Mesajı Okuyun
Old 14-08-2012, 14:39   #16
n_plak

 
Varsayılan

Sayın harkan'ın numaralarını verdiği Yargıtay kararları,





T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2003/269

K. 2003/6111

T. 9.6.2003

• SİGORTA ŞİRKETİNİN POLİÇE LİMİTİNDEN SORUMLU OLMASI ( Trafik Kazası Nedeniyle - Sigortalının Kusurlu Olmaması Gereği )

• SİGORTACININ TEMERRÜDÜ ( Temerrüt Tarihi Araştırılmadan Olay Tarihinden İtibaren Faize Hükmedilemeyeceği - İhbar Yapılması Gereği )

• ZORUNLU TRAFİK SİGORTASI ( Sigortalınının Kusursuzluğu Oranında ve Poliçe Limiti Kadar Tazminat Alabileceği )

2918/m. 85/1,91,92,99

ÖZET : Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olursa işletenin bu zarardan sorumlu olacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır. Araç sürücüsünün bu kapsamın dışında kaldığına ilişkin hüküm bulunmadığı gibi, sigorta poliçesi genel şartlarında da bu yolda bir sınırlama getirilmemiştir.Fakat sürücü kendi kusurundan yararlanmaması gereği kusur oranı belirlenerek kendi kusuru dışında kalan kusur oranına göre poliçe teminatından yararlanması mümkündür.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Sarıkamış Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 24.10.2002 tarih ve 2002/120 - 2002/117 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, davalı tarafından zorunlu trafik sigortası yapılan aracın sürücüsü olan müvekkilleri murisinin meydana gelen kaza neticesinde hayatını kaybettiğini ileri sürerek, poliçe teminatı olan 11.000.000.000.TL.nın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki belgelere göre, kazanın poliçe teminatı dahilinde gerçekleştiği, davacılara bir ödeme yapılmamış olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirkete zorunlu trafik sigortası ile sigortalı araçta sürücü olarak bulunan davacılar murisinin meydana gelen trafik kazası neticesinde kendisinin ölümü sonucu onun desteğinden yoksun kalan kalanların aracın işleteninden dolayısıyla onun hukuki sorumluluğunu üzerine alan sigortacıdan sigorta tazminatı isteyip, isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere, zorunlu trafik sigortasında sigortacı, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91.maddesiyle, işletenin aynı yasanın 85/1.maddesinde öngörülen hukuki sorumluluğunu üzerine almış bulunmaktadır. Anılan maddeye göre ise, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olursa işletenin bu zarardan sorumlu olacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır. Sigortacının bu kapsamdaki sorumluluğunu sınırlayan aynı Yasa'nın 92.maddesinde araç sürücüsünün bu kapsamın dışında kaldığına ilişkin hüküm bulunmadığı gibi, sigorta poliçesi genel şartlarında da bu yolda bir sınırlama getirilmemiştir. O halde sürücünün ölümü nedeniyle sigortacının sorumluluğu ilke olarak benimsenmelidir.
Esasen doktrinde de sürücü ve yardımcılarının işletene karşı tazminat isteminde bulunabilecekleri dolayısıyla onun sigortacısının da sorumlu olması gerektiği kabul edilmektedir. ( Bkz.Dr.S.Arkan, Sigorta Hukuk Dergisi,C.1,sayı 3-4, Sh.268; Ç.Aşçıoğlu, Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Tazminat Davaları, Ank. 1989, sh. 86 vd. )
Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, sürücünün kendi kusurundan yararlanmaması gerektiğidir. Bir başka deyişle, sürücünün kazadaki kusur oranı belirlenerek kendi kusuru dışında kalan kusur oranına göre poliçe teminatından yararlanması mümkündür.
Bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde meydana gelen kaza tek taraflı trafik kazası olması nedeniyle tüm kusurun sürücüde olduğu düşünülebilir ise de, kaza tespit tutanağı incelendiğinde kazaya aracın sağ arka lastiğinin patlamasının neden olduğunun belirtildiği, bu hususun işletenin sorumluluğunu gerektiren bir işletme kusuru olması nedeniyle kazanın gerçek nedeninin araştırılarak sürücünün kusur oranının belirlenmesi gerekmektedir.
O halde mahkemece sigortalı araç sürücüsü olan davacılar murisinin olaydaki kusur oranının tespit ettirilerek hasıl olacak sonuca göre yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Bunun yanında, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesinde yazılı bulunan sigorta bedeli her halükarda ödenmesi gereken bir miktar olmayıp, davacıların ölüm nedeniyle destekten yoksun kalıp kalmadıklarının ve miktarının belirlenmesi ve sigorta poliçesi limiti dahilinde kalıyorsa tamamına, sigorta limitini aştığı taktirde limit dahilinde kalan kısmının tazminat olarak ödenmesi gerekmektedir.
O halde mahkemece yukarıda anılan ilkeler doğrultusunda gerçek zarar araştırması yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
3-Son olarak, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 99.maddesine göre davacıların davalı sigorta şirketine davadan önce ihbarda bulunup bulunmadığının tespiti ile davadan önce ihbar var ise anılan maddeye göre temerrüt tarihinin belirlenmesi, ihbar bulunmadığı taktirde davalı sigorta şirketinin bu dava ile temerrüde düştüğünün kabulü ile dava tarihinden itibaren temerrüt faizi tatbiki gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye dayalı olarak davalı sigorta şirketinin kaza tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1, 2 ve 3 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 1995/2056

