Mesajı Okuyun
Old 24-03-2011, 14:23   #13
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

CEDAW/C/2009/WP.1/R

5 Aralık 2008
Özgün Dil: İngilizce

Kadın Göçmen İşçilerle İlgili 26 Sayılı Genel Tavsiye
Kadın Göçmen İşçilerle İlgili 26 Sayılı Genel Tavsiye[1]

1. Kadınlara Karşı Her Tür Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi (Komite), tüm kadınlar gibi göçmen kadınların da yaşamlarının hangi alanında olursa olsun ayrımcılığa maruz kalmamaları gerektiğini teyit ederek, otuz ikinci oturumunda (Ocak 2005), Kadınlara Karşı Her Tür Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi’nin (Sözleşme) 21. Maddesi uyarınca suistimal ve ayrımcılık riskiyle karşılaşabilecek kimi göçmen kadın işçi kategorileri ile ilgili genel bir tavsiye hazırlamaya karar vermiştir.[2]
2. Bu genel tavsiyenin amacı, Taraf Devletlerin kadın göçmen işçilerin insan haklarına saygı duyma, bu hakları koruma ve gerçekleşmesini sağlama yükümlülüklerini, ayrıca diğer anlaşmalarda yer alan hukuksal yükümlülüklerini, dünya konferansları eylem planları çerçevesindeki taahhütlerini yerine getirmelerine; özellikle Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Üyelerinin Haklarının Korunması Komitesi başta olmak üzere göçe odaklı anlaşma organlarının önemli çalışmalarına katkıda bulunmaktır.[3] Komite, Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Üyelerinin Haklarının Korunması Uluslararası Sözleşmesi göçmen kadınlar dâhil kişileri göçmenlik statülerine göre korurken, Kadınlara Karşı Her Tür Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi’nin göçmen kadınlar dâhil tüm kadınları cinsiyet ve toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığa karşı koruduğuna dikkat çeker. Göç bir yandan kadınlara yeni fırsatlar sunarken ve daha geniş bir katılımla ekonomik güçlenmeleri için bir araç olabilecekken, diğer yandan insan haklarını ve güvenliklerini risk altına sokabilir. Dolayısıyla, bu genel tavsiye, insan haklarının ihlalinin hem nedeni hem de sonucu olarak, çok sayıda kadın göçmen işçinin kendine özgü risk durumlarına, cinsiyet ve toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık deneyimlerine katkıda bulunan koşulları incelemeyi hedeflemektedir.
3. Devletler sınırlarını kontrol edip göçü düzenleme hakkına sahipken, bunları kabul ettikleri veya onayladıkları insan hakları anlaşmalarında diğer yükümlülükleri tam olarak yerine getirerek yapmak durumundadırlar. Bu yükümlülüklerin arasında güvenli göç prosedürlerinin geliştirilmesi ve göç çevriminde kadınların insan haklarına saygılı olma, bu hakları koruma ve gerçekleşmesini sağlama yükümlülüğü de vardır. Söz konusu yükümlülükler, kadın göçmen işçilerin gerek kendi asıl ülkelerine gerekse gittikleri ülkelere bakım ve ev hizmetleri dâhil ekonomik ve sosyal anlamda yaptıkları katkılar gözetilerek yerine getirilmelidir.
4. Komite, göçmen kadınların göçü zorunlu kılan etmenlere, göçün amaçlarına ve kalış sürelerine, risk ve suiistimale maruz kalma durumlarına, göç ettikleri ülkedeki statülerine ve burada yurttaşlık hakkı kazanıp kazanamayacaklarına göre çeşitli kategorilere ayrılabileceğini kabul eder. Komite ayrıca, bu kategorilerin akışkan ve birbiriyle örtüşebilen özellikler taşıdığını, dolayısıyla kimi durumlarda kategoriler arasında kesin ayrım çizgileri çekmenin güç olacağını da kabul eder. Bu durumda, hâlihazırdaki genel tavsiyenin kapsamı, işçi olarak düşük ücretli işlerde çalışan, suiistimale ve ayrımcılığa maruz kalma riski yüksek olabilecek, istihdamın gerçekleştiği ülkedeki meslek sahibi göçmen işçilerden farklı olarak daimi kalış veya yurttaşlık hakkını hiçbir zaman elde edemeyebilecek aşağıdaki kategorilerde yer alan göçmen kadınlarla sınırlıdır. Bu durumda söz konusu kadınlar birçok durumda, ilgili ülkelerin yasal korumasından fiilen veya hukuken yararlanamıyor olabilirler. Söz konusu göçmen kadın kategorileri şöyledir:[4]
(a) Bağımsız olarak göç eden göçmen kadın işçiler;
(b) Kendileri de işçi olan eşlerine veya diğer aile üyelerine katılan göçmen kadın işçiler;
(c ) Yukarıdaki kategorilerden herhangi birine girebilecek, kayıt dışı[5] göçmen kadın işçiler.

Bununla birlikte komite, hangi kategoride yer alırlarsa alsınlar kadın göçmenlerin tümünün Sözleşme’ye Taraf Devletlerin yükümlülükleri kapsamına girdiğini, dolayısıyla Sözleşme uyarınca ayrımcılığın her türüne karşı korunmaları gerektiğini vurgular.
5. Erkekler de kadınlar da göç etmekle birlikte, göç cinsiyete tarafsız bir olgu değildir. Kadın göçmenlerin konumu, yasal göç kanalları, göç ettikleri sektörler, maruz kaldıkları suiistimal olayları ve bunların sonuçları bakımından erkek göçmenlerden farklıdır. Kadınların bu durumdan özgül etkilenme biçimlerini kavramak için, kadın göçü toplumsal cinsiyet eşitsizliği, geleneksel kadın rolleri, toplumsal cinsiyete göre belirlenmiş işgücü pazarı, toplumsal cinsiyet temelli şiddetin evrensel yaygınlığı, yoksulluğun ve işgücü göçünün tüm dünyada “kadınlaşması” perspektifinden incelenmelidir. Dolayısıyla, toplumsal cinsiyet perspektifinin içerilmesi, kadın göçmenlerin konumunun analiziyle birlikte ayrımcılığa, sömürüye ve suiistimale karşı politikalar geliştirilmesi açısından vazgeçilmez önemdedir.
