Mesajı Okuyun
Old 03-10-2019, 11:16   #11
Av. çağlar bildirici

 
Varsayılan

İSTEĞİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDE YAZILI YARGILAMA USULÜNE GÖRE GÖRÜLMESİ MÜMKÜN OLMADIĞINDAN GÖREVSİZLİK KARARI VERİLMESİ GEREKİRKEN AKSİ DÜŞÜNCE İLE DAVANIN ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİ – HÜKMÜN BOZULMASI

T.C YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas: 2017 / 1482
Karar: 2017 / 1547
Karar Tarihi: 30.03.2017

ÖZET: Dava, tapu kayıt malikinin davacının miras bırakanı ile ayni kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta davacı; … sayılı …nun yürürlük tarihinden sonra … tarihli dava ile .. ada .. ve .. ada … parsel sayılı taşınmazlarda malik gözüken ‘M.. oğlu …” ile kendi mirasbırakanı ‘M.. oğlu …”nın aynı kişi olduklarının tespiti isteğiyle eldeki davayı açmıştır. Hâl böyle olunca anılan isteğin Asliye Hukuk Mahkemesinde yazılı yargılama usulüne göre görülmesi mümkün olmadığından, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir. Hükmün bozulması gerekmiştir.

(6100 S. K. m. 114, 115, 382, 383)
Dava: Taraflar arasında görülen tapu kayıt malikinin tespiti davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar: Dava, tapu kayıt malikinin davacının miras bırakanı ile ayni kişi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/1 maddesinde; “Çekişmesiz yargı, hukukun mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır” hükmüne yer verilmiş; bu ölçütler ise ilgililer arasında uyuşmazlık olmayan haller, ilgililerin ileri sürebileceği herhangi bir hakkın bulunmadığı haller ve hakimin re’sen harekete geçtiği haller olarak ifade edilmiştir.
Kanunda çekişmesiz yargı işlerinin neler olduğu önce genel çerçevesi belirlenerek, daha sonra da mümkün olduğunca sayılarak belirtilmiştir. Ancak bu sayma sınırlı olmadığından yasa maddesinde sayılmayan fakat çekişmesiz yargı ölçütlerini taşıyan diğer işlerin de çekişmesiz yargı işi olarak kabulü gerekir. Yani, 382. maddede sayılmamakla beraber çekişmesiz yargının ölçütlerinden birini veya birkaçını taşıyan bir iş de çekişmesiz yargı işi olarak değerlendirilebilir.
Tapu kayıt maliki ile davacının miras bırakanının aynı kişi olduğunun tespiti davaları da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. maddesinde belirtilen çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır. Kaldı ki, 382. maddenin 2-ç/1 fıkrasında “Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması” çekişmesiz yargı işi sayılmış olup, niteliği itibariyle tespit taleplerinden başka bu tarife uyacak bir dava türü de bulunmamaktadır.
Talep tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 383. maddesine göre de, çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Bu itibarla, çekişmesiz yargı işi olan tespit taleplerine Sulh Hukuk Mahkemelerince bakılması gerekir. Anılan Kanunun 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince, görev dava şartlarından olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta davacı; 6100 sayılı …nun yürürlük tarihinden sonra 10.09.2013 tarihli dava ile 185 ada 86 ve 192 ada 6 parsel sayılı taşınmazlarda malik gözüken ‘M.. oğlu …” ile kendi mirasbırakanı ‘M.. oğlu …”nın aynı kişi olduklarının tespiti isteğiyle eldeki davayı açmıştır.
Hal böyle olunca anılan isteğin Asliye Hukuk Mahkemesinde yazılı yargılama usulüne göre görülmesi mümkün olmadığından, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.
Sonuç: Davalının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.03.2017 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.