Mesajı Okuyun
Old 13-07-2015, 15:56   #39
ersintoker

 
Varsayılan Kaçış

Dağa kaçtıkça özgür hissediyorum kendimi, orda kekik toplarken, hayvanları gezdirirken neler neler çıkıyor içimden bir bilsen,,, şiirler geliyor dilimin ucuna kağıt kalem yok ki yanımda yazıversem, unutuyorum sonra,,, sadece onları değil her şeyi unutuyorum, bakma şimdi sana anlattıklarıma, burada peşimi bırakmıyor yaşadıklarım,,, 12 yaşımda kayıklara doluşup diğer köylü kadınlarla birlikte Köyceğiz’in Dalyan’ına pamuk toplamaya gittiğimiz günler var, sabah gündoğumunda çıkar yola ancak akşama varırdık oraya,,, açık deniz, dalgalara vurdu mu ellerimle yapışıp kayığın kenarına pusar kalırdım korkudan,,, hep kadınlar giderdik, daha çok gelinlik çağına gelenler,,, gündeliklerini biriktirip pamuk alır getirirlerdi çeyizlik yorgan yapmak için kendilerine…

Daha küçük yaşlarım var, yedi mi sekiz mi neydi,,, hayvanlara bakar, ta şu tepenin ordaki çeşmeden su almaya gönderirdi anam,,, birinde bir köpek çıktı karşıma geçirmedi yoldan beni, omzumda su kabağı,,, su kabağı işte, suyu onunla getirir onda tutardık, soğuk kalırdı çünkü,,, ordaki evlerden birinin bahçesine sinip kaldım, başımı kaldırıp bakıyorum köpek orda bekliyor, salmadı beni gideyim, ta akşama kadar,,, geç geldim diye anamdan işittiğim azar da cabası…

Yani senin anlayacağın oyun nedir bilmedim ben,,, yedi kardeşin en büyüğüyüm ya yüküm ağırdı hep,,, hep sanki kadın olarak doğdum ve hep öyle kaldım ben,,, on yedisinde evlendim,,, bir göz evin içinde kayınvalidem onun anası ben ve kocam sonra da çocuklar geldi,,, hep çalıştım ama hep,,, tarlada, bahçede,,, bir otelde bulaşıkçılık yaptım, yeni yeni yemekler öğrendim orda, mutfağa geçtim,,, eh işte sonraları kurduk düzeni,,, düzende neyse,,, ev, pansiyon,,, çocuklar,,, yaşım altmış çalışırım hâlâ,,, gördüğün gibi ufak tefeğim, kavruğum da, çocukluğum marazlıymış zaten,,, geçenlerde bir müşteri geldi, kadın,,, güzellik salonu varmış,,, seni götürüp bir bakımdan geçireyim dedi,,, gülüp geçtim, ben köylüyüm dedim,,, bu halimden de memnunum…

Dağdan gelirken çok terledim bugün, rüzgâr vurdu sonra, belim tutulmuş, gidip uzanayım biraz,,,”

gitti.

Bahçenin öteki kıyısından geçti onun tam aksi kocası, aksiydi, konuşmazdı,,, iskeledeki piyadesine atlayıp açıldı,,, balığa çıkıyordu sözüm ona,,, ilerdeki burnu dönüp gözden kaybolacak bir taşın üstüne ‘baregeta’sını atacak, sonra kıyının gölgesinde kendi içine kaçıp o da kurtulacaktı bu hayhuydan ertesi günün sabahına dek.