Mesajı Okuyun
Old 31-07-2006, 19:17   #11
ibreti

 
Varsayılan

Bu da bağlantılı 13.HD. kararı
---------
T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2000/10712

K. 2001/1110

T. 23.1.2001

• ALACAK DAVASI ( Davacının İhale Sonucu Aldığı İşin Ücretinin Ödenmemesi )

• İSPAT YÜKÜ ( Herkesin İddiasını İspat İle Yükümlü Olması )

• HAKİMİN GÖREVİ ( Tarafların Kanıtladıkları Maddi Olaylara Göre Uygulanacak Yasa Maddelerini Arayıp Bularak Uygulama )

• PROTOKOLÜN HUKUKA VE AHLAKA AYKIRILIĞI İDDİASI ( Bu İddiaya Karşı Tarafların İsticvap Edilerek İttifak Edemedikleri Hususun Açık ve Net Biçimde Belirlenmesi )

• HUKUKA VE AHLAKA AYKIRILIK İDDİASI ( Bu İddiaya Karşı Tarafların İsticvap Edilerek İttifak Edemedikleri Hususun Açık ve Net Biçimde Belirlenmesi )

1086/m.76

818/m.41

</IMG>
ÖZET : Bir davada dayanılan maddi olayları kanıtlamak taraflara, kanıtlanan bu maddi olaylara göre davadaki uyuşmazlığı nitelendirmek ve uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak uygulamak ise doğrudan hakimin görevidir.
Mahkemece öncelikle protokollerin ne sebeple hukuk ve ahlaka aykırı olduğu davalıya açıklattırılmalı, bu açıklamaya karşı davacıdan diyecekleri sorulmalı, gerektiğinde bizzat taraflar isticvap edilmeli, ittifak edemedikleri hususlar açık ve net olarak belirlenmeli konuya ilişkin olarak protokollerde imzası bulunan tanık ve yedimen dinlenmeli, varsa başkaca delil ve karşı delileri alınmalı davalının ihale makamına vermiş olduğu ihale dosyası ile davalı üzerinde kaldığı öne sürülen ihale makamına ait ihale dosyaları veya onanlı örnekleri getirilmeli, davalının diğer savunmaları üzerinde de durulup gerekli araştırma yapılmalı, gerçekten protokollerin hukuka ve ahlaka aykırı amaçlarla yapılıp yapılmadığı, iptal edilip edilmediği hizmet verilip verilmediği, hizmet verilmiş olsa dahi bu hizmetler karşılığı olarak belirlenen ücretin fahiş olup olmadığı saptanmalı, böylece hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir.
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gederi gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat .... ile davacı vekili avukat....un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim okulları Genel Müdürlüğü tarafından ihaleye çıkarılacak okul inşaatlarının ihale işlerini takip için davalı firma adına dosya hazırlanması ihale ile ilgili prosedürlerin tamamlanması ve tetkiklerinin yapılması konularını içerir şekilde davalı ile 5.6.1998 tarihinde bir müşavirlik hizmet sözleşmesi imzaladıklarını, hizmetlerin bir bölümünün yapıldığına dairde ayrıca 29.6.1998 tarihinde ek bir sözleşme daha yaptıklarını, davalı ihale üzerinde kalmasına karşılık ödemesi gereken ihale bedelinin %8 ücretini ödemediğini öne sürerek ücret alacağı 59.000.000.000 Tl.nin temerrüt tarihi 5.10.1998 tarihinden itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yaptıkları inceleme ve danışmalar sonucunda, karşılıklı olarak bir araya gelerek hukuki ve ahlaki dayanağının olmamamsı sebebiyle sözleşmeyi iptal ettiklerini, bu durumu sözleşmede tanık ve yediemin sıfatıyle imzası olan kişilerin de bildiğini, davacının elinde kalan sözleşme ile buna rağmen istemde bulunmasının doğru olmadığını, davacının esasen müşavirlik hizmeti konusunda bir mesleği olmadığı gibi konunun uzmanı da olmadığını, firmasının bu konuda uzman
kadrosunun mevcut olduğunu, hiçbir hizmet ifa etmeyen davacının çok fahiş oranda hizmet karşılığı ücrette isteyemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Bir davada dayanılan maddi olayları kanıtlamak taraflara, kanıtlanan bu maddi olaylara göre davadaki uyuşmazlığı nitelendirmek ve uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak uygulamak ise doğrudan hakimin görevidir. ( HUMK. madde 76 )
Bu davada davacı, 5.6.1998 tarihli Protokol başlıklı sözleşme ve bu sözleşmeye ek olarak düzenlenen ek protokol başlıklı sözleşmeye dayalı olarak istemde bulunmuştur. Anılan sözleşmeler altındaki imzalar tarafların kabulünde olduğu için kural olarak bu sözleşme hükümleri tarafları bağlar. Ne var ki, davalı sözleşmenin hukuka ve ahlaka aykırı olarak yapıldığını saptadıkları için karşılıklı olarak iptal ettiklerini, davacının müşavirlik hizmeti vermediğini, esasen bu konuda uzman bir kişide olmadığını, miktarında fahiş olduğunu savunmuştur. Mahkemece davalının bu savunması üzerinde durulmamış, bu konuda hiçbir inceleme ve araştırma da yapılmamıştır.
Hemen belirtelim ki, davada dayanılan protokol ve ek protokolde şahit ve yediemin sıfatıyla taraflar dışında başka kişilerinde imzası bulunmaktadır. Bu durumda, tarafların anılan protokollerden kaynaklanan uyuşmazlıklarda imzası bulunan tanık ve yedieminin dinlenmesi gerektiği konusunda bir delil sözleşmesi yaptıklarının kabulü gerekir. O nedenle davalının bu kişilerin savunması doğrultusunda dinlenmeleri isteminin mahkemece reddi doğru değildir.
Öyle ise mahkemece öncelikle protokollerin ne sebeple hukuk ve ahlaka aykırı olduğu davalıya açıklattırılmalı, bu açıklamaya karşı davacıdan diyecekleri sorulmalı, gerektiğinde bizzat taraflar isticvap edilmeli, ittifak edemedikleri hususlar açık ve net olarak belirlenmeli konuya ilişkin olarak protokollerde imzası bulunan tanık ve yedimen dinlenmeli, varsa başkaca delil ve karşı delileri alınmalı davalının ihale makamına vermiş olduğu ihale dosyası ile davalı üzerinde kaldığı öne sürülen ihale makamına ait ihale dosyaları veya onanlı örnekleri getirilmeli, davalının diğer savunmaları üzerinde de durulup gerekli araştırma yapılmalı, gerçekten protokollerin hukuka ve ahlaka aykırı amaçlarla yapılıp yapılmadığı, iptal edilip edilmediği hizmet verilip verilmediği, hizmet verilmiş olsa dahi bu hizmetler karşılığı olarak belirlenen ücretin fahiş olup olmadığı saptanmalı, böylece hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmelidir.
Mahkemenin açıklanan yönleri gözardı ederek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar vermesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz olunan mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, 20.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.1.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.