K. 1995/3648

T. 17.4.1995

• ZORUNLU TRAFİK SİGORTASI ( Sürücü ve Yardımcılarının Zorunlu Mali Sorumluluk Kapsamında Olması )

• SİGORTACININ SORUMLULUĞU ( Ölen Sürücünün Kusuru Bulunması Halinde )

• SÜRÜCÜ VE YARDIMCILARI ( İşletene veya Sigortacıya Başvurabilmeleri )

• REESKONT FAİZİ ( Alacağın Ticari İş Niteliğindeki Sigorta Sözleşmesinden Doğması )

818/m.45

2918/m.85,86,91,92

6762/m.3,21

3095/m.2/3

ÖZET : Zorunlu trafik sigortasında sigortacı, işletenin hukuki sorumluluğunu üzerine almıştır. Sürücü veya yardımcıları, zorunlu mali sorumluluk dışında kalmadıklarından, bunlar da, işletene karşı tazminat isteğinde bulunabilirler.
Bu sebeplerle, kazada araç sürücüsü ölmüşse, sigorta şirketinden tazminat bedelini isteyebileceği gibi ölen sürücünün belli oranda kusurlu olması, sigortacının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Alacak, ticari iş niteliğindeki sigorta sözleşmesinden kaynaklanmış olduğundan, reeskont oranında ticari temerrüt faizi yürütülmesinde usulsüzlük yoktur.
Taraflar arasındaki davadan dolayı, ( Ankara Asliye Üçüncü Ticaret Mahkemesi )'nce verilen 29.12.1994 tarih ve 715-1036 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkillerinin murisinin davalı sigorta şirketine zorunlu trafik mali mesuliyet sigortasıyla sigortalı araçta sürücü iken, 5/8 oranda kusurlu olduğu kazada öldüğünü ileri sürerek, davalının sigorta limitiyle sınırlı olarak davacı eş için ( 64.000.000 ) TL., her bir çocuk için ( 8.000.000 ) TL. olmak üzere toplam ( 84.000.000 ) TL. sigorta tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta vekili; müvekkili şirketin aracın işletilmesinden dolayı üçüncü kişilerin uğrayacağı zararları teminat altına aldığını, murisin aracın sürücüsü durumunda olup, üçüncü kişi durumunda olmadığını, kendi kusuruyla ölümüne sebebiyet verdiğini, olayda da reeskont faiz istenemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, sigorta poliçesi, sigorta murakabe kurulu yazılı görüşü, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından dava dışı Nurettin'e ait ve davacıların murisinin sürücü olduğu ve davalıya mali mesuliyet sigortasıyla sigortalı araç nedeniyle davacıların tazminat talep edip etmeyeceği konusunda Başbakanlık Sigorta Murakabe Kurulu'nun uygun görüş bildirildiği, motorlu araç sürücüsünün uğradığı zararların zorunlu mali mesuliyet sigorta kapsamı içinde kalıp kalmadığı hususunda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda ( KTK ) ve poliçe genel şartlarında açık bir hüküm bulunmadığı, işletenin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olup, KTK.nun 85,86 ile BK.nun 45/3'e göre davacılar da üçüncü kişi durumunda olup, uğradıkları zararın kusura göre 3/8'ini talep etme hakları olduğu kabul edilerek, davacı eş için ( 60.152.477 ) TL. ve her bir ocak için ( 8.000.000 )'er TL.nin davalıdan reeskont faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalı şirkete zorunlu trafik sigortası ile sigortalı