Mesajı Okuyun
Old 07-05-2008, 10:02   #30
Av.muhittinköylüoğlu

 
Varsayılan

Sn.Caner 87
olayımızda tecavüzden hemen sonra bir başvuru sözkonusu değil uzun süren bir süreç sonrasında yapılan bir müracaat var.Ve hemen sonrasında kimin tecavüz ettiğine yönelik bir DNA testi vs. sözkonusu olmadığı gibi imkansızda.Buradaki meselede cinsel temasın olup olmaması değil sorun olan.sorun cinsel ilişkiye kiminle girildiği kimin tecavüz ettiği eylemi kimin gerçekleştirdiği.Yani sorun ispat sorunu.İşte bu aşamada tecrübelerimle aileler bir şekilde küçüğü ikna ederek hayali isimler zikrettirerek cinsel ilişkiye bu hayali isimler ile girildiği yolunda beyanlara zorluyorlar.Düzmece senaryo ve yalancı tanıklıklara başvuruyorlar.Olayın utancını dışarıyua yansıtmamakla kapatmaya çalışıyorlar.Ve aileler ilginç tepkiler geliştirerek içe kapanıp olayı kapatmayı tercih ediyorlar.Duruşmaların gizli oluşu olayın basına ya da komşulara ve hatta yakınlara yansımayışı da olayın kapanmasını ne yazık ki kolaylaştırıyor.
Ne yazık ki hakimlerimizin kültürü de toplumun genel kültüründen çok farklı olmadığınıdan onların tepkileride pek beklediğimiz gibi olmuyor.dolayısıyla kararlarıda.ve en önemlisi sistem mağdurların sorunlarını çözmeye uygun olmadıpından barınma geçinme vs. gibi mağdurlar açısından gidecek bir yer de olmadığındfan onlarda kaderlerine boyun eğmek zorunda kalıyorlar.
İlk yazımda belirttiğim gibi emekli hakim sayın Suzan Yaltı'nın yazısında belirttiği küçük kızın bakışlarındaki babasına yönelik acı ve korku dolu ifade işte bu yüzden çok önemli.bu acı ve korku sistemin mağdurları koruyacak önlemleri almaktan ziyade kutsal? aile kurumunun mahremiyetini ve reisini korumaya yönelik olması sorunu can alıcı noktasıdır.saygılarımla