İnsan Hakları ve Toplumsal Cinsiyet İlkelerinin Uygulanması
6. Tüm kadın göçmen işçilerin insan haklarının korunması gerekir. Bunlar, yaşama, kişisel özgürlük ve güvenlik, işkence görmeme, aşağılayıcı ve insanlık dışı muameleye maruz kalmama; cinsiyet, ırk, etnisite, kültürel özellikler, yurttaşlık, dil, din veya başka özellikler nedeniyle ayrımcılığa uğramama, yoksulluktan kurtulma, yeterli bir yaşam standardına sahip olma, yasalar önünde eşit olma ve mevcut hukuk yollarından yararlanma haklarıdır. Bu haklar, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde, ayrıca Birleşmiş Milletler Üye Devletlerince kabul edilmiş veya onaylanmış birçok insan hakları anlaşmasında yer almaktadır.
7. Kadın göçmen işçiler ayrıca Sözleşme ile de ayrımcılığa karşı korunmaktadırlar. Sözleşme, taraf Devletlerden, kadınlara karşı her tür ayrımcılığa son verecek gerekli önlemleri hemen almalarını, kadınların her alanda erkeklerle eşit temelde bu haklardan hukuken ve fiilen yararlanmasını sağlamalarını istemektedir.
Kadın Göçünü Etkileyen Faktörler
8. Kadınlar halen dünyadaki toplam göçmen nüfusun yarısını oluşturmaktadır. Küreselleşme, yeni fırsatlar arama, yoksulluk, cinsiyete göre şekillendirilmiş kültürel pratikler ve toplumsal cinsiyet temelli şiddet gibi çeşitli etmenler; doğal felaketler, savaşlar veya iç çatışmalar, kadın göçünü belirleyen faktörlerdir. Bu faktörler arasında aynı zamanda, göç edilen ülkelerdeki kayıtlı ve kayıt dışı imalat sanayi ve hizmet sektörlerinde cinsiyete göre işbölümünün daha da derinleşmesi, ayrıca eğlence yaşamında kadınlara talep yaratan erkek merkezli eğlence kültüründen de söz etmek gerekir. Tek başlarına ücretli işçi olarak göçe katılan kadın sayısındaki önemli artış bu eğilimin bir parçası olarak her yerde görülmektedir.
Göçmen Kadınlarla İlgili Cinsiyet Ve Toplumsal Cinsiyet Temelli İnsan Hakları Kaygıları
9. Göçmen kadın işçilerin haklarına yönelik ihlaller asıl ülkelerinde, geçiş ülkelerinde ve varış ülkelerinde meydana geldiğinden, bu genel tavsiye, Sözleşme’den daha iyi yararlanılması, kadın göçmen işçilerin haklarının kollanması ve yaşamlarının her alanında kadınların erkeklerle gerçek eşitliğinin sağlanması için her üç durumu da ele alacaktır. Ayrıca unutulmamalıdır ki göç tanım gereği küresel bir olgudur ve bu nedenle ülkeler arasında iki taraflı, çok taraflı ve bölgesel işbirliklerini gerektirir.
Ayrılmadan önce asıl ülkelerde[6]
10. Daha ülkelerinden ayrılmadan önce göçmen kadın işçiler insan haklarıyla ilgili çeşitli sorunlarla karşı karşıyadır. Kadınların ülke dışına göçleri çeşitli durumlar nedeniyle kısıtlanır veya tamamen engellenir. Örneğin, yaş, cinsiyet, medeni durum, hamilelik veya annelik, seyahat etmek veya başka ülkeye gitmek için pasaport verilmesinde erkek yakınlarının yazılı izninin talep edilmesi gibi mesleğe özgü kısıtlamalar ve zorunluluklar bunlar arasındadır. Kimi durumlarda kadınlar iş simsarları tarafından gidecekleri yer için eğitilmek üzere bir araya toplanmakta, bu sırada mali, fiziksel, cinsel veya psikolojik suiistimale maruz kalabilmektedir. Ayrıca kadınlar, göçle ilgili eğitime, öğretime ve güvenilir bilgilere de sınırlı biçimde erişebilmekte, bunun sonucunda işverenler karşısında daha aciz duruma düşmektedir. İş simsarları kadınlardan yüksek ücretler isteyebilmekte, bunun sonucunda ellerinde erkeklere göre daha az maddi varlık bulunan kadınlar daha büyük zorluklar çekmekte, eğer borç bulacaklarsa da aileye, dostlara veya fahiş faizlerle tefecilere muhtaç duruma gelmektedir.
Döndükten sonra kendi ülkelerinde
11. Göçmen kadın işçiler ülkelerine dönünce cinsiyet ve toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığa maruz kalabilmektedir. Bunların arasında örneğin zorunlu HIV/AİDS testi, genç kadınlara yönelik ahlaki “rehabilitasyon”, yeterli ve toplumsal cinsiyete duyarlı hizmetlerin yokluğunda erkeklere göre artan kişisel ve sosyal masraflar yer almaktadır. Örneğin erkekler istikrarlı aile ortamlarına geri dönebilirken kadınlar geri döndüklerinde kendi yoklukları nedeniyle ailelerini parçalanmış bulabilmektedir. Ayrıca, sömürücü iş simsarlarından kaynaklanan misillemelere karşı korunmasız da olabilirler.
Geçiş ülkelerinde
12. Kadın göçmen işçiler gidecekleri ülkeye doğru çeşitli ülkelerden geçerken de insan haklarıyla ilgili çeşitli sorunlarla karşılaşabilirler. Yanlarında bir aracı veya başkasıyla seyahat ediyorlarsa, aracı geçişte veya gidilecek ülkeye ulaşıldığında sorunlarla karşılaşırsa kadınlar kendi başlarına bırakılabilirler. Kadınlar bu geçişler sırasında söz konusu kişilerin cinsel ve fiziksel suiistimaline karşı daha savunmasızdırlar.
