Merhabalar,

Cezaevinde hükümlü bulunan bir şahsın Adli yardım talebi üzerine baro tarfından 10 Nisan 2008'de görevlendirildim. Davayı araştırdım ve üç kere cezaevine giderek durumu izah ettim. Vekaletnamenin ve masrafların tarfıma verilmesini istedim. Açılmasını istediği davanın son günü 23 Nisan 2008'di.
22 Nisan 2008 saat 14:30 a kadar davayla ilgili vekaletnamenin gelmesini ( hükümlünün vasisi yaşlı bir kişi ve yurtdışında ) bekledim. Dava masrafları da tarafıma bu ana kadar ulaşmamıştı.
Her ikisi de gelmeyince kendi insiyatifimle kendi cebimden sadece maktu harçları yatırıp, posta pulu masraflarını vermeden, dava dilekçesine tarafımıza vekaletnamemizi sunmamız için süre verilmesini isteyerek davayı açtım.

Dava dilekçesinde olması gereken vasinin adresini de hükümlüden 2 kez istememe rağmen, hükümlü tarafından özel bir takım ( inanın haklı gerekçeler ) gerekçelerle bu istemim reddedilmesi sebebiyle yazamadım.

Bu eksikliği de dava dilekçesinde belirtip en kısa zamanda bir adres sunmamız için tarafımıza süre verilmesini istedim.

Hakim bu eksikliği gördü ve " bu eksikliği giderin avukat bey " dedi ve dilekçeyi havale etti.

Mahkeme kalemine dilekçeyi götürdüm. Orda bulunan bayan memur arkadaş daha kıdemli olan erkek memurla konuyu konuşmam gerektiğini söyledi. Tamam deyip büroma gittim.
Bi kaç dakika sonra ilgili kalemden arayarak gelmemi istediler. Yanıma bi avukat arkadaşı da alarak kaleme gittim.

Erkek memur hemen konuya girdi ve;
- niye bunun adresi yok, böyle dava mı alçılır? Bunu müvekkiline anlatamadın mı?
-eğer bu kadar tırsıyorsan baroya iade edersin davayı başka bi avukat davayı açar!
ben yurtdışı vekaletname zaman yetersiz diye izah etmeye çalıştım ama konuşturmadan devam etti sözlerine

-ben hakim olsam bu dilekçeyi havale etmem. Hakim beyin iyi tarafına gelmişsiniz.Şimdi ihtar yazıcaz sana ona göre.

Ben de tamam yazın. Benim amacım zaten süre kazanmak, davanın açılma süresini geçirmemek anlamadan konuşma, ben süre kazanmaya çalışıyorum falan demeye çalıştım.

-bunun adresi olmazsa ne yapacağız biz? sarı çizmeli mehmet ağa mı vasi? dedi

Bu an araya girdim bak dava özellikli olan bir dava olacak, bu yüzden böyle konuşma dedim.

o da;
- kim olursa olsun............. ettiğimin adamı dedi.

Yerin kulağı var dedim.

O da;
- bu odada duyuracak bi sen varsın sen de söylersen sana da aynı sözleri söylüyorum dedi.

Avukat arkadaş araya girip beni kalemden uzaklaştırdı.

Olay bu arkadaşlar. Ben İstanbul Hukuk mezunu ve bir avukat olarak bu durumu kendime yediremiyorum.

Kalemdeki memur ne hakla benimle ve hiç tanımadığı müvekkilim hakkında hakaret ederek konuşabilir?

Yarın Baro Başkanımızla konuyu konuşmayı düşünüyorum.

Siz olsanız ne yapardınız?