Muris müvekkile babasına karşı başlatılan ilamsız icra dosyasından borç muhtırası gönderiliyor. Fakat sözkonusu tebligat apayrı bir adrese tebliğ edilmiş, dolayısıyla usulsüzlük var. Müvekkil bu takipten ancak maaşına haciz konulduktan sonra haberdar oluyor. Bu aşamada icra mahkemesine bulunduğum şikayette,

-Tebliğ tarihinin ıttıla tarihi olarak düzeltilmesi (bu tarihe göre borca itiraz süresi içinde İCRA DAİRESİne borca itirazda ve reddi miras kararı getirmek için süre talebinde bulundum-dosya derdestti)

-İcra müdürlüğüne yapılan itirazımızın süresinde kabul edilerek kabulü,

-Müvekkil aleyhine icra takibinin dayanaktan yoksun olması gerekçesi ile şikayetimiz sonucu DURDURULMASI ve mevcut MAAŞ HACZİNİN KALDIRILMASI (ifade aynen bu şekilde, malesef yoruma açık),

Taleplerinde bulundum. Sonuçta mahkeme tebliğ tarihine ilişkin talebi kabul ederken, BORCA İTİRAZ talebimizi usulden reddetti ve her iki taraf lehine vekalet ücretine hükmetti.

Sorum şu ki;

Bu tip davalarda aynı zamanda mevcut hacizlerin kaldırılması talebinde bulunulabileceğini okudum. Aynı zamanda ıttıla tarihine göre süresinde olan bir borca itirazımız olduğundan, mahkeme kararı neticesinde takibin duracağı aslında doğal bir sonuç. Fakat mahkeme muallak sayılabilecek ifademden (borcun esasına ilişkin dilekçemde herhangi bir ayrıntılı itiraz yok, yalnızca tebligattan bahsettim.) borca itirazda bulunduğum sonucunu çıkardı. Bu durumda istinaf mahkemesine başvurmam halinde sizce sonuç ne olur? İcra dairesine hiçbir itirazımız olmasa bu yorumu daha kolay kabulleneceğim fakat tek bir kelime ile kısmen red kararı aldım (bu da mesleğin cilvesi tabii).

Ayrıca istinafa başvurmam halinde yine red alırsam karşı taraf lehine yeniden vekalet ücreti doğacak değil mi?

Ne yapmamı önerirsiniz? Şimdiden teşekkür ederim...