Mesajı Okuyun
Old 14-10-2006, 15:10   #2
medenikal

 
Varsayılan

kooperatif kayıtlarına geçmişse; yani sizin yapmış olduğunuz bildirim işlenmişse ve buna da kooperatif yönetim organınca istifanın kabulden kaçınması söz konusu olmadıysa istifa gercekleşmiştir

I – Ortaklıktan çıkma serbestisi - tazminat: Madde 10 – Her ortağın kooperatiften çıkma hakkı vardır. Çıkma keyfiyetinin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürmesi halinde ayrılmak istiyen ortağın, muhik bir tazminat ödenmesine dahi hüküm anasözleşmeye konulabilir.
II – Ortaklıktan çıkmanın sınırlandırılması:
Madde 11 – Kooperatiften çıkma hakkının kullanılması, anasözleşme ile en çok 5 yıl için sınırlandırılabilir.
Haklı ve önemli sebeplerle bu süreden evvel çıkabileceği hususunda Anasözleşmeye hüküm konulabilir.
Bir ortağın hiçbir suretle kooperatiften çıkamıyacağına dair bağlamalar hükümsüzdür.
III – Bildirme süresi ve çıkma zamanı:
Madde 12 – Çıkış, ancak bir hesap senesi sonu için ve en az 6 ay önceden haber verilerek yapılır. Anasözleşmede daha kısa bir süre belirtilip hesap senesi içinde çıkışa müsaade edilebilir.
IV – Ortaklıktan çıkmayı kabulden kaçınma:
Madde 13 – Yönetim kurulu, anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen, bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir.
T.C.
Y A R G I T A Y
Onbirinci Hukuk Dairesi

E. 1990/1339
K. 1991/2689
T. 29.4.1991


ÖZET : Yönetim Kurulu ihraç kararının gerekçesinin ve davalıya tebliğ edildiği
hususunun, noter ihtarnamesi, ihbarnamesi veya taahhütlü mektupla da
yapılması mümkündür.
(1163 s. Koop K. m. 16)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Çorum Asliye Birinci Hukuk Mahkemesi)nce
verilen 20.10.1989 tarih ve 25-683 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı
tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış
olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; davalı kooperatifin üyesi olan müvekkilinin akçalı
yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle yönetim kurulunun 1.10.1986
tarihli kararıyla ihraç edildiğini, oysa müvekkilinin ödemelerini yaptığını,
uyarı yazılarının müvekkiline tebliğ edilmediğini, ihracın yerinde ve yasal
olmadığını ileri sürerek ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacıya uyarı yazılarının tebliğ edilmesine rağmen gerekli
ödemenin yapılmadığını, ihracın yasal ve yerinde olduğunu savunarak davanın
reddini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, mübrez belgelere nazaran Kooperatifler Kanununun
10. maddesi uyarınca ihraç kararının (10) gün içinde davalı kooperatif
tarafından notere tevdi edilmeyip, davacıya noterden ihbarname gönderildiği,
bunun yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle ihraç kararının iptaline karar
verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
İhraç kararının, ihraç edilen üyeye ihbarname şeklinde tebliğ edilmesi başlı
başına yönetim kurulu kararının iptalini gerektiren bir husus değildir.
Yönetim kurulu ihraç kararının gerekçesinin ve davalıya tebliğ edildiği
hususunun noter ihtarnamesi, ihbarnamesi veya taahhütlü bir mektupla da
yapılması mümkündür. Bu nedenle gerekçeyi ihtiva eden noter ihbarnamesi
geçerlidir.
Mahkemece ihraç kararının tebliğinin geçerli olduğunun kabulüyle akçalı
yükümlülüklerin yerine getirilmesi isteğini içeren birinci ve ikinci
ihtarların usulüne uygun olup olmadığının araştırılarak hasıl olacak sonuca
göre hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar
verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz
itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz
peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 29.4.1991 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
2003/9043 2004/3501