Ulaşılan ülkelerde
13. Kadın göçmen ülkeler gidecekleri ülkeye ulaştıklarında ayrımcılığın fiili ve hukuksal çeşitli biçimleriyle karşılaşabilirler. Hükümetleri zaman zaman kadınların belirli sektörlerde çalışmalarına yasak veya sınırlama getiren ülkeler vardır. Durum ne olursa olsun, kadın göçmen işçiler erkeklere göre daha fazla tehlike ve güçlükle karşılaşırlar. Bunun nedeni, kadınlara hareketlilik tanımayan, hakları konusunda uygun bilgilere pek az erişim tanıyan toplumsal cinsiyete duyarsız ortamlardır. Kadınlara ne tür işlerin uygun olduğuna ilişkin toplumsal cinsiyet belirlenimli anlayışlar sonucunda kadınlar ağırlıklı olarak aile ve hizmet veya kayıt dışı sektörde iş bulabilmektedir. Bu durumda kadınların daha ağırlıkta oldukları meslekler özellikle ev hizmetleri ile eğlence sektöründeki belirli işlerdir.
14. Ayrıca, gidilen ülkelerde bu tür meslekler hukuksal iş tanımlarının dışında kalıyor olabilir ve bu durum da kadınları bir dizi hukuksal korumadan yoksun bırakabilir. Bu tür mesleklerde kadın göçmen işçiler çalışma koşullarını net biçimde belirleyen bağlayıcı iş sözleşmeleri yapmakta güçlük çekerler ve bu yüzden de zaman zaman fazla mesai ücreti almadan uzun saatler çalışmak zorunda kalırlar. Dahası, bu kadınlar çoğu kez ayrımcılığın birbirini kesen biçimlerine, salt cinsiyet temelli ayrımcılığın ötesinde yabancı düşmanlığı ve ırkçılık gibi olumsuzluklara da maruz kalmaktadırlar. Irk, etnisite, kültürel özellikler, yurttaşlık, dil, din veya başka durumlar temelindeki ayrımcılık cinsiyete ve toplumsal cinsiyete özgü yollardan dışa vurulabilmektedir.
15. Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet temelindeki ayrımcılık yüzünden, kadın göçmen işçiler erkeklere göre daha düşük ücretler alabilmekte, ücretleri hiç ödenmeyebilmekte veya ücretleri erişemeyecekleri birtakım hesaplara geçirilmektedir. Örneğin, ev hizmetlerinde çalışanların işverenleri, bu kişilerin ücretlerini genellikle kendi hesaplarına yatırmaktadır. Eğer hem kadın hem de eşi işçi statüsündeyse, kadının ücreti eşi adına açılan hesaba yatırılabilmektedir. Kadınların ağırlıkta oldukları sektörlerde çalışanlara hafta sonlarında veya ulusal günlerde izin verilmemektedir. Başka birtakım durumlarda ise, kendilerini çalıştıkları ülkeye getiren aracılara olan ağır borçları yüzünden kadın göçmen işçiler borçlarını ödeyinceye kadar sömürücü işlerden ayrılamamaktadır. Bu tür ihlallere kuşkusuz benzer kadın ağırlıklı işlerde çalışan, göçmen olmayan kadınlar da maruz kalabilir. Ancak, göçmen olmayan kadınların iş hareketliliği daha fazladır. Ne kadar sınırlı olursa olsun, baskı gördükleri işlerden ayrılıp başka bir iş bulma gibi bir şansları vardır. Buna karşılık kimi ülkelerde göçmen bir kadın işçi işini bıraktığı anda belgesiz kalma gibi bir durumla karşı karşıyadır. Ayrıca, göçmen olmayan kadın işçiler işsiz kaldıklarında aile desteğinden yararlanabilirken göçmen kadınların böyle bir şansı da olmayabilir. Sonuçta göçmen kadın işçiler cinsiyet ve toplumsal cinsiyetin yanı sıra göçmenlik durumları nedeniyle de tehlikelerle karşı karşıyadır.
16. Göçmen kadın işçiler, yalıtılmış durumları (ev işlerinde çalışanlar için), zahmetli birtakım işlemler, dil engelleri veya yüksek tercüme masrafları gibi nedenlerden dolayı para biriktirme veya biriktirdikleri paralı güvenli biçimde başka yere gönderme açısından da güçlüklerle karşılaşabilirler. Genel olarak erkeklerden daha az kazandıklarından bu gerçekten büyük bir sorundur. Ayrıca, bunu yapabildiklerinde, erkeklere göre kadınlardan kazandıklarının daha büyük bir bölümünü gerideki ailelerine göndermeleri beklenir. Örneğin, tek bir kadından, gerideki geniş aile üyelerine bir destek sağlaması istenebilir.
17. Kadın göçmen işçiler çoğu kez sağlıklarını tehdit eden eşitsizliklerle karşı karşıyadır. Sağlık sigortasından veya ülkedeki sağlık sisteminden dışlanmışlarsa, üreme sağlığı dâhil sağlık hizmetlerinden yararlanamayabilirler veya bunlar kendileri için çok pahalı olabilir. Kadınların sağlık alanındaki ihtiyaçları erkeklerden farklı olduğundan bu konu özel dikkat gerektirir. Çalıştıkları yerlerde güvenlikleri olmayabilir veya işleriyle kaldıkları yer arasında güvenli gidiş geliş imkânları sağlanmamış olabilir. Özellikle fabrika, tarım işi ve ev hizmetleri söz konusu olduğunda çalışan kadınlara kalacak yer sağlandığında bile bu yerler yetersiz ve aşırı kalabalık, şebeke suyu bulunmayan, sanitasyonu yetersiz, özel yaşam ve hijyen imkânları olmayan yerler olabilmektedir. Kadın göçmen işçiler kimi zaman ayrımcı, onayları alınmaksızın zorunlu HIV/AİDS veya başka enfeksiyon testlerine tabi tutulmakta, bu testin sonuçları ise kendilerine değil işverenlere ve aracılara bildirilmektedir. Testlerin pozitif çıkması durumunda ise sonuç işi kaybetme veya sınır dışı edilme olabilmektedir.
18. Ayrımcılık, gebelik durumlarında daha da keskinleşebilmektedir. Kadın göçmen işçiler, zorla gebelik testine tabi tutulabilmekte ve gebelik durumunun anlaşılması üzerine sınır dışı edilebilmektedir. Zorla kürtaj yaptırma, güvenli ürete sağlığı ve kürtaj hizmetleri olmadığında annenin durumu riske girebilmektedir. Kadın cinsel saldırıya maruz kalabilmektedir. Kadının sağlığını riske sokan durumlar arasında doğum izni hiç verilmemesi veya bu iznin çok kısa tutulması, ilgili hizmetlerin yerersizliği de yer almaktadır. Kadın göçmen işçiler, gebelik durumları anlaşıldığında işlerinden çıkartılabilmekte, bu da kimi durumlarda kayıt dışı göçmenlik statüsüne veya ülke dışına çıkarılmayla sonuçlanabilmektedir.