araç sürücüsünün neden olduğu trafik kazasında kendisinin ölümü sonucu onun desteğinden yoksun kalanlarının aracın işleteninden dolayısı ile onun hukuki sorumluluğunu üzerine alan sigortacıdan sigorta tazminatı isteyip, isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği üzere zorunlu trafik sigortasında sigortacı, KTK.nun 91. maddesiyle, işletenin aynı Yasanın 85/1. maddesinde öngörülen hukuki sorumluluğunu üzerine almış bulunmaktadır. Anılan maddeye göre ise, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına sebep olursa işletenin bu zarardan sorumlu olacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır. Sigortacının bu kapsamdaki sorumluluğunu sınırlayan aynı Yasanın 92. maddesinde araç sürücünün bu kapsamın dışında kaldığına ilişkin hüküm bulunmadığı gibi, sigorta poliçesi genel şartlarında da bu yolda bir sınırlama getirilmemiştir. O halde, sürücünün ölümü nedeniyle sigortacının sorumluluğu ilke olarak benimsenmelidir.
Davalı sigorta şirketi, davacıların murislerinin kusurundan yararlanamayacaklarını savunmuş iseler de, dosya içindeki Adli Tıp Kurumu raporuna göre, muris sürücü bu olayda 5/8 oranda kusurlu bulunmaktadır. Sürücüsünün 5/8 oranında kusurlu olması, kusurun tamamının kendisinde olmaması nedeniyle KTK.nun 86. maddesi gereğince işleten ve dolayısı ile onun sigortacısının sorumluluğunu bertaraf edemez. Nitekim, mahkemece de zarardan davacılar murisinin kusur oranına göre indirim yapıldıktan sonra tazminata hüküm kurulmuş bulunmaktadır.
Esasen doktrinde de sürücü ve yardımcılarının işletene karşı tazminat isteminde bulunabilecekleri dolayısı ile onun sigortacısının da sorumlu olması gerektiği kabul edilmektedir ( Bkz., Dr. S. Arkan, Sigorta Hukuk Dergisi, C. 1, sayı 3-4, sh. 268; Ç. Aşçıoğlu, Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Tazminat Davaları, Ank.1989, sh. 86 vd. ). Ayrıca, dosya içindeki Sigorta Murakabe Kurulunun 27.6.1994 gün ve 1983 sayılı mütalaası da aynı yönde olduğuna göre, davalı sigorta vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazları varit görülmemiştir.
Ayrıca, davalı vekili hükmedilen tazminata reeskont oranında temerrüt faizi yürütülmesine de itiraz etmişse de, uyuşmazlık konusu alacak ticari iş niteliğinde sigorta sözleşmesinden kaynaklanmış bulunmasına ve davacılar vekili de dava dilekçesinde reeskont oranında ticari temerrüt faizi talep etmiş bulunmasına göre, davacılar yararına reeskont oranında ticari temerrüt faizi hükmedilmesi TTK.nun 3,21. maddeleri ile 3095 sayılı Yasanın 2/3. maddesine uygun bulunduğundan davalı sigorta vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
O halde, yukarıda yapılan açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalı sigorta vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ( ONANMASINA ), 2.742.000 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubu ile temyiz edenden alınmasına, 17.4.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






T.C.