YARGITAY KARARI

MAHKEMESİ : K. Asliye Ticaret Mahkemesi
GÜNÜ : 08.05.2003
SAYISI : 2002/169 - 2003/109
DAVACI : Fatma
DAVALI : S.S.S Konut Yapı Koop.
Taraflar arasında görülen davada K Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 08.05.2003 tarih ve 2002/169 - 2003/109 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortağı iken 20.03.2001 tarihinde istifaen ortaklıktan ayrıldığını, Kooperatif Anasözleşleşmesi'nde ortaklıktan ayrılanlara o yılın bilançosuna göre hesaplanacak alacaklarının bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri verileceğinin kararlaştırıldığını, bu hükme istinaden kooperatifçe ödeme yapılmaması üzerine girişilen icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek, takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra-inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının üyelikten istifasının ve yatırdığı paranın ödenmesi isteminin genel kurulun kabulüne bağlı olduğu, davacının yatırmış olduğu aidatların tamamını geri alamayacağı, davacının deprem sırasında yakılan bölümdeki yapılara üye olduğu için Devlet tarafından hak sahibi yapılıp, daha az zarara uğradığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna nazaran, kooperatif ana sözleşmesine göre davacı alacağının bilançonun düzenlenmesinden bir ay sonrası itibariyle muaccel hale geldiği, davacının talep edebileceği alacak miktarının (2.416.000.000.-) TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin (2.416.000.000.-) TL asıl alacak ve asıl alacağın 01.02.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline imkan taşıyacak şekilde devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı temsilcilerince temyiz edilmiştir.
Dava, kooperatife yatırılan aidatların istirdatına yönelik takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacının davalı kooperatifteki ortaklığı 26.03.2001 tarihinde sona ermiştir. Kooperatif ana sözleşmesinin 15 nci maddesine göre devir dışında bir nedenle ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacakları, o yılın bilançosuna göre hesaplanarak, bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri verilir.
Davacı, 26.03.2001 tarihinde kooperatif ortaklığından çıktığına göre, kooperatif ana sözleşmesinin 15 ve 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 17/1 nci maddeleri hükümleri gereğince, davacı, dava konusu kooperatife yatırdığı paralarının iadesinden ibaret hakkını, ancak ortaklıktan çıktığı 2001 yılı bilançosunun genel kurulca kabulünden bir ay sonra o da aynı kanunun 17/2 nci maddesi uyarınca iade ve ödemelerin geciktirilmesi hakkında kararı yoksa, isteme hakkına haiz olur. Dosyadan 2001 yılı bilançosunun 21.07.2002 tarihli genel kurulda kabul edildiği görülmektedir. Oysa takibe 03.06.2002 girişilmiş olmakla, davacının yatırmış olduğu paraların iadesini isteme hakkı henüz doğmamış, takip zamansız açılmıştır. Bu itibarla davanın reddine karar vermek gerekirken aksi düşüncelerle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 05.04.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Üye Üye



T.C.
YARGITAY
ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
2002/10050 2003/2578
YARGITAY KARARI
MAHKEMESİ :Antalya Asliye Ticaret Mahkemesi
GÜNÜ :10.05.2002
SAYISI :2001/1115-2002/383
Taraflar arasında görülen davada Antalya Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 10.05.2002 tarih ve 2001/1115-2002/383 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 16.03.1999 tarihinde, ortaklıktan çıkma halinde birikmiş paralarını en az bir yıl almayacağını taahhüdünü içeren üyeliğe giriş beyannamesini imzalayarak davalı kooperatif ortağı olan müvekkilinin 16.05.2000 tarihinde ortaklıktan çıktığını, toplam (3.220.000.000) TL. olan ödemelerinin müvekkiline iade edilmediğini, bu hususta girişilen icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini ve %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının toplam (2.870.000.000) TL. alacağı bulunduğunu ancak alacağın muaccel olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacıya geri ödenecek miktarın (2.870.000.000) TL. olduğu, davalının 22.05.2001 tarihinden itibaren temerrüde düştüğü, geri ödeme güçlüğü içinde bulunmadığı gerekçesiyle, itirazın iptaline anılan meblağdaki alacak aslında takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, itirazın konusunun yargılamayı gerektirir nitelikte olması nedeniyle davalı aleyhine inkar tazminatı taktirine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, davalı kooperatiften ayrılmış ve kooperatife yatırdığı paraların iade edilmesi gerektiğini ileri sürerek icra takibine girişmiş bulunmaktadır. Kooperatif ortaklarının ödeyecekleri meblağlar genel kurullarda belirlendiğine göre, davalı kooperatif, borcun miktarını bilmek durumunda olup alacak likittir. Kaldı ki, somut olayda davalı kooperatif dahi davacıya olan borç miktarını bildirmiş, sadece alacağın muaccel hale gelmediğini savunmuştur. Bu durum karşısında, takip konusu yapılan alacak hesap edilebilir nitelikte olmasına göre, likit sayılması gerekmekle, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken mahkemece, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.03.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.