19. Kadın göçmen işçiler, bulundukları ülkede kalışlarıyla ilgili özellikle dezavantajlı koşullarla karşılaşabilmektedir. Kimi durumlarda aile birleştirme sistemlerinden yararlanamamaktadırlar; çünkü bu sistemlerin ev işleri veya eğlence sektörü gibi kadın ağırlıklı sektörleri kapsamadığı durumlar görülmektedir. Özellikle ev işlerinde çalışan göçmen kadınlar söz konusu olduğunda, belirli süreli sözleşmeleri sona erdiğinde veya işverenlerinin keyfine göre işlerine son verildiğinde bulundukları ülkede daha fazla kalmaları ciddi kısıtlamalarla karşı karşıyadır. Kadınlar göçmen statüsünü yitirdiklerinde, bu durumdan yararlanmak isteyen işverenlerin veya başkalarının şiddetine maruz kalmaları riski de artmaktadır. Gözaltına alındıklarında ise buralardaki görevlilerin şiddetine maruz kalma gibi bir risk vardır.
20. Kadın göçmen işçiler, özellikle kadınların ağırlıkta olduğu sektörlerde cinsel suiistimale, tacize ve fiziksel şiddete daha açık durumdadırlar. Ev hizmetlerinde çalışanları bekleyen tehlikeler arasında ise fiziksel ve cinsel saldırı, yiyeceksiz ve uykusuz bırakılma ve işverenlerin zalimane davranışları yer almaktadır. Kadın göçmen işçilere yönelik, örneğin tarımsal işletmeler veya sanayi sektörü gibi başka çalışma ortamlarındaki cinsel taciz tüm dünyada görülen bir sorundur (bakınız E/CN.4/ 1998/74/Add.1). Erkek göçmen işçilerin eşleri olarak veya aile üyeleriyle birlikte göç eden kadınlar da, ailede kadına teslimiyetçi bir rol tanıyan bir kültürden geliyorlarsa, bir de fazladan aile içi şiddete maruz kalabilmektedir.
21. Göçmen kadın işçiler için adalete erişim sınırlı olabilir. Kimi ülkelerde, konu ayrımcı çalışma standartlarına, istihdamda ayrımcılığa, cinsiyet veya toplumsal cinsiyet temelli şiddete karşı hak talep etmeye geldiğinde kadın göçmen işçilerin hukuk sisteminden yararlanmalarına sınırlama getirilmiştir. Dahası, kadın göçmen işçiler devletin ücretsiz hukuk yardımlarından yararlanamamakta, resmi görevlilerin kayıtsız veya düşmanca davranışlarıyla karşılaşabilmekte, kimi durumlarda da olumsuz fiilin sahibiyle görevliler işbirliği yapmaktadır. Başka durumlarda ise, diplomatik dokunulmazlıklarından yararlanan diplomatların evlerde çalışan göçmen kadın işçilere yönelik cinsel suiistimaline, şiddetine ve diğer ayrımcı davranışlarına rastlanmaktadır. Kimi ülkelerde, göçmen kadın işçileri koruyan yasalarda boşluklar bulunmaktadır. Örneğin, herhangi bir suiistimal veya ayrımcılık olayını bildirdiklerinde çalışma izinleri iptal edilebilmekte, bu yüzden eğer konu yargıya intikal etmişse yargı süreci boyunca ülkede kalma şanslarını yitirmektedirler. Bu resmi engellerin yanı sıra, pratik engeller de hakkın alınmasını önleyebilmektedir. Birçoğu bulundukları ülkenin dilini ve sahip oldukları hakları bilmemektedir. İşverenleri tarafından çalışma veya yaşama alanlarının dışına çıkarılmadıklarından kadın işçilerin hareketlilikleri sınırlı olabilmekte, telefon kullanmaları, gruplara ve kültür derneklerine katılmaları yasaklanabilmektedir. Bu tür bilgileri yalnızca eşlerinden veya işverenlerinden alabildiklerinden elçiliklerinden veya verilen hizmetlerden çoğu kez haberleri yoktur. Örneğin, ev işleri yapan ve sürekli işverenlerinin gözetiminde olan göçmen kadın işçilerin elçiliklerine kaydolmaları veya şikâyette bulunmaları bile mümkün olmayabilmektedir. Böylece dış temasları bulunmayan ve şikâyet imkânları olmayan kadınlar, bu durumları ortaya çıkıncaya kadar uzun süre şiddet ve suiistimale maruz kalabilmektedir. Ayrıca, pasaportlarına işverenler tarafından el konulması ve misillemeden duyulan korku, suç şebekeleriyle ilişkili sektörlerde çalışan göçmen kadın işçileri resmi makamlara bilgi vermekten alıkoymaktadır.
22. Kaçak kadın göçmen işçiler, durumlarının düzenlenmemiş olması dolayısıyla sömürü ve suiistimale özellikle açık durumdadırlar ve bu da onların dışlanma ve sömürülme risklerini artırmaktadır. Bu konumdaki kadınlar zorla çalıştırılabilirler, asgari düzeyde bile olsa çalışanlara tanınan haklardan yararlandırılmayabilirler. Ayrıca polis tacizine de maruz kalabilirler. Tespit edildikleri durumlarda genellikle göçmenlik yasalarını ihlalden haklarında soruşturma açılmakta, gözaltına alınmakta, bu tür yerlerde cinsel suiistimale maruz bırakılmakta sonra da ülke dışına çıkarılmaktadır.
