Mesajı Okuyun
Old 03-04-2004, 15:01   #3
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Selamlar,

Olayın tam olarak açıklaması yapılmamış olmakla birlikte, tahmin ettiğim kadarıyla devlet hastanesi personelinin aktif sujesi olduğu hukuka aykırı bir eylem sonucunda kişisel mağduriyet doğmuş.Konunun suç teşkil eden bir eylem olduğu düşünülerek savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş ama özel hakların korunması amacıyla herhangi bir talep henüz yapılmamış.Olayın Cezai boyutunu ayrık tutmakla birlikte konu hakkında görüşüm şu şekilde:

-Devlet hastanesi idari birimdir .

-İddia edilen haksız fiil "hizmet kusuru" kapsamında mıdır ?Hizmet kusuru idari hizmetin kötü veya geç işlemesi veya hiç işlememesi ve hizmet kusuru sorumluluğu yukarıda sayılan hususlardan doğan ve idari ajanın kusurunu gerektirmeyen sorumluluk biçimidir. Personelin göreve ilişkin kusurlu hareketi de hizmet kusuru kapsamında değerlendirilir.
Alıntı:
Bir kamu hizmetinin yürütülebilmesi sırasında kişilere verilen zarar, kamu görevlisinin görevinde kullandığı yetkilerden ve resmi sıfatından ayrılamıyor, aksine bunlarla sıkı sıkıya ilgili ve bağlantılı biçimde doğuyor ise personel bakımından "görev kusuru" olarak tanımlanan bu kusurun, idare yönünden nesnel nitelik taşıyan "hizmet kusuru" kapsamında idare hukuku esaslarına tabi olduğu, gerek öğretide gerekse yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Uyuşmazlık Mahkemesi, 16.06.2003 T., 2003/00031 E., 2003/00037 K.)
.

Fakat, personelin suç niteliğinde olan ve kamu görevinden ayrılabilen haksız fiillerine karşı anayasal korunma uygulanmaz ve bu kişilerin kasta varan şahsi kusurundan doğan eylemleriyle ilgili tazminat davaları adli yargı yerlerinde görülür.
O halde eğer fiil şahsi sorumluluğu gerektiren nitelikteyse adli yargı mercilerinde kişiler aleyhine tazminat davası açılabilir.Ama devlet hastanesi aleyhine açılacak hizmet kusurundan doğan tam yargı davasının idari mahkemede görülmesi gerekir.
Alıntı:
Memurun, kamu görevini yerine getirirken zararı oluşturan davranışı bir idari işleme yabancıysa, memur zarar görene karşı doğrudan doğruya ve kişisel kusuru nedeni ile sorumludur.Y.4.H.D. 13.5.86-1995/4064



-Zamanaşımı sorunu :

idari eylemden doğan tam yargı davalarında zamanaşımı : İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanlar, durumu öğrendikleri andan itibaren 1 yıl ve her halde eylemin yapıldığı tarihten itibaren 5 yıl içinde yönetime başvuramaları ve ön karar almaları gerekir.Olayda bu süre geçirilmiş gibi gözükmektedir.Savcılığa yapılan suç duyurusunun bü süreyi kestiğini sanmıyorum.

özel hukuktan doğan sorumluluk

Burada da Borçlar Kanunu'ndaki genel zamanaşımı hükümleri uygulanır.1 ve 10 yıllık süreler vardır.Suç teşkil eden fiilllerde ceza zamanaşımı uygulanır.Yalnız fiil ve faile ıttıla tarihinden itibaren 1 yılın herhalde geçmemesi gerekir.