Mesajı Okuyun
Old 04-02-2010, 01:24   #65
Avukat Ali TÜRKER

 
Varsayılan Hukuk Bilim midir?

Çok güzel alıntılar ve kişsel fikirlerin olduğu bir sohbet alanı oldu bence... Ben de kendi kanaatimi iltmek istiyorum:
Hukukun, ideal anlamda bilim olmasına karşın, uygulayıcılar ve toplum nezdinde disiplin olmayı geçebilecek bir erginlik düzeyine erişemediğine inanıyorum.
Bilim olmayı hak eden o kadar çok alan var ki insanlık geliştikçe kuramları ve kuramların ait olduğu alanları ve alanların özellik ve önemini kavrayabildiler. TIP'da bir zamanlar bilim olarak adlandırılmıyordu. Fen ve Matematik Bilimlerinin alt dalları, herbirisi bilim alanları olarak kendini ispat edebildi. Oysa izafiyet müsbet bilim alanlarında da vardı. Adı ile müsemma. Müsbet bilimler deriz. Sözkonusu Bilim Alanları, müsbet bilim olmayı süreç içinde hak edebildi. Kurallar ortaya konulup deney ve gözlemler ile genelgeçerliği olan kuralları bulundu ve müsbet bilim denildi.
Hukukun da genel geçer kuralları tespit edildi; Ancak, ilişkilerin karmaşıklığı, insan ilişkilerindeki farklılık ve zenginlikler, sosyal bilimlerdeki deney ve gözlemlerdeki sonuçların çeşitliliğinden olsa gerek, fen bilimlerindeki kadar net sonuçlar ortaya koyamadı. Sadece kanun koyucuların, eğitim, tecrübe ve yasa yapma tekniğine göre icat edilen kurallara toplumun uymasını sağlamak üzerinde duruldu.
Hukukun Bilimselliği tartışıldı ise de, hukuku asıl bilimsel kılan etmenlerin yeterince irdelenmediği kanaatindeyim. Psikoloji, sosyoloji, eğitim bilimleri, ticaret kuramları, fen bilimleri, aklımıza gelebilecek, hukukun ilgilendiği tüm alanlar ne kadar bilimselleşebildi ve hukukun kurallarının oluşumuna katkı sağlayabildi ise Hukuk o kadar bilimselleşebildi. Zemini doldurulamamış pek çok sosyal disiplin alanı, hukukun bilimselleşmesinin önünde engel olarak durdu. Örneğin, Tıp alanını, fen alanını, matematik alanını, somutlaştıracak olursak Gıda Mevzuatını düzenleyen kuralların büyük bir kısmının bilimsel tespitlerden yola çıkılarak oluşturulduğunu hepimiz kabul ederiz. Zira insan sağlığına zarar vereceği bilimsel olarak tespit edilmiş verilerden yola çıkarak yasa koyucu fen bilimlerinden aldığı verileri kullanarak bilimsel temelleri olan bir düzenleme yapar. Ne var ki, aynı örnekten yola çıkarak ifade edecek olur isek, gıda alanında henüz kesin tespitlerin yapılamadığı yerlerde ise göreceli doğrular mevzuata dercedilmiştir. İşte incecik bir çizginin olduğunu düşündüğüm keşfedilebilmiş olanların bilimselliği ama henüz keşfedilmediğinden göreceli olduğu ileri sürülen davranış tipleri ve onlara uygulanacak yaptırımların tartışmaya açık bir konumda bulunması, Hukukun da bilimselliğinin tartışılmasına neden olmaktadır. Bu tartışmanın bu gün çok normal olduğu kuşkusuz yerindedir. Ancak yerinde olmadığını düşündüğüm şey, hukukun kesin olarak bilim olmadığının ileri sürülmesi olur. Fen bilimlerinde dahi insanların farklı kanaatler taşıdıkları, kimi zaman bilimsel bulguların farklı yorumlara neden olması da aynı biçimde o bilim alanında bir şey tartışılıyor diye o alanı bilim olmaktan çıkarmadığı gibi, henüz bilim olma yolunda çok genç olan hukuk alanında çok tartışma olması da hukuku bilim olmaktan çıkarmayacaktır. Hukuk, insana dair tüm ilişkileri düzene koymaya çalışır. Hukukun ilgilendiği alanlar ne kadar bilimselleşebilir ise hukuk da onu yakından ya da uzaktan takip ederek bilimselleşebilir. Hukuk, eğitim alanının kurallarını ve kuramlarını eğitim bilimlerinden önce keşfetmez. Önce eğitim bilimleri alanında kurallar keşfedilir ardından hukuk onu irdeleyip kural haline dönüştürür. Bu ise hayli zaman ve deneyim isteyebilir. Hukukun bilimselliğinin diğer alanlar ile yakından ilişkisinin bu meyanda değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim. İşte diğer alanlardaki az gelişmişlik, hukuku DİSİPLİN olamktan öteye geçirememiştir. Hukukun düzenlediği alanlar ne kadar yetersiz veri sunuyor ise hukuk alanına, o kadar da hata yapılmasına sebep oluyor demektir. Zira hukuk, düzenlediği alanın teknik bilgi ve deneyimlerinden hareket ederek kural koyar. Verilerin doğru verilmemesi, hukuku oyalar ve hukukçuya hata yaptırır. Bu kez Hukuk kuralları tartışılır hale gelir. Esasen burada yasalar ile hukuk da karıştırılıp hukuka haksızlık edilir. Oysa kendisine ait yasa yapma, yorumlama, diğer bilim alanlarının verilerini düzenleyeceği hukuk alanı ile bağdaştırarak sosyal düzene uyarlama gibi konularda teknikleri olan hukuk alanı, yetersiz, hatalı, kişisel değerlendirmeler ile geliştirilen veriler ile temellendirildiğinden adeta diğer bilim alanlarının günahını üzerine alır.
Hukukun bilimselliğinin, düzenlediği alanların bilimselleşebilmesi ile yakından ilişkili olduğunu düşünüyorum.... Selam ve saygılarımla.