Mesajı Okuyun
Old 19-10-2007, 10:10   #4
sarissa

 
Mutlu

Alıntı:
Yazan Av. Hakan ÇIRAK
Tapunun iptali, tashihi ve bunun gibi tapu ile alakalı bir dava açmanıza lüzum yok; zira tapu kayıtlarında mevcut durum varisler açısından herhangi bir hak kaybına sebebiyet vermemektedir. Ayni haklarda zamanaşımı işlemeyeceği ilkesi mevzu bahis olduğundan, şu an tapuda ismi bulunan büyük büyük büyük dede 1904 yılında vefat etmiş olsa da ve sonraki mirasçılar adına hiçbir intikal yaptırılmamış olsa da mirasçıların hakkı zayi olamaz.. Şu an tapuda hala 1904 yılında vefat eden dedenin adına ise bütün kayıtlar, sizin yapmanız gereken taaa o dönemden bugüne, o dedenin mirasçılarının kimler olduğunu gösteren veraset ilamını almak ve bu veraset ilamına göre de tapuda payların intikalini sağlamak.

Böylece sizin müvekkillerin, mevcut taşınmazlar üzerindeki hisselerinin oranı kendi adlarına tescil edilmiş olacak, artık oranları kadarı kendi adlarına görünecek. Haliyle o dönemden bugüne çoook mirasçı olacağından, taşınmazların çok az bir miktarı sizin müvekkillerde kalacaktır. İrtibatta olmadıkları, hatta tanımadıkları akrabaları ile müşterek malik sıfatları olacaktır müvekkillerinizin. Bu durumda da taşınmazdan istedikleri gibi istifade etmeleri mümkün olamayacaktır. Bunun çözümü olarak da izale-i şuyu' davası açılarak veraset ilamında belirtilen oranda müvekkilleriniz paylarına para olarak kavuşabileceklerdir.

Yapmanız gereken:

1. Veraset ilamı almak:
Eski nüfus kayıtları, şahitler ve her türlü delil ile 1904 yılında vefat eden dedinin varislerinin kimler olduğu tespit edilecek ve sizin müvekkillere gelene kadar veraset ilamında pay sahipleri belirtilecek.

2. Tapuda İntikal Yapılacak.
Alınan veraset ilamına göre tüm taşınmazların intikalleri tapuda paylar oranında yapılacak ve sizin müvekkillerin payları da böylece tescil edilmiş olacak.

3. İzale-i şuyu' davası açarak hakları paraya çevirilecek.
Tapuya bütün mirasçıların payları işlendikten sonra, bütün mirasçıların bir araya gelebilmesi ve taşınmazların paylaşımı veya değerlendirilmesi noktasında anlaşma yapılabilmeleri mümkün olursa, bu anlaşmaya göre, bütün varisler bir kişiye vekalet verebilir o kişi de anlaşma çerçevesinde o taşınmazları satar, ifraz eder, tevhid eder v.s...
Ama tüm mirasçılar anlaşamaz ise taşınmazların paylaşımı veya tasarrufu konusunda, bu defa izale-i şuyu' davası açılır ve mahkemenin vereceği karar doğrultusunda taşınmazlar ihale ile satışa çıkarılır, elde edilen paralar mahkeme masrafları düşüldükten sonra tüm mirasçılara taksim edilir.

İzlenmesi gereken yol budur.

Miras bırakanın soyadının olmaması hak kaybına sebebep olamaz; ancak müvekkillerinizin o kişiden miras alabilmeleri noktasında, o kişinin kendi büyük büyük dedeleri olduğunun ispatını biraz güçleştirir. Bu ispat güçlüğü de, dediğim gibi, şahitle dahi aşılabilir. Yani o sülaleyi yakından tanıyan orta yaş üzeri bir kaç şahit gelse mahkemede dese ki, "evet bu adamlar, şu rahmetlinin şu göbek torunlarıdır" o takdirde mirasbırakanın soyadının olmasına da lüzum kalmaz.

Tapu tashihi, iptali, tescili davaları ancak tapuda bir hakkın yanlış kaydedilmesi durumunda açılabilen davalardır. Mesela hak sahibi olmayan birinin malik yazılması, lehine geçit hakkı tesis edilmesi veya intifa hakkının sona ermesi nedeniyle hakkın terkini durumlarında bu davalar açılır. Somut olayda, tapu kaydında bir hata veya bir hakkın yanlış bir şekilde kaydı söz konusu olmadığı için (çünkü bütün kayıtlar 1904 yılında ölen gerçek hak sahibi dedenin üzerine) tapu tahsisi veya iptali veya tescili davası açılamaz.

yapılması gereken şeyle yukarıda 1.,.2., 3. diye sıraladığım şekildedir. Umarım istifade edebilirsiniz.

Hürmetler.



Sayın Hakan bey

Açıklamalarınız için çok teşekkür ederim. Bir avukat arkadaşım da aynı şekilde açıklama yapmıştı. Yalnız buraların ilgili tapu müdürü biraz sorunlu biriymiş. Müvekkiller veraset ilamı ile başvurduklarında "ben nerden bileceğim tapudaki bu isimlerin sizin dedeleriniz olduğunu, bir sürü ömer var recep var" gibi açıklamalarda bulunmuş. Mahkeme kararlarını uygularken bile bir sürü sorun çıkarıyormuş. Benim başvurumda da böyle bir red cevabı verirse ne yapabilirim.


Açıklamalarınızın sondan ikinci parağrafında veraset davasına ilişkin sorundan mı bahsettiniz.
Başarılar diliyorum...