Mesajı Okuyun
Old 05-01-2012, 11:13   #52
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Peki

Kanaatimce "manevi tazminat" davasında "manevi tazminat" miktarının belirlenebilir olduğı "an"ın, hakimin karar "an"ı olması sebebiyle "manevi tazminat"ın "belirsiz alacak davası" şeklinde ikame edilemeyeceğini söylemek hukuki değildir. Ben, bundan şunu anlıyorum; evet aslında manevi tazminat istemi, belirsiz alacak davası şartlarını karşılamaktadır (yani davayı ikame tarihinde davacı alacaklıdan, alacağın miktar veya değerini belirleyebilmesini kendisinden bekleyemeyiz ve/veya bu, imkansızdır); lakin belirli kılındığı "an" hüküm "an"ıdır; o yüzden açamayız...

Hmmmm; konu buysa başka yöntem:

HMK m.107'ye göre "manevi tazminat" davamı, belirsiz alacak davası ile birlikte tespit davası veya sadece tespit davası olarak ikame edebilirim:

Madde gerekçesinden: "..."Edâ davasının açılabildiği hallerde tespit davası açılamaz” yollu önermenin hak-arama özgürlüğünün ulaştığı kapasite ve hukuki yarar koşulunun muhtevası karşısında geçerliği yoktur.

Miktarı belirsiz alacaklarda zamanaşımının dolmasına çok kısa sürenin varolduğu hallerde yalnızca tespit yahut kısmi edâ ile birlikte tespit davasının açılabileceği genel olarak kabul edilmektedir.

Davacı, söz gelimi bir tazminatın tahsili yerine alacağın miktarının ve borçlunun sorumlu olduğunun tespitini hedefleyen bir dava açabilir, açabilmelidir...

...Alacaklı, yalnızca edâ davası veya yalnızca tespit davası yahut kısmi edâ ile birlikte külli tespit davası açabilme seçeneklerine sahiptir. Hak-arama özgürlüğünün (Any.m.36, İHAS.m.6) özünde varolan bu seçenekler, yasa veya içtihat yoluyla yasaklanamaz. Model, belirtilen seçenekleri alacaklıya usülî bir hak olarak tanımaktadır..."

Böylece miktarın belirlendiği "an"ın hakimin karar verdiği "an" olmasının bir önemi kalmaz (diye düşünüyorum )

P.S: "Manevi tazminat"ın belirlenmesinde olması gerekenin 27 no'lu mesajımdaki usul olduğu konusunda ısrarlıyım.

Saygılar...