Mesajı Okuyun
Old 06-02-2008, 18:30   #3
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

Sn. Av.Bülent S. Akpunar'ın belirttiğine aynen katılıyorum. Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarında ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği yönünde bir çok karar mevcuttur.

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/10777
K. 2005/7464
T. 11.7.2005
• TRAFİK KAZASI NEDENİYLE TAZMİNAT ( Destekten Yoksun Kalma Tazminatı - Uzamış Zamanaşımı Karayolu Trafik Garanti Sigorta Hesabı Hakkında Da Uygulanacağı )
• UZAMIŞ ZAMANAŞIMI ( Karayolu Trafik Garanti Sigorta Hesabı Hakkında Da Uygulanacağı - Destekten Yoksun Kalma Tazminatı/Trafik Kazası Sonucu Ölüm )
• KARAYOLU TRAFİK GARANTİ SİGORTA HESABI ( Uzamış Zamanaşımı İşleten Ve Trafik Sigortacısı Hakkında da Uygulanacağı )
2918/m. 108, 109
ÖZET : Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir. Uzamış zamanaşımı işleten ve trafik sigortacısı hakkında uygulandığına göre Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı hakkında da uygulanmalıdır. Eldeki davada, olay tarihi ile ıslah tarihi arasında uzam ış zamanaşımı süresi dolmamıştır. Buna rağmen yerel mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ağn Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 15.04.2004 tarih ve 2002/273 - 2004/225 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi S.ç. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacılar vekili, davacıların eşi ve babası olan H'nin, yaya olarak yürürken, tespit edilemeyen bir aracın çarpması sonucu öldüğünü, aleyhine açılan dava tefrik edilen davalılardan İçişleri Bakanlığı'nın ise yasa gereği sorumluluğu bulunduğunu ileri sürerek, toplam 20.000.000.000.- TL maddi ve manevi tazminatın, ıslah dilekçesi ile de 8.000.000.000.- TL daha maddi tazminatın faiziyle davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, ıslah edilen miktarın 2 yıllık zamanaşımına uğradığını, manevi tazminat istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, dosya kapsamına ve benimsenin bilirkişi raporuna göre, ıslah dilekçesi ile arttırılan maddi tazminat istemi bölümünün 2 yıllık zamanaşımı nedeniyle reddine, asıl maddi tazminat isteminin kabulüne, cenaze ve defin giderlerinin 82.500.000.- TL olarak tahsiline, bakiye cenaze ve taziye giderleri isteminin reddine, manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dava dilekçesinin istem sonucu bölümünün 3 nolu bendinde, manevi tazminatın aleyhine hüküm kurulan davalıdan da istenmiş bulunmasına, ıslah dilekçesinin tebliği üzerine davalının süresinde zamanaşımı def'inde bulunmuş olmasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.

2918 sayılı KTK'nun 108'inci madde hükmünde, davalı Garanti Sigortası Hesabı'na hangi durumlarda başvurulacağı düzenlenmiş olup, esas itibariyle bu davalının sorumluluğunun, işletenin sorumlu tutulabileceği haller ile sınırlı olduğu da öngörülmüştür. Dava, kazayı yapan aracın tespit edilememesi nedeniyle, davalıya karşı bu madde hükmü uyarınca açılmıştır.

2918 sayılı KTK'nun "ortak hükümler" başlığı altında yer alan ve 10912'nci maddesinde düzenlenen uzamış ceza zamanaşımı süresinin, işleten ve bunun hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu trafik sigortacısı hakkında da uygulanması gerektiğine göre, zorunlu trafik sigortası bulunmayan bir araç için, husumet yöneltilen davalı Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı hakkında da uzamış ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğinin kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Nitekim, ne bu yasada, ne de Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı Yönetmeliği'nde de bu hususun aksinin kabulünü gerektirecek herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.

Bu durumda, olay tarihi ile ıslah tarihi arasında geçen süre itibariyle ceza zamanaşımı süresinin, ıslah dilekçesi ile arttırılan maddi tazminat miktarı bakımından dolmadığı gözetilerek, esasa girilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu bölüm istemin 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.

3- Hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümleri'nin lO/son madde hükmü uyarınca, manevi tazminat davalarının tamamının reddi durumunda avukatlık ücretinin, tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre maktu olarak hükmedilmesi gerekmektedir.

Oysa, mahkemece manevi tazminata ilişkin istemin tamamen reddine karar verildiği halde, davacı aleyhine olarak nispi vekalet ücreti hükmedilmiş olup, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda ( 1. ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) ve ( 3 ) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 11.07.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.