Mesajı Okuyun
Old 19-09-2010, 17:08   #3
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan m.fahrikoc
İtirazın iptali davasında davalı borçlu icra takibinde sadece borca itiraz etti daha sonra ise açtığım itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine de itiraz etti, ancak yetkilli mahkemeyi gösterirken .... sulh mahkemesi yerine .... ticaret mahkemesi yazdı. Mahkeme ise yetki itirazını önce değerlendirmesi gerektiği daha sonra ise iş bölümü itirazına girebileceğini hal böyle olunca yetkili mahkemenin yanlış gösterildiğinden yetki yönünden dosyayı reddeceğini ima etti ve davalıya dilekçesini düzeltmesi için süre verdi. Sizce davada yetkili mahkemenin yanlış gösterildiği iddia edilebilirmi, bu konuda pek fazla bilgiye ulaşamadım cevaplarınızı bekliyorum...

Bence ya siz karışık anlattınız ya da mahkeme yanlış ara karar vermiştir. Ben önce anladıklarımı yazayım.

1- Siz X Sulh Hukuk Mahkemesine itirazın iptali davası açtınız.

2- Davalı yetki itirazında bulunurken " Y Asliye Ticaret Mahkemesi yetkilidir" demiştir.

3- Mahkeme ise,
Alıntı:
Mahkeme ise yetki itirazını önce değerlendirmesi gerektiği daha sonra ise iş bölümü itirazına girebileceğini
şeklinde bir imada bulunup, davalıya
Alıntı:
dilekçesini düzeltmesi için süre verdi

Mahkeme davalıya süre verdiğine göre, davalının yetki itirazını aynı zamanda işbölümü itirazı olarak da anlamış olabilir ve dilekçede net ifade edilmediği için açıklama istemiş olabilir. Ama eğer böyleyse, mahkemenin yaptığı doğru değildir. Dava Sulh Hukuk Mahkemesine açılmış, davalı Asliye Ticaret Mahkemesi Yetkili/Görevli demiştir. Sulh Hukuk ile Asliye Ticaret arasında işbölümü ilişkisi yoktur. Ancak görev itirazında bulunulabilir. Bulunulmasa da mahkeme re'sen gözetmek zorundadır. O nedenle eğer doğruysa, mahkemenin
Alıntı:
daha sonra ise iş bölümü itirazına girebileceğini
demesinin yasal dayanağı bulunmamaktadır.

Bilindiği üzere, görev itirazı her zaman yapılabileceği gibi, mahkeme re'sen gözetmektedir."İşbölümü" itirazı ise ancak cevap süresinde ileri sürülürse dikkate alınacaktır. Sayın Mahkeme davalıya süre vermeden, görev hususunu re'sen çözüme bağlayabilecekken süre verdiğine göre itirazı "işbölümü" itirazı olarak algılamıştır.

Yine dilekeçede hem yetki hem de görev itirazı varsa, öncelikle görev sorunu çözümlenmelidir. Hal böyle olunca hakimin
Alıntı:
yetki yönünden dosyayı reddeceğini ima
etmesi, aslında kendisinin davaya bakmaya görevli olduğunu ima etmesidir. Aksi takdirde önce görev (işbölümü değil) sorununu çözüp, kendisi görevli ama yetkisiz mahkeme ise yetkili mahkemeye göndermeliydi.