Mesajı Okuyun
Old 06-03-2007, 16:57   #2
Hekimbaşı

 
Varsayılan Aman; sansüre davet çıkartmayalım

Sn.toz,

İstemleriniz hariç, söylediklerinizin tümüne katılıyorum.

Bu dizileri hiç seyretmedim, on saniyeden fazla ilgimi çekmeyi başaramadılar. Ancak, gözardı ettiğiniz bir gerçek var: TV daki zamanlama ve süreler izleyici ilgisi (rating) üzerine ayarlanmaktadır. İkinci, gerçek olmayan ama genel kabul gören bir de kural var: şiir, öykü, roman, senaryolar gerçek olmak zorunda olmayan eserlerdir. Olmadık bir evren hayal edip yazabileceğiniz gibi; mevcut evrenin başka türlü, gerçeküstü olaylar durumunda nasıl değişiklik göstereceğini de anlatabilirsiniz; gerçeği de. Yani, yazara, senariste veya prodüktöre bir suç ilintilendirmek olanaksızdır. Bunun kapısını açarsak, ne roman yazılabilir, ne film çekilebilir. İnsanın hayal gücüne kısıtlama getirmenin zararları görülmüş ve bundan vaz geçilmiştir.

Dolayısıyla; odak noktamızın bu tür niteliksiz yapımlar neden ilgi görüyor, ne yapmak gerekir olması gerekir. Buna bağlı olarak da, neden başka türlü yapımlar yok diye sorulabilir. Koyduğunuz başlık her ne kadar bu doğrultudaysa da, açılış yazınızın içeriği yasaklama eğilimini öne çıkarttığı için bu iletiyi yolluyorum.

Neden ilgi gördükleri açık: cehaletten ve kentte köyü özlemekten. Köyden kente göç edenler her ne kadar köydeki gibi yaşıyorsalar da, herşeyiyle yaşayamamaktadırlar. Artık içinde olmadıkları ortamı özlemekte, oradaki değerleri aramaktadırlar. Aslında bu hazin bir çelişkidir; çünkü çoğu köyden bu nedenlerle göç etmişlerdir. Ama gönüllerinde hep bir ağa olmak yatmaktadır. Köyde ağa olanlar, hala ağadır; ama bu yeni yerde, yani kentte, başka türlü ağalıklar vardır ve onlar da o ağalardan biri olmayı hayal etmektedirler, ama aynı köydeki ağa gibi olmak istemektedirler. Onları bu hayallerinden koparamazsınız; çünkü başka birşey bilmemektedirler. Eğer bir biçimde onlara bunu sunabilirseniz, ilgi yüksek olur. Söz konusu diziler de bu ucuzculuktan yararlanmaktadır.

Neden başka türlü yapımlar yok sorusunun yanıtı açıktır: daha pahalı, zahmetli, zor yapılmakta, buna karşın daha az ilgi çekmekteler de, ondan. Söz ettiğiniz dizilerinse müşterisi hazırdır. Köydekiler ve köyden kente göç edip kentli olamayanlar. Bu insanlar çoğunluktur, bu dizilerin ilgilerini çekmemesini beklemek hayal olur. Farklı dizilerin çekilmemesindeki öncelikli engelse, zorlu olmalarıdır. Türkçe' de meşhur, iyi bir bilimkurgu yazarı yoktur örneğin. Öyle ahım şahım çizgi veya çocuk romanları yazarı da. Karikatüristlerimiz dünya çapındadır, ama tek bir dünya çapında çizgi kahramanımız yoktur. Peki, bunun nedeni nedir? Cehalet elbette. Okuyan, tiyatro izleyen, sinema izleyen yoksa, bu tür eserler ortaya çıkartacak insanlar aç kalırlar. İnsanları zorla aç kalacakları işe mahkum edemezsiniz. Nereden ekmek yiyeceklerse oraya yönelirler. Devlet desteği olmadan sanat olmaz. Ben dünyanın hiçbir yerinde 'haydi, ben de heykel yapayım' diye yola çıkan birisini duymadım mesela. Birilerinin heykel istemesi, yapılanları takdir etmesi, ödüllendirmesi ve nihayetinde satın alması gerekir ki heykel sanatı ayakta durabilsin. Aynı şey tiyatro, edebiyat için de geçerli. Siyaset veya sosyete dedikodusu içermiyorsa, ülkemizde bir kitap 5-10.000 den fazla satamaz. Birşeyin kitabı yoksa, senaryosu, senaryosu yoksa da filmi, dizisi olmaz. Bu konuda en başarılı örneğimiz hababam sınıfıdır, ama yazarı Rıfat Ilgaz aramızdan fakir sayılabilecek mütevazi bir hayat yaşayarak ayrılmıştır. Kitaptan yaşamını sürdürebilmiş ender kişilerden biri olan Yaşar Kemal' in tek bir eserini bile dizi yapmak mümkün olamamıştır; çünkü onun istediği ve tartışılmaz biçimde hakkı olduğu kalitede bir dizi yapabilmek için çok paralar gerekmektedir. Bu koşullar altında, kaliteli, aydınlatıcı, içerikli eserler beklemek hayal olmaktadır. Devlet bu konuya karşı ilgisiz kaldıkça da mümkün olmayacaktır. Elbette bu ilginin yasaklama doğrultusunda değil de, destekleme biçiminde olması gerekir. Yürütme erkini kullananlarsa heykelleri kaldırmak, yazarları hapse tıkmak, tiyatro ve baleyi ortadan kaldırmakla daha çok ilgilenmektedir. TRT nin kadrolarını yandaş görüşteki insanlarla doldurmak onlara çok daha cazip görünmektedir.

Ne yapmak gerekir sorusuna cevaplardan biri zaten ortadadır: devletin olumlu, destekçi müdahalesi. Bir diğeri ve daha zor olanı ise, cehaleti ortadan kaldırmaktır; çünkü onyıllar istemektedir.

Lütfen bu yolla sansürü yasallaştırma ve düşüncenin ifadesine engel olacak girişimlere çanak tutma yanılgısına düşmeyelim. Niteliksiz bile olsa hayalin hayatımızda yer bulması olmazsa olmaz birşeydir. Bugün o dizileri izleyenler, yarın daha niteliklilerin ayrıdına varma olanağını elde edebilirler ümidiyle sabretmemiz; bu arada da cehaleti azaltıp, beğeninin çıtasını yükseltecek önlemler almamız gerekir.

Saygılarımla,