Mesajı Okuyun
Old 15-02-2009, 11:51   #3
duyurucu1

 
Mutsuz Cezaevi müdürü ile görüşme

2-CEZAEVİ MÜDÜRÜ İLE GÖRÜŞME

Duyurucu1,baş gardiyana “Siz beni müdür bey ile görüştürün.Bir de onunla konuşayım” dedi.

Başgardiyan;”Olmaz avukat bey.Şimdi Müdür Bey meşgul.Sizinle görüşmek istemez.Üstelik bu gün açık görüş olduğu için sizi Müdür Beye götürecek personel de yok.Sizi Müdür Beye kiminle yollayacağım?Siz en iyisi şimdi gidin saat;16.00’da gelin.Sizi görüştürelim.”

Bir başka gardiyan lafa girdi;”O zamanda ancak saat 18.00e’e kadar görüşebilirsiniz.Çünkü 18.30’da sayım var.”

Duyurucu1”Yani 16.00’da da gelsem demek görüşmem kısıtlı olacak.Sizin mesainiz bitecek.Sayım var denecek.Hadi çabuk görüşün denecek.Ve ben müvekkim ile rahat rahat görüşemeyeceğim”

Gardiyanlardan biri”Avukat bey zaten ne görüşeceksiniz ki.Sabahlara kadar sohbet mi edeceksiniz?.Bir saat size yeter.”

Duyurucu1 iyice bunaldı ve harareti yükseldi.”Benim ne görüşeceğime ve ne kadar görüşeceğime sen mi karar vereceksin?Taktirini sen mi yapacaksın.Sen konuşma bakayım.Sen kendi önündeki işine bak!”dedi.Sonra başgardiyana dönerek birazda emrivaki bir şekilde;”Sen beni şu müdürünle görüştür bakayım.Yoksa ben yürür içeri giderim.Durduk yerde başınıza iş açmayın!”

Başgardiyan baktı,Duyurucu1 ısrarlı ve kararlı ve birazda kafadan çatlak olduğunu sezmiş olmalı ki;”peki sizi görüştüreyim ancak sonuç değişmez.Adım gibi eminim.Buraya senin gibi ne avukatlar geliyor.Nasıl ısrarlar ediyorlarda yine de arkalarına baka baka gidiyorlar.Ancak saat:16.00’da gelebilirsin madem ısrar ediyorsun hadi gel beraber gidelim de görüş bakalım”dedi.

Başgardiyan Duyurucu1’i o sırada bahçede beş altı kişinin altlarına sandalye atıp güneşlendikleri bir topluluğa doğru götürdü.İçlerinden biri kendini güneşe doğru iyice vermiş ve sandalyade kaykılmış bir şekilde oturuyordu.Adam güneş keyfi yapıyordu.Etraındakiler ise daha edepli oturuyorlardı.Anlaşılan etrafındakiler Müdür yardımcısı falan idiler.Sandalyede kaykılarak oturanda amir durumundaki Cezaevi Müdürü olmalıydı.Ama yine Duyurucu1 Başgardiyana;”Bunların hangisi Müdür?”diye sordu.

Başgardiyan;”Aha şu ortadaki gözlüklü olan”diye sandalyede kaykıla kaykıla oturan ve “küçük dağları ben yarattım”tavrı içerisindekini işaret etti.

Duyurucu1 edepli bir şekilde ,Müdüre yöneldi.Önce kendini tanıttı,avukat olduğunu söyledi.Sonrada müvekkili ile muhakkak görüşmesi gerektiğini belirtti.Duruşma günün yakın olduğunu ve müvekkili ile görüşmesinin uzun olacağını saat 16.00da gelse dahi müvekili ile görüşmesinden tam randıman alamayacağını,belirtti.

Müdür,hiç istifini bozmadan ve sanki aşağı sınıftan biri ile görüşüyormuş havalarında olarak”Senin bu müvekkilinle böyle uzun uzun ne görüşeceksin?”

Duyurucu1”Müdür Bey ben de içeri girip müvekkil ile dar ve sıkıntılı ortamda uzunca süre kalmak taraflısı değilim.Amma üç gün sonra ilk duruşma var ve ben müvekkil ile görüşemediğim için duruşmaya hazır değilim.” Dedi.

Müdür;”Senin bu müvekkilinin suçu ne ki böyle uzun uzun görüşeceksin?”

Duyuruc1:”Üç kişiyi tasarlayarak öldürmek.Bir kişiyi de öldürmeğe tam teşebbüs.”dedi.

Müdür;”Avukat Bey yasak.Görüşemezsin.Üstelik şimdi bütün personelim açık görüş alanında.Güvenlik sorunum var.Personelim az.Üstelik yasak.Seni 16.00’dan önce görüştürmem mümkün değil.

Duyurucu1;”Müdür Bey ben fazlaca size yük olmam.Bu kadar önemli ve sıkışık durumda olmasa idim.Israr etmezdim.Sizi anlıyorum.İşiniz yoğun ama benim talebimi yerine getirsenizde ben de böylece savunmaya hazırlansam.Şöyle bir köşede başımıza bir personel verseniz yeter.Ben görüşmeyi sağlarım” filan gibisinden ısrar edecek oldu.

Müdür kestirip attı;”Yasak avukat Bey!”

Duyuruc1 gerisin geriye döndü.Yanında başgardiyan vardı.

Başgardiyan;”Avukat Bey ben sana demiştim.Dinlemedin.Bak Müdür de yasak “dedi derken.Duyurucu1’i kapıya kadar getirdi.O sırada Duyuruc1’in tartıştığı gardiyanlarda sanki ikinci dünya savaşının galip devletleri edalarında Duyurucu1’i alaylı bir şekilde yolcu ettiler.(DEVAM EDECEK)