Taraf Devletlere Tavsiyeler[7]
Göç Veren ve Alan Ülkelerin Ortak Sorumlulukları
23. Göç veren ve alan ülkelerin ortak sorumlulukları arasında şunlar yer almaktadır:
(a) Toplumsal cinsiyete duyarlı ve haklar temelli kapsamlı bir politika geliştirme: Taraf Devletler, göçün tüm yönlerini ve aşamalarını düzenlemek ve idare etmek, kadın göçmen işçilerin ülkelerinin dışında iş imkânlarına sahip olabilmelerini sağlamak, göçü güvenli kılmak ve göçmen kadın işçilerin haklarını korumak için, eşitlikçilik ve ayrım gözetmeme ilkeleri temelinde toplumsal cinsiyete ve haklara duyarlı bir politika geliştirmede Sözleşme’yi ve genel tavsiyeleri kullanmalıdırlar (maddeler 2 (a) ve 3);
(b)Kadın göçmen işçilerin ve ilgili hükümet dışı kuruluşların aktif katılımı: Taraf Devletler politikanın geliştirilmesinde, uygulanmasında, izlenmesinde ve değerlendirilmesinde kadın göçmen işçilerin ve ilgili hükümet dışı kuruluşların aktif katılımını sağlamalıdır (madde 7 (b));
(c) Araştırma, veri toplama ve analiz: Taraf Devletler, kadın göçmen işçilerin göç sürecinin her evresindeki sorunlarını ve ihtiyaçlarını belirlemeye yönelik nicel ve nitel araştırmalar, veri toplama ve analiz çalışmaları yürütmeli veya bu çalışmaları desteklemeli, kadın göçmen işçilerin haklarını bu temellerde korumalı ve ilgili politikaları da gene bu temelde geliştirmelidir (madde 3).
Göç veren ülkelere özgü sorumluluklar
24. Göç veren ülkeler, çalışma amacıyla başka ülkelere giden kadın yurttaşlarının insan haklarına saygı göstermeli ve bu hakları korumalıdır. Bu yönde alınabilecek önlemler, bunlarla sınırlı kalmamak üzere aşağıdakileri de içermektedir:
(a) Göç üzerindeki ayrımcı yasak veya kısıtlamaların kaldırılması: Taraf Devletler, yaş, medeni durum, gebelik veya annelik gibi durumlardan hareketle kadın göçü üzerindeki ayrımcı yasakları ve kısıtlamaları kaldırmalıdır. Kadınların pasaport alma veya başka yere gitmeleri için eşlerinin veya erkek bir vasinin iznine bağlayan sınırlamalar da kaldırılmalıdır (madde 2 (f));
(b) İçeriği standartlaştırılmış eğitim, farkındalık yaratma ve öğretim: Taraf Devletler, ilgili hükümet dışı kuruluşlar, toplumsal cinsiyet ve göç uzmanları, göç deneyimi olan kadın işçiler ve güvenilir aracı kuruluşlarla yakın istişare içinde uygun bir eğitim ve duyarlılık geliştirme programı hazırlamalıdır. Bu bağlamda taraf devletlerin yapmaları gerekenler (maddeler 3, 5, 10 ve 14):
i. Ülke dışına gitme durumu olan kadınların maruz kalabilecekleri sömürü biçimleri konusunda bilgilenmelerini sağlamak üzere ücretsiz veya düşük ücretli toplumsal cinsiyet ve haklar temelli ayrılış öncesi bilgilendirme ve eğitim programları hazırlanması. Bu programlarda şu başlıkların işlenmesi: İş sözleşmelerinde ne tür hükümlere dikkat edileceği, istihdamın gerçekleşeceği ülkelerde yasal haklar; resmi ve gayrı resmi tazminat yol ve usulleri; işverenler hakkında bilgi edinme yolları; gidilecek ülkelerdeki kültürel koşullar; stres yönetimi; ilk yardım ve acil durum önlemleri; acil durum yardım hatları ve elçiliğin telefon numaraları; ara ülkelerde güvenlikle ilgili bilgiler; havaalanı ve havayolu bilgileri; HIV/AİDS’in önlenmesi dâhil genel sağlık ve üreme sağlığı bilgileri. Bu eğitim programları, dışa uzanan etkili bir programla ülke dışına gidecek kadınları hedef almalı ve kadınların eğitime rahatça ulaşabilmeleri için eğitim değişik yerlerde verilmelidir;
ii. Gerçek, güvenilir nitelikte iş ve işçi bulma kurumlarından oluşan bir liste hazırlanması ve ülke dışında bulunabilecek işlerle ilgili birleşik bir enformasyon sistemi oluşturulması;
iii. İş ve işçi bulma kurumlarından bağımsız olarak çalışmak üzere kendi başlarına göç etmek isteyen kadınlara bu işin yöntemleri ve usulleriyle ilgili bilgi verilmesi;
iv. İş ve işçi bulma kurumlarından eğitim ve duyarlılık geliştirme programlarına katılmalarının istenmesi ve bu kurumların kadın göçmen işçilerin hakları, cinsiyet ve toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık biçimleri, kadınların başlarına gelebilecek sömürü durumları ve kurumların bu kadınlara karşı sorumlulukları gibi konularda duyarlılaştırılması;
v. Kadınların da yer aldıkları göçün her biçiminin maliyetleri ve yararları ile ilgili topluluklarda duyarlılık geliştirilmesi ve genel kamuoyuna yönelik kültürler arası duyarlılık geliştirme etkinlikleri. Bu etkinliklerde, göçün getireceği riskler, tehlikeler ve fırsatlar, kadınların kendi mali güvenlikleri açısından kazandıklarını sahiplenmeleri ve kadınların ailelerine olan sorumlulukları ile kendilerine olan sorumlulukları arasında bir denge kurulması gibi başlıklara yer verilmesi. Bu tür bir duyarlılık geliştirme programı örgün ve yaygın eğitim programları kapsamında uygulanabilir;
vi. Medya, enformasyon ve iletişim sektörlerinin, göçle ilgili konularda duyarlılık geliştirme çalışmalarına destek vermeye özendirilmesi; buna, kadın göçmen işçilerin ekonomiye katkıları, kadınların sömürü ve ayrımcılığa açık konumları ve sömürü olaylarının cereyan ettiği yerler de dâhil edilmelidir;
