Mesajı Okuyun
Old 30-05-2008, 13:53   #2
Av.Nilay TOPRAK

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/938
Karar: 2003/7141
Karar Tarihi: 29.05.2003
ÖZET : Davalının belediye başkanı olduğu dönemde, belediyede işçi olarak çalışan Hüseyin A.'ı haksız olarak işten çıkardığı, bu nedenle belediyenin adı geçen işçiye sendikal tazminat vs. ödemek zorunda kaldığı bildirilerek, ödemeye neden olan davalıdan alınması istenmektedir.


(818 S. K. m. 41) (4721 S. K. m. 2, 3)
Dava: Davac
ı Belediye Başkanlığı vekili Avukat Nuri Dündar Hattatoğlu tarafından, davalı Mustafa B. aleyhine 29/6/2001 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 7/5/2002 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
Karar: Dava rücuen tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ve karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalının belediye başkanı olduğu dönemde, belediyede işçi olarak çalışan Hüseyin A.'ı haksız olarak işten çıkardığı, bu nedenle belediyenin adı geçen işçiye sendikal tazminat vs. ödemek zorunda kaldığı bildirilerek, ödemeye neden olan davalıdan alınması istenmektedir. Davalı 1997 yılı sonrasında ortaya çıkan maddi imkansızlık nedeniyle belediyede çalışan geçici işçilerin tamamının işine son verdiğini savunmuş ve İl İdari Kurulu'da bu gerekçelerle men'i muhakeme kararı vermiştir. Oysaki dosyada mevcut bilgi ve belgelerden, belediyede çalışan geçici işçilerin Ağustos ayı içinde sendikaya üye oldukları, davalının Belediye Encümeninden aldığı yetki ile tek başına karar alarak ve önceki yıllardaki yerleşik uygulamaların aksine 1.9.1997 de tüm geçici işçilerin işine son verdiği ve hemen sonrasında 4.9.1997 de bu işçilerden 7'sini yeniden işe başlattığı görülmektedir. Yine 5.3.1998 de belediyeye 43 geçici işçi alımında, önceden işten çıkarılanlara hiçbir duyuru yapılmadan tamamen yeni işçiler alınmıştır. Her ne kadar önceden işten çıkarılanların önceliği olduğu konusunda geçerli bir kural yoksa da, bu durum davalının iyi niyetle hareket etmediği sonucunu doğurur. İl İdari Kurulunca verilen ve Danıştay'ca onanıp kesinleşen men'i muhakeme kararı ise ceza hukukuna ilişkin olduğundan bu dava için ulaşılan sonucu değiştirecek nitelikte değildir. Nitekim İş Mahkemesince de işçilerin sendikaya üye oldukları için kötüniyetle işten çıkarıldıklarını kabul ederek tazminata hükmetmiştir. Bu olgu, davalının kötü niyetle hareket ettiğinin açık bir kanıtıdır. Bu nedenlerle davalının kötü niyetli davranışları sonucu ortaya çıkan zararın kapsamı belirlenerek hükmedilmelidir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 29.5.2003 gününde oyçokluğuyla karar verildi. (¤¤)
KARŞI OY AÇIKLAMASI
Mahkemece bozma kararına uyularak verilen karar yerinde olup onanması gerektiği görüşünde olduğumdan çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum. 29/5/2003