Mesajı Okuyun
Old 27-02-2007, 09:42   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Katkı

Usul yönünden:
Davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde bağlantı var sayılır (HUMK.45/3).

Zorunlu dava arkadaşlığı ilke olarak kanunlarda özel olarak düzenlenmiştir. Gerek maddi bakımdan gerek şekli bakımdan birden fazla kişinin birlikte dava açması veya dava edilmesi zorunlu değilse, dava arkadaşlığı mecburi değildir.
Uygulamada HUMK.nun 43/11.maddesi, kaynak kanun gibi yorumlanarak, "benzer dava nedeni" bulunması halinde seçimlik (ihtiyari) dava arkadaşlığı söz konusu olur.

Olayda; HUMK.m.43/2 uyarınca, “sebep” aynı olduğu için birlikte dava açabilirsiniz görüşündeyim.

Esas yönünden:
BK.m.49,60,TMK.m.24
Manevi tazminat, zarar görenin kişilik değerlerinde bedensel bütünlüğünün iradesi dışında ihlali hallerinde meydana gelen eksilmenin (manevi zararın)giderilmesi, tazmin ve telafi edilmesidir.

Manevi tazminat hakkı kişinin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda öngörülen bir tazminat türüdür. Amacı ise kişinin, hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçektir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar. Bu tazminat bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığıdır.

Zamanaşımı: Zarara ve failine ıttıla tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı doğuran fiilin vukuundan itibaren on sene (BK.m.60).

Sonuç: ispatlanması koşuluyla, davanızın kabulü gerekeceği görüşündeyim.
Saygılar