılı yasanın geçici 2. maddesinin beşinci fıkrasında taahhüdün ihlali halinde, kovuşturma ve/veya infaza kaldığı yerden devam edileceği öngörülmüştür.
Bu durum kapsamında başvurumuz üzerine;
İSTEM VE SONUÇ : Sanığın cezasının infazına 5941 sayılı yasa çerçevesinde devam olunmak gerektiğinden, Sayın Mahkemeden bu yönde karar ittihazını arz ve talep ederim.

Katılan Vekili
Av.

Alıntı:

İTİRAZ DİLEKÇESİ ÖRNEĞİ:

EYÜP 6.ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE
ESAS NO :
KATILAN :
VEKİLİ :
SANIK :
KONU : Mahkemenin 21/03/2011 tarihli Ek Kararına itiraz dilekçemizdir.
AÇIKLAMALAR :
1. Sanık hakkında karşılıksız çek keşide etmekten açılan kamu davası sırasında sanık, 5941 sayılı yasanın geçici 2. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca ödeme taahhüdünü içerir dilekçe vermiş ve mahkemece yargılamanın durdurulmasına karar verilmiştir.
Sanık 26/03/2010 tarihli taahhüt dilekçesinde çek bedelinin 1/3’ünü taahhüt tarihinden itibaren ilk 1 yıl içinde (en geç 25/03/2011 tarihinde) ödeyeceğini beyan ve taahhüt etmiştir. Fakat, sanık tarafından taahhüt dilekçesinde belirtilen ödeme yapılmamıştır.
2. Bunun üzerine, mahkemeden yine 5941 sayılı yasanın geçici 2. maddesinin 5.fıkrası uyarınca, taahhüde uyulmadığı besbelli ve aşikar olduğu için, kovuşturmaya devam istemli dilekçe verilmiştir. Mahkemece bu istemimizin, sanığın taahhüt ettiği son ödeme tarihi olan 25/03/2012 tarihinde kadar durdurulduğundan bahisle reddine karar verildiği görülmektedir.
Mahkemenin ek kararı kanuna ve yorum ilkelerine açık aykırılık taşımaktadır. Yargısal yorum yetkisinin sınırları, yasa maddesinin lafız ve ruhunun çizdiği çerçevenin dışında, “başka bir şeyin” uygulanması biçiminde tezahür edemez. Bu zorunluluk ve ödev, bariz surette ihlal edilmiştir.
3. 5941 sayılı yasanın, isteme konu geçici 2. maddesinin 5. fıkrasında “Şikâyetçinin başvurusu üzerine, anlaşma veya taahhüde uyulmadığının tespiti hâlinde, soruşturmaya, kovuşturmaya veya hükmün infazına devam edilir.” hükmü yer almaktadır. Yine söz konusu taahhüdün ne olduğunun 1/b fıkrasında “Bu Kanunun 6’ncı maddesi hükmüne göre ödenmesi gereken miktarı belirli vadelerde ödeyeceğini taahhüt etmesi……” şeklinde tanımlandığı görülmektedir.
Şimdi bu yasal durum ve tanım karşısında, sanığın 25/03/2011 tarihli ödeme taahhüdünü yerine getirmediği gözetildiğinde, bu durumun yasanın aradığı anlamda “taahhüde uyulmadığının tesbiti” cümlesinden değerlendirilmesi gerektiğinde şüphe ve duraksamaya yer yoktur.

Taahhüdün ne olduğu, uyulmamasının ne olduğu ve sonuçlarının yasada nasıl düzenlendiği bu şekilde ortaya konulduktan sonra; Mahkemece ek kararda hatalı olarak, adeta 5. fıkrada sanığın son ödeme taahhüdüne uymaması halinde kovuşturmaya veya infaza devam edilir hükmü varmışçasına, yargılamaya devam olunması şeklindeki istemin reddinde isabet yoktur. Yasada açıkça gözetilmemiş bir husus ve unsur, yasaya rağmen oluşturularak, katılan yurttaşın yasanın tanıdığı açık bir yetkisinin özüne dokunulması hukuka aykırıdır.
4. Yine mahkemenin kararının yasaya aykırılığının bir göstergesi de şudur: söz konusu ek karar yasanın konuluş amacına (ratio legis) aykırıdır. Yasa, soruşturmaya, kovuşturmaya veya infaza devam için taahhüt tarihlerini gözetmemiş olsa idi, artık hiçbir anlam ifade etmeyecek olan bu ara taahhütleri hiç vaz’ etmez ve geçici 2. maddenin 2/b fıkrasında tanıdığı imkanı, yasada şu an olduğu biçimde değil doğrudan 2. yılın sonuna bırakırdı. Yasa maddeleri ve tanımları karşısında tek geçerli ve “yasaya uygun” yorum ve uygulama bu iken, pozitif hukuk metinlerinin yorum ve tatbikinde açık hataya düşülerek tesisi edilen Ek Kararın itirazımız vechile düzeltilmesini veya kaldırılmasına karar verilmesini talep etmek zarureti hasıl olmuştur.
İSTEM VE SONUÇ : İzah olunan nedenlerle;
1. Mahkemece tesis edilen 21/03/2011 tarihli ek karara itirazımız yerinde görülerek kararın düzeltilmesi ve YARGILAMAYA DEVAM OLUNMASI,
2. İtiraz yerinde görülmezse; işbu itiraz dilekçesinin, itirazı kanunen incelemeye yetkili mercie gönderilmesini,
Vekaleten talep ederiz.
Katılan Vekili
Av.