Mesajı Okuyun
Old 21-01-2009, 16:32   #30
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zeynel
Anne-baba ayrılıklarında genelde bir taraf veya bazen iki taraf çocuğu etkileyerek ya da çocuğun birini daha fazla sevmesi nedeniyle diğer tarafla görüşmek istemeyebilir. Ancak çocuğun durumunu araştıran sosyal hizmet uzmanları ve mahkeme hem çocuk için hem de taraflar için en iyi çözüm yolunu bulmaya çalışırlar. Bu nedenle insiyatifin çocukta olmaması gerektiği kanaatindeyim.
Ben de bu konuda Sayın Zeynel ve Yargıtay ile aynı görüşteyim. Çocuk yanında bulunduğu kişinin psikolojik baskısı altında olacaktır ve bu baskı sonucu da karşı tarafla görüşmek istemeyebilir. Bu sebeple veya başka bir sebeple görüşmek istememesi görüşmenin yapılmamasının kendisi için daha iyi olduğu anlamına gelmez. Unutulmalıdır ki, bu görüşmenin yapılmasında tek amaç velayetin verilmediği tarafı tatmin etmek olmayıp, aynı zamanda çocuğun anneye/babaya olan ihtiyacının da giderilmesidir. Çocuk bu ihtiyacı kendisi takdir edebilecek durumda olsaydı, zaten velayet altında olması da gerekmezdi. Örneğin bu tip kararları çocuklara bırakırsak çocuk okula gitmek de istemeyebilir ama bu durum istemese bile okula gitmek zorunda bırakılmasının, hiç götürülmemesinden daha kötü olacağı anlamına da gelmez.

Sanıyorum burada tepki çeken "zorlama" kavramı ve belki kafamızda kendini yerlere atan bir çocuğun polislerce kollarından tutulup zorla "şeytani" babaya (veya anneye) teslim edilmesini canlandırıyoruz ancak Yargıtay'ın zorlamadan bunu kastettiğini de hiç sanmıyorum. "Ben bundan sonra okula gitmeyeceğim" veya "yatmayacağım televizyon seyredeceğim" diye direnen bir çocuğu velisi nasıl bir "zorlamayla" ikna ediyorsa, "babama/anneme gitmeyeceğim" diyen bir çocuk için düşünülmesi gereken zorlama da bu olsa gerek. Burada İcra Müdürlerinin de çok zor durumda kalacağını sanmıyorum, bu durumlarda yanlarına bir pedagog veya sosyal hizmet uzmanının alır ve doğrudan onun görüşleri doğrultusunda hareket ederlerse hiç kimseyi üzmeden (veya minimum üzüntüyle) hukukun gereğini yerine getirebilirler.

Ayrıca unutulmamalıdır ki, eğer bu görüşmeler gerçekten çocuğun psikolojisi için zararlı oluyorsa, bu durumda Mahkemeye başvurulup, velayete sahip olmayan tarafın görüşmelerine ilişkin şartlar tamamen değiştirilebilir veya bu görüşme tamamen ortadan kaldırılabilir. Eğer uzmanlar çocuğun babayi/anneyi HİÇ GÖRMEMESİNİN, istemeden görüşmesinden daha olumlu olacağı görüşündeyseler, Mahkeme çocuğun menfaatlerini düşünerek zaten bu görüşmeleri kaldıracaktır. Eğer mahkeme ilamında bu görüşmeler hüküm altında alındıysa bunun en önemli sebebi, bu görüşmenin çocuğun gelişimi için de olumlu olduğunun düşünülmesidir ve çocuk da henüz bunun doğru olup olmadığı takdir edebilecek durumda değildir, bunun takdiri ilgili uzmanlar tarafından yapılır. Bu nedenle de "sırf çocuğun istememesi" tek başına görüşmenin yapılmasına engel olmamalıdır diye düşünüyorum.