Mesajı Okuyun
Old 26-04-2012, 15:09   #7
Av.senem

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

17.Hukuk Dairesi
Esas: 2008/2808
Karar: 2009/694
Karar Tarihi: 16.02.2009


TAZMİNAT DAVASI - TRAFİK KAZASINDAN KAYNAKLANAN TEDAVİ GİDERLERİNİN ÖDENMESİ VE MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ - KİRA SÖZLEŞMESİ VE FATURA ÜZERİNDE İMZA VE MÜHÜR BULUNMAMASI - ZARAR UĞRAYANLARIN HAKLARINI HALELE UĞRATACAK BİR SONUÇ YARATILMAMASI GEREĞİ

ÖZET: Somut olayda, kira sözleşmesini ve kira bedelini gösteren fatura ibraz edilmiştir. Ancak kira sözleşmesi ve fatura üzerinde imza ve mührün de olmadığı görülmüştür. Bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarar uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratılmaması şarttır.

(818 S. K. m. 47) (2918 S. K. m. 3, 85, 92) (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları m. A.3)

Dava: Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar ve davalı A. Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Karar: Davacılar vekili, dava dilekçesiyle davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusurlu hareketleri ile meydana gelen kazada davacı Mert’in yaralandığını açıklayıp, fazlaya dair haklarını saklı tutarak, davacı Müjgan için 1.000 TL. tedavi ve bakım giderleri ile her iki davacı için ayrı ayrı 3.500’er TL. manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini (davalı sigorta şirketi sadece maddi tazminattan poliçe limiti ile sınırlı olarak) talep etmiştir.

Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesiyle, sorumluluklarının kusur oranında, poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, temerrüde düşürülmediklerini, davanın reddini savunmuştur.

Davalı D. Oto Kiralama Tur. Hiz. San. Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesiyle, kaza yapan aracı 21.05.2004 tarihli sözleşme ile dava dışı L. Tekstil Kon. San. Tic Ltd. Şti‘ne kiraladıklarını ve işleten sıfatlarının bulunmadığı belirterek, haklarındaki davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini savunmuştur.

Davalı Engin’e usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen, davaya cevap vermemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; Davalı D. Oto Kiralama Tur. Hiz. San. Tic. A.Ş. hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine, maddi ve manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile 369 TL. tedavi giderinin davalılardan tahsili ile davacı Müjgan’a verilmesine, davacı Mert için 750 TL, Müjgan için 500 TL manevi tazminatın Davalı D. Oto Kiralama Tur. Hiz. San. Tic. A.Ş. dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm davcılar vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebepler ve davacılar tarafından bakım giderlerine ilişkin delil ibraz edilmemiş bulunmasına göre, davacılar vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-) Dava, trafik kazasından kaynaklanan tedavi giderleri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.

Mahkemece, manevi tazminat isteminin, kısmen kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarının, adalete uygun olması gerekir. Tazminatın amacı, zarara uğrayanda bir nebze olsun acı ve sıkıntıyı hafifletmektir. Olayın meydana geldiği tarih, tarafların ekonomik güç ve sosyal durumu, yaralının yaş, 60 gün iş ve güçten kalacak şekilde sol bacağının kırılması ile duyulan acı ve sıkıntı dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı, duyulan acıyı ve çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde değildir. Bu nedenlerle hükmün, davacılar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

3-) Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirketin, işleten sıfatının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2918 sayılı KTK’nın hükümlerine göre, trafik kaydı <işletenin> kesin olarak gösteren bir karine değilse de onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak trafik kaydına rağmen işletenliğinin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde <İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve araç tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır> şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 85. maddesinde ise <Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar> hükmüne yer verilmiştir.

Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zarardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yaralanılmasının bir başka kişiye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulundurulan ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracını işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.

Somut olayda, kazaya karışan aracın trafik sicilinde D. Oto Kiralama Tur. Hiz. San. Şti’ye kayıtlı olup adı geçen şirket 21.05.2004-20.06.2004 tarihleri arasında (1 ay süreyle) L. Tekstil Ltd. Şti’ne kiraya verdiğini ifade ederek kira sözleşmesinin ve kira bedelini gösteren faturayı da ibraz etmiştir. Ancak kira sözleşmesi ve fatura üzerinde imza ve mührün de olmadığı görülmüştür. Bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarar uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratılmaması şarttır.

O halde mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler göz önünde bulundurularak, davalı şirket Oto kiralama şirketi olup, aracı dava dışı L. Tekstil Ltd. Şti’ye kiraladığına göre, taraflar arasında tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın teslim edilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtlan üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin, fatura ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak varılacak uygun sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.

4-) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesinin (f) bendi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 3. maddesinin (e) bendine aykırı olarak, davalı sigorta şirketinin hükmedilen manevi tazminattan sorumlu tutulması isabetli değildir.

Sonuç: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı sigorta şirketinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2, 3 ile 4 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalı A. Sigorta A.Ş'ye verilmesine 16.02.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)