Mesajı Okuyun
Old 03-07-2009, 10:43   #5
Av. Mehmet Toprak

 
Varsayılan

DANIŞTAY KARARI
D A N I Ş T A Y İlgili Kanun/Madde
Onbirinci Daire ------------------
E. No. 1997/271 7201/35
K. No. 1998/834
Karar Tarihi: 5.3.1998
ÖZETİ: Usulüne aykırı yapılan tebligatta muhatabın tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak addolunacağı Hk.
Temyiz İsteminde Bulunan: ...
Vekili : Av.
Karşı Taraf : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti :Ekmek fırını işleten yükümlü adi ortaklığın 1991 yılına ait defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden adına Ocak-Aralık dönemleri için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. ... Vergi Mahkemesinin 17.12.1996 gün ve E:1996/566 K:1996/1900 sayılı kararıyla; dava dilekçesindeki adresin değiştiğini bildirmeyen davacıya Tebligat Kanununun 35. maddesine göre 22.1.1996 gününde tebliğ edilen dilekçe ret kararı üzerine 30 gün içinde yenileme dilekçesi verilmesi gerekirken, 22.5.1996 gününde kayda geçen dilekçe ile yenilenen davanın süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Yükümlü adi ortaklık tarafından, Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat
yapılabilmesi için daha önceden aynı adreste tebligatın yapılmış olması gerektiği, Tebligat Tüzüğünün 46. maddesine göre adresi meçhul olanlara ilanen tebligat yapılacağının belirtildiği ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı ...'ın Düşüncesi: İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan, vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi ...'in Düşüncesi: Mahkemece, ilk dava dilekçesinde gösterilen adrese daha önceden yapılmış bir tebligat olmadığından, Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılan usulsüz tebliğin tarihi esas alınarak yenileme dilekçesinin 30 gün içinde verilmediğinden bahisle davanın süre aşımı yönünden reddedilmesinde isabet
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince 2577 sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesinde, kendisine veya
adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimsenin, adresini değiştirirse, yenisini tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu, bu takdirde bundan sonraki tebliğlerin bildirilen yeni adrese yapılacağı, adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına ve diğer nüshasının ise tebliğ yaptıran kazai merciin divanhanesine talik edeceği, eski adresin kapısına talik tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı, müteakip tebliğlerin yalnız o kazai merciin divanhanesine talik suretiyle yapılacağı öngörülmüştür. Buna göre, bildirilen adreste muhataba daha önceden yapılmış bir tebligat olmadan, anılan madde hükmünün uygulanabilmesi mümkün değildir. Bu yönüyle söz konusu madde aynı Kanunun 20, 21 ve 28. maddelerinden farklılık arz etmektedir.
Tebligat Kanununun 32. maddesinde ise, usulüne aykırı yapılan tebligatta muhatabın tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak addolunacağı belirtilmiştir.
Olayda, vergi mahkemesince ilk inceleme aşamasında verilen dilekçe ret kararının dava dilekçesinde gösterilen adrese "alıcının adresini terk etmesi ve yeni adresinin bilinmemesi" nedeniyle tebliğ edilmemesi üzerine Tebligat Kanununun 35. maddesine göre talik suretiyle tebliğ yoluna gidildiği, yenileme dilekçesinin ise bu şekilde yapılan tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde verilmemesi dolayısıyla davanın süre aşımı yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının ilk dava dilekçesinde belirttiği adresinde dilekçe ret kararından önce yapılmış bir tebligatın bulunmaması karşısında dilekçe ret kararının Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğin usulüne uygun olmadığından, aynı Kanunun 32. maddesi gereğince ıttıla tarihi esas alınarak davanın süresinde yenilendiğinin kabulü gerekirken, işin esasına girilmeden davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle, ... Vergi Mahkemesinin 17.12.1996 gün ve E:1996/566, K:1996/1900 sayılı kararının, yukarıda belirtilen hususlar gözönüne alınarak yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına 5.3.1998 gününde oybirliği ile karar
verildi.