(c) Aşağıda belirtilenler gibi düzenleme ve izleme sistemleri:
i. Taraf Devletler, aracıların ve iş bulma kurumlarının tüm göçmen kadın işçilerin haklarına saygılı olmalarını sağlamak amacıyla çeşitli düzenlemelere gitmeli ve izleme yapmalıdır. Taraf Devletler, kendi yasal düzenlemelerinde kayıt dışı işçi almanın açık bir tanımını yapmalı ve yasaları ihlal eden kurumlara hukuki yaptırımlar öngörmelidir (madde 2 (e));
ii. Taraf Devletler ayrıca iş ve işçi bulma kurumlarıyla aracıların doğru uygulamalarda bulunmalarını sağlamak üzere akreditasyon programları uygulamalıdır (madde 2 (e));
(d) Sağlık hizmetleri: Taraf Devletler, göç edilecek ülkede talep ediliyorsa standart ve otantik sağlık belgeleri verilmesini sağlamalı ve gelecekteki işverenlerden kadın göçmen işçilerin sağlık sigortalarını yaptırmalarını istemelidir. Ülkeden ayrılmadan önce istenilen her tür HIV/AİDS veya genel sağlık muayenelerinde kadın göçmenlerin insan haklarına saygılı olunmalıdır. Burada gönüllülüğe, hizmetlerin parasız veya ucuz olmasına ve insanların damgalanmamasına özel özen gösterilmelidir (maddeler 2 (f) ve 12);
(e) Yolculuk belgeleri: Taraf Devletler, kadınların bağımsız olarak ve başkalarıyla eşit temelde yolculuk belgelerine sahip olmalarını sağlamalıdır (madde 2 (d));
(f) Hukuksal ve idari yardım: Taraf Devletler, iş için göç bağlantılı hukuksal yardımlar sağlamalıdır. Örneğin, iş sözleşmelerinin hukuksal geçerliliği olup olmadığı incelenmeli, kadınların hakları erkeklerle eşitlik temelinde korunmalıdır. (maddeler 3 ve 11);
(g) Ülkeye yapılan havalelerin güvence altına alınması: Taraf Devletler kadın göçmen işçilerin ülkelerine gönderdikleri paraları güvence altına alacak önlemler almalı, eve para gönderebilecekleri resmi finans kurumları konusunda bilgi ve yardım sağlamalı ve kadınları tasarruf sistemlerine katılmaya özendirmelidir (maddeler 3 ve 11);
(h) Dönüş hakkının gözetilmesi: Taraf Devletler asıl ülkelerine dönmek isteyen kadınların bunu güvenli biçimde ve suiistimale maruz kalmadan gerçekleştirebilmelerini sağlamalıdır (madde 3);
(i) Dönüşte kadınlara yönelik hizmetler: Taraf Devletler, ülkelerine dönen kadınların toplumlarıyla yeniden bütünleşmelerini kolaylaştıracak kapsamlı sosyoekonomik, psikolojik ve hukuksal hizmetleri tasarlamalı veya bu hizmetleri denetlemelidir. Taraf Devletler, başka ülkelerde çalışıp ülkelerine geri dönen kadınların zaaflı olabilecek durumlarının hizmet sunucular tarafından istismar edilmemesini sağlamalı; aracıların, işverenlerin veya eski eşlerin olası misilleme ve olumsuz fiillerine karşı şikâyet mekanizmaları oluşturmalıdır (maddeler 2 (c) ve 3);
(j) Diplomatik ve konsolosluk koruması: Taraf Devletler, ülkelerinin dışındaki kadın göçmen işçilerin haklarının korunmasında üzerlerine düşeni gereğince yerine getirebilmeleri için diplomatlarını ve konsolosluk görevlilerini eğitmeli ve denetlemelidir. Verilecek koruma hizmetleri arasında nitelikli destek, zamanında tercüman sağlanması, tıbbi bakım, danışmanlık, hukuksal yardım ve gerektiğinde sığınma imkânları da yer almalıdır. Taraf Devletlerin uluslararası hukuk veya Konsolosluk İlişkileri Viyana Sözleşmesi gibi anlaşmalar çerçevesinde birtakım özel yükümlülükleri olduğu durumlarda bu yükümlülükler kadın göçmen işçiler için de eksiksiz yerine getirilmelidir (madde 3);
Geçiş yapılan ülkelere özgü sorumluluklar
25. Göçmen kadınların gidecekleri ülkeye yolculuk yaparken geçtikleri taraf Devletler, egemenlikleri altındaki toprakların kadın göçmen işçilerin haklarına yönelik ihlaller için zemin oluşturmamasını sağlayacak gerekli bütün adımları atmalıdırlar. Bu alandaki önlemler, bunlarla sınırlı kalmamak kaydıyla, aşağıdakileri de içermektedir:
(a) Hükümet görevlilerinin eğitilmesi, izlenmesi ve denetlenmesi: Taraf Devletler, sınır polisinin ve göçmenlik işleri görevlilerinin, kadın göçmen işçilerle ilgili işlemlerinde toplumsal cinsiyete duyarlı olmaları ve ayrımcılık yapmamaları için yeterince eğitilmelerini, denetlenmelerini ve izlenmelerini sağlamalıdır (madde 2 (d));
(b) Kendi egemenlik alanlarında meydana gelen göçmen kadın işçilerin haklarına yönelik ihlallere karşı koruma: Taraf Devletler, ister kamu görevlileri ister özel kişilerden kaynaklansın, kendi egemenlik alanlarında göçmenlikle ilgili her tür insan hakları ihlallerini önleyecek, kovuşturacak ve cezalandıracak önlemleri almalıdırlar. Taraf Devletler, yanlarında bir aracı veya refakatçiyle seyahat etmekte olan kadınlar bu kişiler tarafından terk edildiklerinde gerekli hizmetlerde ve yardımlarda bulunmalı, failleri bulmak ve haklarında hukuksal yollara başvurmak için her tür girişimi başlatmalıdırlar (maddeler 2 (c) ve (e));

Gidilen ülkeye özgü sorumluluklar
26. Göçmen kadın işçilerin çalıştıkları ülkelerin taraf Devletleri, kendi toplulukları içinde bulundukları sıralar dâhil olmak üzere, bu kadınların ayrımcılığa uğramaması ve eşit haklardan yararlanması için gerekli bütün önlemleri almalıdırlar. Alınması gereken önlemler arasında, bunlarla sınırlı kalmamak kaydıyla, aşağıdakiler de bulunmaktadır:
