Mesajı Okuyun
Old 15-11-2006, 20:47   #2
özgür

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/3635
K. 2002/4554
T. 6.3.2002
• DEVLET MALI NİTELİĞİ VE HACZEDİLEMEZLİĞİ ( Devlet ve Üniversite Hastanesine Ait Döner Sermayeleri ve Bunlardan Doğan Taşınır ve Taşınmaz Mal ve Haklar )
• DÖNER SERMAYEYE AİT MAL VE HAKLAR ( Haczedilemezliği )
• HACZEDİLEMEZLİK ( Üniversite ve Hastanelere Ait Döner Sermaye Kapsamındaki Mal ve Hakların Kamu Malı Niteliği )
• KAMU MALLARININ HACZEDİLEMEZLİĞİ ( Üniversite ve Hastanelere Ait Döner Sermaye Kapsamındaki Mal ve Hakların Kamu Malı Niteliği )
1050/m.2
ÖZET : Üniversite Hastaneleri ve Devlet Hastaneleri; Devlet Mallarının hizmet malları ayrımında, kamu hizmeti ile yakın ilişkisi bulunan kurumlar kapsamında sayılmaktadır. 209 Sayılı Kanun Hükmünce kurulan, öz sermayesi tümüyle devlet tarafından karşılanmış döner sermayeler ve bunlardan üretilmiş olan taşınır taşınmaz mal ve haklar aynı Kanunun 3. maddesi uyarınca belirli bir kamu hizmetinin devamlılığına tahsis edilmiştir. Kuruluşun yaşaması bu sermaye ile mümkündür. Açıklanan bu ilkeler gözetildiğinde somut olaydaki haczedilmezlik şikayetinin kamu düzeni ile ilgili görülmesi nedeniyle ve İ.İ.K.'nun 16/2. maddesi gereğince süreye tabi değildir. O halde, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mercii kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu vekilince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Üniversite Hastaneleri ve Devlet Hastaneleri; Devlet Mallarının hizmet malları ayrımında, kamu hizmeti ile yakın ilişkisi bulunan kurumlar kapsamında sayılmaktadır. Devlet Mallarının neler olduğu 1050 sayılı Kanunun 2. maddesinde belirtilmiştir.

Devlet Malları, gerek kamu hizmetlerine doğrudan tahsis edilmiş bulunan, gerek temin ettiği ekonomik ve sosyal menfaatler dolayısıyla yararlanılan bütün mallardır. Maliye Bakanlığı ve Sayıştay'ın denetiminde olan sarfiyat için işlem kolaylığı sağlamaya matuf ayrıcalık, onun Devlet Malı olmaktan çıkarıldığı anlamına gelmez.

209 Sayılı Kanun Hükmünce kurulan, öz sermayesi tümüyle devlet tarafından karşılanmış döner sermayeler ve bunlardan üretilmiş olan taşınır taşınmaz mal ve haklar aynı Kanunun 3. maddesi uyarınca belirli bir kamu hizmetinin devamlılığına tahsis edilmiştir. Kuruluşun yaşaması bu sermaye ile mümkündür. Açıklanan bu ilkeler gözetildiğinde somut olaydaki haczedilmezlik şikayetinin kamu düzeni ile ilgili görülmesi nedeniyle ve İ.İ.K.'nun 16/2. maddesi gereğince süreye tabi değildir. O halde, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mercii kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 6.3.2002gününde oybirliğiyle karar verildi.

Eklemiş olduğum yargıtay kararın da da görüldüğü üzere belediyelerin malları hak ve alacakları 1050 sayılı kanunuda ve 2004 sayılı kanununun 82.maddesi gereğince haczedilemiyor.Bununla ilgi şikayet mekanizması da 2004 sayılı yasanın 16 maddesi gereğince belli bir süreye tabi değil.
Bahsettiğiniz üzere tedbir mahiyetinde takibin geçici olarak durdurulması kararı verilmesinin hukuki bir dayanağı olmayacağı kanaatindeyim.Zira karşı tarafın kamu adına hareket ediyor olması aleyhindeki ilamın icraya konulmayacağı veya açılan icra takibinin derhal durdurulacağı anlamına gelmiyor.Buradaki ayrık husus takibin açılabileceği ancak cebri icra yapılmayacağıdır.Bence takibin durdurulması halinde (ilamın zamanaşımına uğradığı iddiasına temel vs )sürelere ilişkin sorunlar meydana gelecektir.Şöyle düsünelim icra takibi açıldı karşı taraf kamu kuruluşu sıfatıyla takibin dururulmasını talep etti, talep kabul edildi, süreler durdu, sözkonusu borcu ödemeye yanaşmayan bir borçlu, süreler aleyhine işlemeyen ve sonsuza kadar alacaklı kalacak ama hiç hareket imkanı olmayan bir alacaklı söz konusu olacaktır.
Kanaatimce İcra Hukuk Mahkemesinin takibin durdurulmasına karar vermemeli ancak hacizlarin fekki ile haczedilememe hususunda karar vermelidir.

Saygılarımla