Mesajı Okuyun
Old 08-07-2009, 17:01   #2
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Aslında ideal olanı kişsel ilşki tesisi ile ilgili olarak taraflar aynı şehirde oturmaları halinde şu şekilde, ayrı şehirlerde oturmaları halinde bu şekilde diyerek karar verilmesidir.

Fakat bu hususun ilk kararda yeterince düzenlenmemiş olması kişisel ilşkinin yeniden düzenlenmesi davası açılmasına engel değildir. Şartlar değiştiğinde veya yeni şartlar oluştuğunda kişisel ilişkinin değiştirilmesi vaya yeniden düzenlenmesi davası açılabilir.İlk hüküm kesin hüküm teşkil etmeyecektir.

Diye düşünüyorum.

T.C.

YARGITAY

2. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/13421

K. 2003/14276

T. 27.10.2003

• VELAYET ( Sonradan Değişen Durum ve Koşullara Göre Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesinin İstenebilmesi )

• KİŞİSEL İLİŞKİ ( Boşanma Kararındaki Kişisel İlişki Kararının Sonradan Açılacak Kişisel İlişkinin Değiştirilmesi Davası için Kesin Hüküm Kabul Edilmemesi )

• DAVANIN AÇILDIĞI TARİHTEKİ KOŞULLAR ( Her Dava ve Uyuşmazlığın Davanın Açıldığı Tarihteki Koşullara Göre Çözümlenmesi )

• KESİN HÜKÜM ( Boşanma Kararındaki Kişisel İlişki Kararının Sonradan Açılacak Kişisel İlişkinin Değiştirilmesi Davası için Kesin Hüküm Kabul Edilmemesi )

4721/m.182

ÖZET: Sonradan değişen durum ve koşullara göre kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istenebilir. Her dava ve uyuşmazlık davanın açıldığı tarihteki koşullara göre çözümlenir. Bu nedenle, boşanma kararındaki kişisel ilişki kararı sonradan açılacak kişisel ilişkinin değiştirilmesi davası için kesin hüküm kabul edilemez.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1-Tarafların boşanmaları sonucu velayeti anneye bırakılan 1.1.1998 doğumlu çocuk ile baba arasında kişisel ilişki ; " 15 günde bir saat 08.00 - 17.00 arasında, dini ve milli bayramların 1. günleri saat 08.00 - 17.00 arasında" şeklinde düzenlenmiştir. Tarafların o tarihte Konya'da oturdukları, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemiyle açılan temyize konu dava sırasında ise davacı babanın İskenderun'da , davalı annenin Konya'da oturduğu anlaşılmaktadır. Davacının, yazın Temmuz veya Ağustos aylarından birinde kişisel ilişki düzenlenmesi istemiyle açtığı dava mahkemece "kesin hüküm" bulunduğu gerekçesiyle reddedilmiştir. Sonradan değişen durum ve koşullara göre kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istenebilir. Her dava ve uyuşmazlık davanın açıldığı tarihteki koşullara göre çözümlenir. Bu nedenle, boşanma kararındaki kişisel ilişki kararı sonradan açılacak kişisel ilişkinin değiştirilmesi davasını incelemeye engel olmaz, kesin hüküm bulunduğu kabul edilerek dava reddedilemez. Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yararlarının korunması gözetilmeli, kişisel ilişki süresinin analık - babalık duygularının tatmini için yeterli olup olmadığı düşünülmeli, "15 günde bir.." şeklinde infazda güçlük yaratacak düzenlemelerden kaçınılmalı ve taraflar ayrı kentlerde oturuyorlarsa senenin belli bir döneminde sürekli olacak şekilde ( 15 gün 1 ay gibi ) de düzenleme yapılabileceği üzerinde durulmalıdır. Taraflardan tüm delilleri sorulmadan, gösterdikleri takdirde bu deliller incelenip yukarıdaki açıklanan genel ilkeler doğrultusunda değerlendirme yapılmadan yazılı olduğu şeklide karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
2- 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1 maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından ( MK. md. 118-494 ) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını, geçici 1. maddesi de; sonuçlanmamış davaların yetkili ve görevli aile mahkemesine devredileceğini hükme bağlamıştır. Karar bozulmakla sonuçlanmamış hale gelmiştir. Bu açıklama karşısında işin görev yönünün de düşünülmesi zorunludur.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın 1. bentte açıklanan sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 27.10.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.