Askerlik öncesi 3 ay bir büroda çok çalışıp, ilk tecrübemi iyi bir şekildeelde etmiştim. Adliye tozunu ilk kez orada yuttum.

Şimdi ise 6 aydır işinin neredeyse tamamı uluslararası olan ama pek kurumsallaşamamış bir şirkette çalışıyorum. Dilim olduğu için şu ana kadar tamamen yabancılarla olan sorunlar ve yurtdışındaki davalarımız üzerinde çalışmalar da bulundum. Kısacası Türkiye'de neler dönüyor hiçbir fikrim yok. Henüz Adliye'ye bile gitmedim. Aslına bakarsanız iş yüküm çok yoğun değil, stresi var ama uluslararası çalışmaktan memnunum. Tabi en büyük sıkıntı çalışma saatleri ve kendimi hiç özgür hissetmiyor oluşum. Avukatlık sözde değil özde özgür olarak yapılması gereken bir meslek.

Askerlik öncesi çalıştığım büroda çok özgürdüm; sabah duruşmadan önce bol bol lak lak eder, duruşmadan sonra ofise öğle yemeğine gider ve günü bir iki dilekçe yazarak kapatırdım. Ayrıca ofis ortamı da eğlenceliydi. Şirkette ise daha yapay bir ortam var ve kendi içerisinde gereksiz kurallar var. Örneğin parmak iziyle giriş yapmak dahi benim moralimi bozuyor. Burada uzun durmayacağım kesin. Ya daha özgür çalışabileceğim bir şirket ya uluslararası çalışan bir büroda olacağım ya da ileride kendi büromu açacağım. Tabi masraflar beni de korkutuyor.

Müvekkil çevresi nasıl edineceğim, onu da henüz bilmiyorum. Ofise gidip, oturmakla olmaz. Mutlaka üye olmamız gereken, düzenli olarak ziyaret etmemiz gereken yerler bulabilmeliyiz. Örneğin yurtdışı müvekkilerini sanırım uluslararası düzenlenen hukuk forum ve seminerlerinde elde edebiliriz. İstanbul'da değilim fakat orada böyle organizasyonlar olduğunu düşünüyorum.

Kısacası bence en çok üstünde durulması gereken konu büro açarsak nasıl müvekkil çevresi edinebiliriz, onu öğrenmek gerekiyor.