Mesajı Okuyun
Old 09-11-2012, 10:46   #2
yılmazkan

 
Varsayılan

İşçi, görevini özen ve doğrulukla yapmalıdır. Şoföre verilen benzin parası da özen ve doğrulukla harcanmalı, artan bedel işverene iade edilmelidir. Artan parayı alıkoyan işçinin bu davranışı doğrulukla bağdaşmaz. İşveren bu durumu ispatlayabilirse fesihte haklı görünüyor.
Ancak işçinin çalıştığı süre, emeği, daha önce herhangi bir olumsuz davranışı yoksa, alıkonan benzin parası cüzi bir miktar ve süreklilik arz etmiyorsa işveren başka bir ceza verebilecek durumda ise iş akdinin feshedilmesi menfaatler dengesini işçi aleyhinde bozacak ağır bir yaptırım olabilir.

Şu karar göz önüne alınabilir.
Yargıtay
9. Hukuk Dairesi

Esas : 2008/2570
Karar : 2008/20438
Tarih : 15.07.2008

*FESİHTE ÖLÇÜLÜLÜK İLKESİNE UYULMASI
*EYLEMLE CEZA ARASINDAKİ ORANSIZLIK
*KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI
*DİSİPLİN CEZALARI
*HAKSIZ FESİH

(4857 s. İş K. m. 17, 32)

Taraflar arasındaki, kıdem, ihbar tazminatlarıyla ücret ve ikramiye farklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davacı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.07.2008 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına Avukat M. A. geldi. Karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendi. Duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi Ş.Çil tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı işçi iş sözleşmesinin işverence haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinde bulunmuştur. Davalı işveren 4857 sayılı İş Kanununun 25/II-e maddesi uyarınca iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece savunmaya itibar edilerek tazminat isteklerinin reddine karar verilmiştir.

Davacı, 13.12.2005 tarihinde gece vardiyasında çalıştığı sırada el arabasıyla çöp dökme işlemini gerçekleştirmiş, dönüşte tel örgü ile çevrili alana girdiği sırada güvenlik görevlisi tarafından yakalanmıştır. Davacı işçi savunmasında tel örgü ile çevrili alana merak ettiği için girdiğini açıklamıştır. Davalı işveren ise ihraç edilecek tekstil ürünlerinin bulunduğu bölüme davacı işçinin hırsızlık yapmak amacıyla girdiğini, olay sonrası yapılan kontrolde 3000 civarında tişörtün kayıp olduğunun belirlendiğini savunmuştur.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, davacı işçinin hırsızlık yapmak amacıyla tel örgü ile çevrili alana girdiği kanıtlanabilmiş değildir. Olay sonrası tutulan tutanakta, davacının tel örgülü alanda bulunan kutulan karıştırdığı ya da ürünleri aldığı belirtilmemiştir. Davacının üzerinin ve dolabının arandığı, hırsızlık ürününe rastlanmadığı da dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.

Öte yandan işverenin 3000 civarında tişörtün kayıp olduğu yönündeki açıklaması afaki olup, kesin biçimde ürünlerde eksiklik olduğu kanıtlanabilmiş değildir. Stokta olması gereken ürün adedi ile mevcut ürün sayıları karşılaştırılmamıştır. İşyerinde güvenlik görevlisi olarak çalışmış olan davalı tanığı da bir süredir tel örgünün alttan kaldırılmış olduğunu tespit ettiklerini belirtmiştir. Bu nedenle tel örgüyü aralayan davacı işçi değildir. İşveren ise uzun süre bu konuda önlem almamıştır. İşverence olay sonrasında tel örgü kaldırılmış ve duvar örülmek suretiyle tekstil ürünlerinin güvenliği sağlanmıştır.

Somut olayda davacı işçinin tel örgünün altından geçerek ihraç ürünlerinin bulunduğu alana hırsızlık amacıyla girdiği kanıtlanabilmiş değildir. İş çıkışında güvenlik görevlileri tarafından arama yapıldığı ve tekstil ürünlerinin işyeri dışına çıkarılmasının mümkün olmadığı hususu da tanıklarca, ifade edilmiştir. Olayın, toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca ihraç dışında kalan disiplin cezalarını gerektirdiği anlaşılmaktadır. Davacının eylemi ile uygulanan ceza arasında açık oransızlık söz konusu olup, feshin haklı nedene dayanmadığı kabul edilmelidir. Davacının ihbar ve kıdem tazminatı isteklerinin kabulü gerekirken yazılı şekilde reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, Davacı yararına takdir edilen 550 YTL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.07.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.

Kaynak:Corpus Arşiv