Mesajı Okuyun
Old 10-06-2010, 09:29   #4
Admin

 
Varsayılan

Sayın kapgan'ın tesbitlerinin hemen hepsine katılıyorum.

Bu olayla ilgili sonucu etkilemeyen ancak teorik tartışmaya renk katmak adına paylaşmak istediğim küçük görüş ayrılıkları şunlar:

1- Kira sözleşmesinde "bedel" olması gerekir ancak bu bedelin her ay için olması zorunlu değildir. Örneğin bu kontrat "12 aylık" yapılmış olsaydı ve sözleşmedeki bir maddede kiracı ilk 10 ay kira ödemeyecektir denseydi, bence bu sözleşme halen 12 aylık olacaktı, bir kira sözleşmesi olacaktı ve başlangıç tarihi de 11. ayın başı değil yapıldığı tarih olacaktı. Zira mecurun kullanınıma karşılık bir bedel söz konusu, bunun ne zaman ne şekilde alınacağı kira sözleşmesinin başlangıç tarihini etkilemez diye düşünüyorum.

Öte yandan olayımızda örnekle ilgili olarak bu sözleşmenin başlangıç tarihinin yukarıda verdiğim örnekten farklı olarak "01.06.2010" olduğuna ben de katılıyorum, zira sözleşme yapılırken taraflar sözleşmenin süresinin 2 ay olduğunu kararlaştırmışlardır. Dolayısıyla sözleşmenin başındaki bedelsiz kullanım dönemi artık kira döneminin bir parçası olmaktan çıkmıştır, sadece kira döneminin başlangıcından önceki dönem mecurun nasıl kullanılacağını belirleyen bir madde haline dönüşmüştür.

3 ve 4. maddelerle ilgili Sayın Kapgan'la tamamen aynı görüşteyim.

5 nolu maddeyi ise fikir jimnastiği adına biraz daha irdeleyebiliriz. Yukarıda belirttiğimiz üzere kira sözleşmesinin başlangıç tarihini 1.6.2010 olarak belirlediğimizde, bu defa 10.05.2010 tarihinde noterden verilen tahliye taahhüdünün geçerliliği tartışma konusu oluyor, zira bilindiği üzere Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre tahliye taahhüdünün geçerli olması için kontrattın başlangıcından sonra yapılmış olması gerek. Öte yandan bu olayda ben de Sayın kapgan gibi taahhüdün geçerliği olduğu kanaatindeyim, çünkü taahhüt verildiği sırada sözleşme başlamamış olsa dahi, akdedilmiş durumda ve kiracı açısından Yargıtay içtihatına dayanak olan "zaruret nedeniyle imzalama" durumu söz konusu değil. Kiracının elinde zaten imzalanmış bir sözleşme var ve tahliye taahhüdünü imzalama baskısı altında değil, vermiyorum derse kiralayanın yapacağı hiçbirşey yok. Bu açıdan 10.5.2010 tarihinde verilen taahhüt serbest iradeyle verilen bir taahhüttür, geçerlidir ve kiracıyı bağlar kanaatindeyim.

Sorularınıza dönecek olursak, bu olayda kiracıyı mecurdan 31.08.2010 tarihinden itibaren 30 gün içinde tahliye taahhüdünü icraya koyarak çıkarabileceğinizi, eğer 6570 sayılı kanunun 7. maddesindeki bir tahliye gerekçesine dayanacaksınız, o zaman da sözleşme bitim tarihi olarak 31.07.2010 tarihini kullanacaksınız diye düşünüyorum.

Bu arada bu ilginç(!) sözleşmeyi hazırlayan kiralayanı da lütfen benim için tebrik ediniz ve birdahaki sefere kira sözleşmesi yaparken bir zahmet bir avukata gitmesini özellikle rica ettiğimi, aksi takdirde Türk Kira Hukuku literatürüne geçeceğini düşündüğümü de iletiniz.