Sayın Ergin,
Zannederim cevabım yanlış anlaşıldı yada ben yanlış anlattım.Şöyleki
Eğer dava sulh ile bitiyorsa ve davanın aslen lehe bittiği mahkeme zeminine taşınmıyor ise ya feragatle yada konusuz kalmakla sonuçlanacaktır.O takdirde karşı taraf aleyhine sayın meslektaşım lehine bir avukatlık ücreti mahkemece takdir edilmeyecektir.
İşte bu takdirde yazılı olması gereken avukatlık ücret sözleşmesinde hüküm var ise (davanın sulh vs -bu dava konusunun müvekkile verilmesi sebebiyle- konusuz kalması gibi karşı tarafa düşen vekillik ücretinin mahkemece karara bağlanamaması durumunda,müvekkil ya bu davanın vekillik ücreti konusunda devam etmesi için vekile yetki verecek yada bu vekillik ücreti kendisi ödeyecektir) bu takdirde sözleşme hükümleri doğrultusunda işlem yapılabilir.
Yani benim kastettiğim,bu ücretin sulh şartlarında değerlendirilmemiş olması durumları için sözkonusudur.
Müvekkiller özellikle anlaşma zeminlerinde bu ücreti ödememek yada ödetmemek için avukatı vekillikten azile kadar işi götürebiliyorlar.Eğer müvekkiliniz avukatlık ücretinizi ödemiş ise,mahkeme vekillik ücretini bu azil sebebiyle talep edemiyorsunuz (Haksız azil sebebiyle dava açıp müvekkilinize bu bedeli almaktan mahrum olmanız sebebiyle tazminat davası açmanız hali hariç )
Dava değerinin yüksek olması durumunda kanunun verdiği ücreti almanız öyle yada böyle engellenebiliyor.Ben bu işi avukatlık ücet sözleşmesi ile çözmekten yanayım.O nedenle böyle açıklamalarda bulundum.
Yoksa pek tabidir ki,ilamda vekillik ücreti avukatındır.
Yanlış anlaşılmaya sebeb oldu isem üzgünüm düzeltirim.
Ve cevaplarınıza da aynen katılıyorum.
Saygılar