(a) Göç üzerindeki ayrımcı yasak veya kısıtlamaların kaldırılması: Taraf Devletler, kadın göçü üzerindeki ayrımcı yasakları ve kısıtlamaları kaldırmalıdır. Vize işlemlerinde kadınların, erkeklerin ağırlıkta oldukları kimi sektörlerde çalışma iznini sınırlandıran veya kadınların ağırlıkta oldukları kimi işleri dışlayan dolaylı ayrımcılık unsurları bulunmamasını sağlamalıdırlar. Ayrıca, göçmen kadınların yurttaşları veya ülkede daimi ikamet eden kişilerle evlenmelerini, gebe kalmalarını veya ayrı ev tutmalarını engelleyen yasakları kaldırmalıdırlar (madde 2 (f));
(b) Kadın göçmen işçilerin haklarına yönelik hukuksal koruma: Taraf Devletler, anayasanın ve medeni kanunun, ayrıca iş yasalarının, örgütlenme ve sendikalaşma hakkı dâhil, ülkede tüm çalışanlara tanıdığı hakların ve korumanın göçmen kadın işçilere de tanınmasını sağlamalıdır. Kadın göçmen işçilerin sözleşmelerinin hukuken geçerli olmasını sağlamalıdırlar. Taraf Devletler, özellikle, örneğin ev hizmetleri ve eğlence sektöründeki belirli işler gibi kadın göçmen işçilerin ağırlıkta oldukları işlerin iş yasalarında korunmasını sağlamalı, bu koruma ücretler ve çalışma saatleri ile ilgili düzenlemeleri, sağlık ve güvenlik kurallarını, tatil ve izin günlerini de kapsamalıdır. Yasalarda, özellikle ağırlıkta oldukları işlerde göçmen kadınların işyeri koşullarını denetlemeye yönelik mekanizmalar da yer almalıdır (maddeler 2 (a), (f) ve 11);
(c) Telafi-tazminat hakkı: Taraf Devletler, hakları ihlal edildiğinde kadın göçmen işçilerin telafi-tazminata ulaşabilmelerini sağlamalıdır. Alınması gereken somut önlemler arasında, bunlarla sınırlı kalmamak kaydıyla, aşağıdakiler de bulunmaktadır (maddeler 2 (c), (f) ve 3):
i. Yeterli hukuksal telafi-tazminat ve şikâyet mekanizmaları da öngören yasa ve yönetmeliklerin çıkartılarak uygulanması; bunlarla gerek kayıtlı gerekse kayıt dışı kadın göçmen işçilerin cinsiyet temelli ayrımcılıktan veya sömürü ve suiistimalden korunmaları;
ii. Kadın göçmen işçilerin tazminat için mahkemeleri ve diğer sistemleri kullanmaktan alıkoyan yasaların kaldırılması veya değiştirilmesi. Bu kapsamda ele alınması gereken sorunlar arasında, sömürü veya istismarla ilgili şikâyette bulunulması durumunda ve ilgili soruşturma sırasında kazanılanların kaybedilmesi ve göç görevlilerince ülkeden çıkarılmayla sonuçlanabilecek çalışma izni iptali uygulaması da yer almaktadır. Taraf Devletler, işçilerin suiistimalden şikâyet ettikleri durumlarda ülke dışına çıkarılma söz konusu olmaksızın işveren veya sponsor değiştirme işlemlerine esneklik getirmelidir;
iii. Kadın göçmen işçilerin, ücretsiz hukuk hizmetlerini de kapsamak üzere, hukuksal yardımlara, iş ve istihdam yasalarını uygulamakla görevli yargı organlarına ve düzenleyici sistemlere erişimlerinin sağlanması;
iv. İstismarcı işverenlerinden, kocalarından veya diğer yakınlarından ayrılmak isteyen göçmen kadın işçilere, hukuksal süreçler boyunca geçici barınma yerleri sağlanması;
(d) Hareket özgürlüğüne hukuksal koruma: Taraf Devletler, işverenlerin ve iş bulan aracı kurumların kadın göçmenlere ait seyahat veya kimlik belgelerine el koymalarını veya bu belgeleri yok etmelerini önlemelidir. Taraf Devletler, ayrıca başta ev hizmetlerindekiler olmak üzere kadın göçmen işçilerin zorla yalıtık ve evlerde kapalı tutulmalarını önleyecek adımlar atmalıdır. Polisler kadın göçmen işçilerin haklarına yönelik bu tür ihlaller karşısında duyarlı olacak şekilde eğitilmelidir; (madde 2 (e));
(e) Ayrımcılık gözetmeyen aile birleştirme programları: Taraf Devletler göçmen işçileri kapsayan aile birleştirme programlarının cinsiyet temelinde doğrudan veya dolaylı ayrımcı içerik taşımamasını sağlamalıdır (madde 2 (f));
(f) Ayrımcılık gözetmeyen ikamet düzenlemeleri: Kadın göçmen işçilerin ikamet belgelerinin bir işverenin veya eşin sponsorluğuna dayandığı durumlarda Taraf Devletler bağımsız ikamet statüsü kazandıracak hukuksal düzenlemelere gitmelidir. İstismarcı işvereninden veya eşinden kaçan veya istismardan şikâyet ettiği için işinden çıkartılan bir kadının ilgili dava süresinde ülkede kalabilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır (madde 2 (f));
(g) Eğitim ve farkındalık yaratma: Taraf Devletler göçmen kadın işçilerin haklarıyla ilgili olarak zorunlu farkındalık yaratma programları uygulamalı; ilgili kamusal ve özel iş-işçi bulma kurumlarına, işverenlere ve ceza adaleti görevlileri, sınır polisi, göç idaresi görevlileri, sosyal hizmet görevlileri ve sağlıkçılar gibi ilgili kamu görevlilerine toplumsal cinsiyet duyarlılığı eğitimi vermelidirler (madde 3);
(h) İzleme sistemleri: Taraf Devletler, iş-işçi bulma kurumlarının ve işverenlerin tüm kadın göçmen işçilerin haklarına saygı duymalarını sağlamak için yönetmelikler düzenlemeli ve izleme sistemleri kurmalıdır. Taraf Devletler ilgili kurumları yakından izlemeli; şiddet, zorlama, kandırma veya sömürü gibi durumları kovuşturmalıdır (madde 2 (e));
