Mesajı Okuyun
Old 13-12-2013, 10:04   #2
Av. Fırat BİLBAY

 
Varsayılan

Şikayetçi olmamanın tazminat talepleri bakımından etkisi bulunmamaktadır.

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi
Esas: 2008/11159
Karar: 2009/6625
Tarih: 11.05.2009

ÖZET: Haksız eylem sebebiyle açılan tazminat davasında, eylemin suç sayılan bir eylemden doğması durumunda, zaman aşımı süresi suçun bağlı olduğu ceza zaman aşımı süresidir.
(818 sayılı BK. m. 60/2) (765 sayılı TCK. m. 102/4)

KARAR METNİ:

Davacı Mustafa vekili tarafından, davalı Hacı Ali aleyhine 26.07.2007 tarihinde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11.06.2008 tarihli kararın Yargıtayca tetkiki davalı vekili tarafından süresi içerisinde istenilmekle, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

Dava, haksız eylem sebebiyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur.

BK.nun 60/2. maddesi gereğince zarara yol açan eylemin, aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğması durumunda olayda uygulanacak zaman aşımı süresi, o suçun bağlı olduğu (uzamış) ceza zaman aşımı süresidir.

Somut olayda, davalı Hacı Ali'nin eylemi, 765 s. TCK.nun 285/1. maddesinde düzenlenen iftira suçunu oluşturmaktadır. Bu nedenle, uygulanacak ceza zaman aşımı süresi TCK.nun 102/4. maddesi uyarınca 5 yıldır. Eylem 18.03.2002 günü gerçekleşmiş, davalı hakkındaki ceza mahkumiyeti 24.01.2007 günü kesinleşmiştir. Eldeki tazminat davası ise 26.07.2007 tarihinde açılmıştır. Şu durumda, davanın açıldığı günde olay tarihinden itibaren 5 senelik (uzamış) ceza zaman aşımı süresi geçmiştir. Yerel mahkemece, açıklanan olgular gözetilerek istemin zaman aşımı sebebiyle reddedilmesi gerekirken, ceza mahkumiyetinin kesinleştiği günden itibaren 1 senelik süre içinde eldeki davanın açılmış olması sebebiyle zamanaşımının dolmadığı gerekçesiyle davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olması usul ve kanuna uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarda gösterilen sebeplerle (BOZULMASINA), bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istem halinde geri verilmesine 11.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.