YARGITAY

11. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/6240



K. 2002/11024

T. 28.11.2002

• DESTEK TAZMİNATI ( Malik Olmayan Araç Sürücüsünün Ölümü - Zorunlu Trafik Sigortası/Sigortacı İşletenin Hukuki Sorumluluğunu Üzerine Aldığından Sorumlu Olacağı )

• SİGORTACININ SORUMLULUĞU ( Zorunlu Trafik Sigortası - Malik Olmayan Araç Sürücüsünün Ölümünden Sorumlu Olacağı )

• ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI ( Sigortacı İşletenin Hukuki Sorumluluğunu Üzerine Aldığından Malik Olmayan Araç Sürücüsünün Ölümünden Sorumlu Olacağı )

• MALİK OLMAYAN SÜRÜCÜNÜN ÖLÜMÜ ( Zorunlu Trafik Sigortası - Sigortacı İşletenin Hukuki Sorumluluğunu Üzerine Aldığından Sorumlu Olacağı )

2918/m.85/1, 91, 92

818/m.45

ÖZET : Zorunlu trafik sigortasında, sigortacı, işletenin hukuki sorumluluğunu üzerine aldığından, malik olmayan araç sürücüsünün ölümünden KTK.nun 91 ve 85/1. maddeleri geregince sorumlu olup, aynı yasanın 92. maddesinde veya sigorta poliçesi genel şartlarında sigortacının, malik olmayan sürücünün ölümünden dolayı sorumluluğunu kapsam dışı bırakan bir hüküm yoktur.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Şişli Asliye 1. Hukuk Mahkemesi’nce verilen 31.01.2002 tarih ve 1999/1349-2002/67 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ata Durak tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalının zorunlu trafik sigortacısı müvekkilinin murisinin ise sürücüsü bulunduğu aracın, dava dışı başka bir araçla çarpışması sonucu müvekkilin murisi Mehmet K.’ün vefat ettiğini, murisin 2/8 oranında kusurlu olduğunu, bu hususta girişilen icra takibinin, davalının haksız itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptalini, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının, müvekkil şirkete sigortalı aracın sürücüsü olduğundan üçüncü şahıs sayılamayacağını, talebin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının ( 364.018.541,25 ) TL talepten sorumlu olacağı gerekçesiyle anılan meblağ için itirazın iptaline, fazla istemin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve mahkemece hükme esas alınan tüm bilirkişi raporlarında davacı murisinin 2/8 ( % 25 ) kusurlu olduğu kabul edilerek, tazminat hesaplaması yapılmasına ve zorunlu trafik sigortasında, sigortacının, KTK.nun 91 ve 85/1. maddeleri uyarınca işletenin hukuki sorumluluğunu üzerine almış bulunmasına, sigortacının bu kapsamdaki sorumluluğunu sınırlayan aynı yasanın 92. maddesinde veya sigorta poliçesi genel şartlarında, araç sürücüsünün bu kapsam dışında kaldığına ilişkin bir hüküm bulunmaması karşısında, malik olmayan sürücünün ölümü nedeniyle, sigortacının sorumlu olduğunun benimsenmesi gerekmesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin, aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Ancak dava, zorunlu trafik sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, iki kez bilirkişi incelemesi yapıldığı ve tüm bilirkişi raporlarında davacı murisinin 2/8 kusuru dikkate alınarak hesaplama yapıldığı halde, gerekçe gösterilmeden, ilk bilirkişi raporundaki meblağ esas alınmış ve mükerrer kusur indirimi yapılmıştır. Oysa davalı vekili tarafından, her iki bilirkişi raporuna da yukarıda açıklanan itirazlarda bulunulmuştur. Davacı vekili de, aynı şekilde her iki rapora yaptığı itirazlarda davalının kabul ettiğini belirttiği ( 669.372.140 )-lira üzerinden davanın kabulünü istemiştir. İkinci bilirkişi raporuyla hesaplanan destek tazminatı, bu meblağın üzerinde olduğuna ve davacı vekili açıkça ve miktar belirtilmek suretiyle talepte bulunduğuna göre, mahkemece, ( 669.372.140 )-lira üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı fazla alınan 28.343.000-lira harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 28.11.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.