(i) Hizmetlere erişim: Taraf Devletler, kadın göçmen işçiler için dil olarak ve kültürel açıdan uygun, toplumsal cinsiyete duyarlı hizmetler sağlamalıdırlar; bunlara örnek olarak, aile içi şiddete maruz kalan kadınlara yönelik programların yanı sıra, dil ve beceri eğitimi programları, acil durum sığınma evleri, polis hizmetleri, dinlenme-eğlence programları, özellikle ev işlerinde çalışanlar ve yalıtık durumdakiler başta olmak üzere belirli konumlardaki kadınlara özgü programlar verilebilir. İstismar mağdurlarına, göçmenlik statüleri ne olursa olsun uygun acil durum ve sosyal hizmetler sağlanmalıdır (maddeler 3, 5 ve 12);
(j) Kayıtlı veya kayıt dışı, gözetim altındaki kadın göçmen işçilerin hakları: Taraf Devletler gözetim altındaki kadın göçmen işçilerin ayrımcılığa veya toplumsal cinsiyet temelli şiddete maruz kalmamalarını; bu arada gebe ve emzikli annelerle sağlık sorunu olanların gerekli hizmetlere ulaşmalarını sağlamalıdırlar. Taraf Devletler, göçle ilgili nedenler yüzünden gözetim altında tutulan kadın sayısı orantısız biçimde yüksekse, ilgili yasaları, yönetmelikleri ve politikaları bu durumu giderecek şekilde gözden geçirmeli, kaldırmalı veya değiştirmelidir. (maddeler 2 (d) ve 5);
(k) Kadın göçmen işçilerin toplumsal olarak içerilmesi: Taraf Devletler, kadın göçmen işçilerin yeni toplumlarıyla bütünleşmesine yönelik politikalar ve programlar benimsemelidir. Bu yöndeki çabalar, Sözleşme doğrultusunda kadın göçmen işçilerin kültürel kimliklerine saygılı olmalı ve insan haklarını korumalıdır (madde 5);
(l) Kayıt dışı kadın göçmen işçilerin korunması: Kayıt dışı kadınların durumuna özel dikkat gösterilmesi gerekir. Kayıt dışı göçmen kadın işçilerin bulundukları statü ne olursa olsun, Taraf Devletlerin bu kadınların temel insan haklarını koruma yükümlülükleri vardır. Kayıt dışı göçmen kadın işçiler, yaşamlarına yönelik tehdit söz konusu olduğunda, zalimane ve aşağılayıcı muameleye maruz kaldıklarında; zorla çalıştırıldıklarında, temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak durumda olduklarında; sağlık sorunları, gebelik ve doğum gibi durumlarda; işverenleri veya başkaları tarafından fiziksel veya cinsel olarak sömürüldüklerinde, bununla ilgili hukuk yolları ve adalete erişebilmelidirler. Tutuklanmaları veya gözaltına alınmaları durumunda taraf Devletler kayıt dışı kadın göçmen işçilerin insanca muamele görmelerini, ücretsiz hukuksal yardım dâhil hukuk yollarına başvurabilmelerini sağlamalıdır. Bu bağlamda taraf Devletler kadın göçmen işçilerin mahkemelere veya diğer tazminat yollarına başvurmalarını engelleyen yasal düzenlemeleri, uygulamaları kaldırmalı veya değiştirmelidir. Ülke dışına çıkarılma kaçınılmaz bir zorunluluksa, Taraf Devletler asıl ülkedeki toplumsal cinsiyetle ilişkili koşulları ve insan hakları ihlalleri riskini gözeterek her durumu tek tek ele almalıdır (maddeler 2 (c), (e) ve (f));
İki taraflı ve bölgesel işbirliği
27. Gerekli önlemler, bunlarla sınırla kalmamak kaydıyla, aşağıdakileri içermektedir:
(a) İkili ve bölgesel anlaşmalar: Göç alan ve veren Taraf Devletlerle geçiş ülkeleri, kadın göçmen işçilerin haklarını bu genel tavsiyede öngörüldüğü biçimde korumak üzere ikili veya bölgesel anlaşmalara gitmeli veya mutabakat zaptları hazırlamalıdır. (madde 3);
(b) Aşağıda örneklenen örnek uygulamalar ve bilgi paylaşımı:
i. Taraf Devletler ayrıca kadın göçmen işçilerin haklarının tam anlamda korunabilmesi için bu alandaki örnek uygulamaları ve ilgili bilgileri aralarında paylaşmalıdır (madde 3);
ii. Taraf Devletler, kadın göçmen işçilere yönelik hak ihlallerinin failleri hakkında bilgi toplanmasında işbirliği yapmalıdırlar. Kendi egemenlik alanlarında bulunan failler hakkında bilgi aldıklarında Taraf Devletler bu kişileri soruşturacak, kovuşturacak ve cezalandıracak önlemleri almalıdırlar (madde 2 (c)).

İzleme Ve Raporlamayla İlgili Tavsiyeler
28. Taraf Devletler sundukları raporlarda, 10–12 paragraflarda yer alan cinsiyet ve toplumsal cinsiyet temelli insan hakları kaygılarını dikkate alarak ve bu genel tavsiyenin 23–27 paragraflarında dile getirilen tavsiyeler doğrultusunda, kadın göçmen işçilerin haklarını korumak üzere geliştirdikleri hukuksal çerçeveler, politikalar ve programlar hakkında bilgi vermelidirler. Bu raporlarda yasaların, politikaların ve programların uygulanması ve etkililiği ile kadın göçmen işçilerin fiili durumları hakkında yeterli veriler bulunmalıdır ki raporlarda verilen bilgiler anlamlı olabilsin. Bu bilgiler, tüm tavsiyelerde yer alan öneriler doğrultusunda, Sözleşme’nin konuyla en fazla ilgili maddeleri çerçevesinde verilmelidir.
İlgili insan hakları anlaşmalarının onaylanması veya kabulü
29. Taraf Devletler, göçmen kadın işçilerin haklarının korunmasıyla ilgili uluslararası bütün belgeleri, bu arada en başta Tüm Göçmen İşçilerin ve Aile Üyelerinin Haklarının Korunması Uluslararası Sözleşmesi’ni onaylamalıdırlar.