Mesajı Okuyun
Old 06-08-2007, 18:51   #4
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Taşınmaz elbiriliğiyle mülkiyet (iştirak halinde ) durumundadır. Davanın tüm mirasçıların katılımı ile açılması gerekir.
Ancak, bir kısım mirasçılara ulaşılamadığına göre, dava diğer mirasçılar tarafından açılabilir. Bu durumda yargılama sırasında , hakim diğer mirasçıların da katılımını sağlaması , sağlanamıyor ise terekeye temsilci atanmas ı için süre tanır. Bu süre içinde eksiklik tamamlanır. Ya da, dava açılmadan önce temsilci atanması için Sulh mahkemesine başvurulur. Dava temsilci tarafından açılır.
Saygılarımla.

T.C.

YARGITAY

8. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/6021

K. 2005/7235

T. 27.10.2005

TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Bir Mirasçının Elbirliği Mülkiyet Hükümlerine Tabi Bir Taşınmaz Üzerinde Tasarrufta Bulunma Yetkisi Olmadığı )

• ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ ( Bir Mirasçının Elbirliği Mülkiyet Hükümlerine Tabi Bir Taşınmaz Üzerinde Tasarrufta Bulunma Yetkisi Olmadığı - Tapu İptali ve Tescil )

• MİRASÇILARIN DAVAYA KATILMASI ( Mirasçılardan Birisinin Taşınmazın Tümünün Kendisi Adına Tescili İstemesi - Diğer Mirasçıların Katılması veya TMK.nun 640. Maddesi Uyarınca Miras Ortaklığına Temsilci Tayin Edilmek Suretiyle Davaya Devam Edilebileceği )

• MİRAS ORTAKLIĞINA TEMSİLCİ TAYİNİ ( Mirasçılardan Birisinin Taşınmazın Tümünün Kendisi Adına Tescili İstemi - Diğer Mirasçıların Katılması veya TMK.nun 640. Maddesi Uyarınca Miras Ortaklığına Temsilci Tayin Edilmek Suretiyle Davaya Devam Edilebileceği )

4721/m.640,701,702

ÖZET : Dava tapu iptali ve tescil davasıdır. Bir mirasçının elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi yoktur. Mirasçılardan birisinin taşınmazın tümünün kendisi adına tescili isteği ile açtığı davaya diğer mirasçıların katılması ( olurlarının alınması )veya TMK.nun 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına temsilci tayin edilmek suretiyle davaya devam edilmesi de mümkün değildir. Davacının böyle bir dava açma yetkisi bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekir.
DAVA : İlyas Bulut ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Pınarbaşı Asliye Hukuk HÖkimliğinden verilen 24.03.2005 gün ve 50/56 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, dava konusu 105 ada 114 sayılı parselin Hazine üzerindeki tapu kaydının iptali ile adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili,davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece 105 ada 114 sayılı parselin tapu kaydının kısmen iptali ile 25.10.2004 tarihli teknik bilirkişi krokisinde B harfi ile gösterilen 18.411.55 m2'lik taşınmaz bölümüne ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline, A, C ve D harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden davanın reddine karar verilmesi üzerine; hükmün kabule ilişkin bölümü Hazine temsilcisi tarafından, redde ilişkin bölümü de davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir
Dosya muhtevasına,dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, 25.10.2004 tarihli teknik bilirkişi krokisinde A, C ve D harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümleri yönünden kadastro tespitinin yapıldığı 1993 yılından geriye doğru kazanmayı sağlayan 20 yıllık sürenin geçmediği belirlenmiş bulunduğuna göre, bu taşınmaz bölümleri yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile A, C ve D harfleriyle gösterilen taşınmazlara ilişkin hüküm bölümünün ONANMASINA,
Teknik bilirkişi krokisinde B harfi ile gösterilen taşınmaz bölümüne ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacı, ortak miras bırakan Salih Bulut'tan kaldığı ve taksim edilmediği yerel bilirkişi ve tanık sözleriyle belirlenmiş olan taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescil isteğinde bulunmuştur. Mirasçılık belgesine göre davacının miras bırakanı Salih Bulut 15.01.1981 tarihinde ölmüştür. Miras bırakanın ölüm tarihine göre terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, taksim yapıldığı da kanıtlanmamıştır.
TMK.nun 701.maddesinde: "Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti elbirliği mülkiyetidir" şeklinde tanımlanmıştır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay ve payları olmayıp, hakları taşınmazın tamamı üzerine yayılmış olup terekenin tamamını kapsar. Aynı Kanunun 702. maddesinde topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oy birliği ile karar vermeleri gerektiği belirtilmiştir. Dava açmak da tasarrufi bir işlem olduğuna göre, mirasçılardan birisinin taşınmazın kendisi adına tescili için dava açması mümkün değildir.
Başka bir anlatımla bir mirasçının elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmaz üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi yoktur. Mirasçılardan birisinin taşınmazın tümünün kendisi adına tescili isteği ile açtığı davaya diğer mirasçıların katılması ( olurlarının alınması )veya TMK.nun 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına temsilci tayin edilmek suretiyle davaya devam edilmesi de mümkün değildir. Davacının böyle bir dava açma yetkisi bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak işin esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde olduğundan, B harfi ile gösterilen taşınmaza ilişkin hüküm bölümünün HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 11,20 YTL peşin harcın onama harcına mahsubuna 27.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (kazancı)