Mesajı Okuyun
Old 22-01-2012, 22:05   #40
Av.Şenol Saltık

 
Varsayılan

Toplumda ve ilgili kesimlerde yeterince tartışılmadan aceleci bir yaklaşımla gündeme getirilen Yargıyı hızlandırma paketi, önemli hukuksal ve toplumsal sorunların habercisi olarak algılanmaktadır. Getirilmesi düşünülen düzenlemeye göre, karşılıksız çek keşide etmek suç olmaktan çıkarılmakta, haciz işlemlerinde borçlular lehine çok önemli hükümler yer almaktadır. Alacak davaları ve icra takipleri toplumsal ve ekonomik düzenin temel parçalarından biridir. Her açıdan hassas olan bu konuda yargı erkinin etkin bir şekilde konuya müdahil olması şüphesiz ki yargının asli görevlerinden biridir.

Halihazırda çek, ticari alışverişin önemli bir tedavül aracıdır. Cezai yaptırım özelliği de bu ödeme belgesini çok daha ciddi bir konuma getirmektedir. Ticari ilişkiler güven unsuru üzerine kurulduğuna göre, yeni düzenlemenin ticari bir daralmaya neden olacağı açıktır. Ayrıca, bu durum çek üzerinden finansman sağlayan kuruluşları da ciddi şekilde etkileyecektir. Ekonominin hassas olduğu bu dönemde, ticari hayatın dinamiği düşünülmeden öngörülen bu düzenleme, reel ekonomik düzeni ciddi şekilde etkileyebilir. Kaldı ki, hukuk tekniği açısından bir "Af Kanunu" olan bu düzenlemede, mağdurların rızasının alınmaması ve bu konuda hiçbir araştırma dahi yapılmaması toplumun bir kesiminin yok sayılması anlamına gelmektedir.

Haciz işlemlerine getirilen sınırlamalar da tek taraflı ve Anayasanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Borcunu ödemeyen kişiyi iyi niyetli, alacaklıyı ise kötüniyetli olarak gören bu düzenlemede, insiyatif tamamen borçlulara bırakılmıştır. Halihazırda, İflas Ertelemesi gibi borçlu lehine pek çok düzenleme vardır. Maaş haczine getirilen sınırlamalar, Mal Beyanı cezasının kaldırılması gibi borçlu lehine zaten pek çok düzenleme mevcut iken, haciz işlemlerinin de kaldırılma noktasına gelinmesi, şüphesiz ki alacaklıları mağdur edecektir. İcra dosyalarının bir çoğu lüks tüketimden kaynaklanan borçlar ve fütursuz yönetim anlayışının ürünüdür. Dolayısıyla, bu düzenleme ile, borçluların mağdur ve alacaklıların da insaf yoksunu kimseler olarak görülmesi toplumsal realiteye aykırıdır. Bu durumda, adaletin müdahale etmediği noktada başka güç odaklarının da devreye girmesi kaçınılmazdır. Adalet ve hakkaniyetin egemen olması gereken bu alanda, yasa dışı güç odaklarının meselelere dahil olması toplumsal düzene de zarar verecektir.

“Adalet Devletin Temelidir” kavramını doğru algılamamız gerekir. Yasalar ve adalet düzeni “işyükü” gibi değişken bir olguya mahkum edilmemelidir. İşyükünü azaltma parolasıyla, adalet anlayışının rafa kaldırılmak istenmesi, hukuk düzenine tamamen aykırıdır. Yeni düzenleme yasalaştığı takdirde, tüm maddi alacak davaları adaletin ve devletin müdahale edemediği serbest bir alan haline gelecektir.