Mesajı Okuyun
Old 22-07-2016, 14:11   #15
ekinheval

 
Dikkat

YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/16264
K. 2011/5468
T. 28.3.2011

• MİRASIN REDDEDİLMESİ ( Mirasçılar Mirası Reddederken Kendilerinden Sonra Gelen Mirasçılardan Mirası Kabul Edip Etmeyeceklerinin Sorulmasını Tasfiyeden Önce İsteyebilecekleri - Ret Sulh Hakimi Tarafından Sonra Gelen Mirasçılara Bildirilir ve Bunlar Bir Ay İçinde Mirası Kabul Etmezlerse Reddetmiş Sayılacakları )
• MİRASIN KABUL EDİLMEMESİ ( Mirasçılar Mirası Reddederken Kendilerinden Sonra Gelen Mirasçılardan Mirası Kabul Edip Etmeyeceklerinin Sorulmasını Tasfiyeden Önce İsteyebilecekleri )
• MİRASIN TASFİYESİ ( Miras İflas Hükümlerine Tasfiyeye Tabi Olduğu - Miras Mirasbırakanın Kardeşine Geçmediği/Bu Kişinin Ret Hakkı Bulunmadığı/Bu Husus Gözetilmeden Davacının Ret Beyanının Tespit ve Tesciline Karar Verilemeyeceği )
4721/m.612,614/1-2
ÖZET : Mirasçılar, mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu takdirde ret, Sulh hakimi tarafından sonra gelen mirasçılara bildirilir, bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse, reddetmiş sayılırlar. Olayda miras en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunmuş, bunlar kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmediklerinin sorulması yönünde bir talepte bulunmamışlardır. Bu halde miras iflas hükümlerine tasfiyeye tabidir. Miras, mirasbırakanın kardeşine geçmemiştir, bu kişinin ret hakkı bulunmamaktadır. Bu husus gözetilmeden davacının ret beyanının tespit ve tesciline karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Mirasbırakan 25.05.2008 tarihinde ölmüş, en yakın yasal mirasçıları olan eşi ve çocukları üç ay içinde mirası kayıtsız ve şartsız reddetmişlerdir. En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, Sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir. ( TMK.md.612 ). Mirasçılar, mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu takdirde ret, Sulh hakimi tarafından sonra gelen mirasçılara bildirilir, bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse, reddetmiş sayılırlar ( TMK.md.614/1-2 ). Olayda miras en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunmuş, bunlar kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmediklerinin sorulması yönünde bir talepte bulunmamışlardır. Bu halde miras iflas hükümlerine tasfiyeye tabidir. Miras, mirasbırakanın kardeşine geçmemiştir, bu kişinin ret hakkı bulunmamaktadır. Bu husus gözetilmeden davacının ret beyanının tespit ve tesciline karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 28.03.2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Davacı, SGK borçları olan mirasbırakanın yasal mirasçısı değildir. TMK 612.madde gereğince en yakın mirasçıların tamamı tarafından reddolonan miras Sulh hakimince iflas hükümlerince tasfiye edilecektir.
Eş ve çocukların mirasçı olarak kaldığı durumda, eş ve çocukların tamamı tarafından Türk Medeni Kanununun 605/1, 609. maddeleri gereğince mirasın gerçek reddi yoluyla miras reddolunmuşsa; Türk Medeni Kanununun 612.maddesindeki en yakın mirasçı kavramı içine, mirasbırakanın kardeşleri girmez. Böyle bir davada mirasın iflas hükümleri gereğince resmen tasfiye edilmesi gerekir.
Mirasbırakanın kardeşi ve davalı SGK. Borçlusu olan davacının; açıklandığı gibi, en yakın mirasçı kavramına dahil olmadığı ve bu nedenle Türk Medeni Kanununun 605/1.maddesi gereğince mirasın gerçek reddi işlemini yapma veya Türk Medeni Kanununun 605/2.maddesi gereğince "terekenin borca batıklığının tespiti" davası açmasına gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı mirasçı sıfatıyla SGK borçlusu olan mirasbırakanın borçlarından sorumlu olmadığından; incelenen davayı açmasında hukuksal yararı yoktur. Davacı, dava açmadaki beklediği sonucu, SGK tarafından kendi aleyhine açılan rücu davasında savunma yoluyla ileri sürebileceği gibi; taraf sıfatı da dava koşulu olduğundan mahkemece de kendiliğinden gözetilecektir. Bu nedenle, hukuksal yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Hükmün açıkladığım bu değişik gerekçeyle bozulması gerektiğini düşünüyorum.
Üye
İrfan Okur