Mesajı Okuyun
Old 22-05-2003, 15:54   #8
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Esir kullanmadılar ama efendileri de olmadı..
Gerçekten kulağa çok hoş geliyor, idealizm de bunu gerektiriyor. Esir kullanmamak kişiselliğe tabi olduğu için bu konuda iddialı olmak kolay, ama efendileri olamdı sözü, uzun ve acıklı biçimde düşündürüyor insanı..
Düşünüyorum da, zaman zaman kendimizi bu mesleği icra ederken hiç esir gibi hissettiğiniz olmuyor mu? Özgürlüğümüzün bu mesleğe adım atar atmaz sık sık darbelenmeye çalışıldığı, mesleki kimliğimiz nedeniyle artık bilmem hangi psikolojik bozukluk ya da düşüncelerle tutsak edilmek istendiğimiz durumlar yaşamadık mı? Yaşanmıyor mu? paranın esiri olunmadığı sürece, bizlerin, kölesi olduğu yanılgısını zaman zaman taşıyan müvekkillerden korumak rahatlıkla mümkün. En kötümser ifade ile sözden anlamayanın yolu açık olsun diyebilirsiniz. Ama mesleğinizi layıkıyla icra etmeye çalışırken, kamunun her kesiminde ayrık olaylarda karşılaştığımız ve adına temel nedenleri ne olursa olsun avukat düşmanlığı denen olguyla karşılaştığınızda, özgürlüğünüzü dile getirmeye çalışmanız daha şiddetli çarpışmalara sahne olabiliyor. Kararları elbette yargıçlar verir, davaları elbette savcılar açar, ama iddianın ortaya konması da, kararın oluşmasına sebep olacak vakıalar da avukatlar tarafından dile getirilir. Avukatlar, hakları ya da haksızlıkları temsil eder. Ama bizatihi haklı ya da haksız olan avukatlar değildir. Buna süreç sonunda yargı adına yargıç karar verecektir. Tarafları temsil ederken, kimin doğru ya da yanlış olduğuna da peşin hükümlülükle karar verilemeyeceğine, yargının amacının da gerçeği araştırmak olduğuna göre; her iki yanı temsil eden avukatların ve hele usul de aşılmadığı sürece susturulmaya çalışılması, kararı nasıl olsa biz vereceğiz düşüncesiyle son açıklamaların sunulduğu duruşmalarda çoğu kez yazılı diekçelerin okunmadan ÖNCEDEN HAZIRLANMIS kararların tefhim edilmesi, avukatların efendileri de olmadı sözünü bugünkü reel gerçeklikte karar çıkarmaktadır. Avukatın MAHKEMEYE KARŞI BAĞIMSIZLIĞI belki de çoğu kez kürsünün ardındakilere gülünç ötesi gelebilmektedir.

Yaralar çok, örnekler çoğaltmakla tükenmez. Bize düşen, molierac ın sözünü sonuna kadar önce kendi içimizde özümseyip benimsememiz diyorum. Ne de olsa; karşınızdakiler size, siz neye ne kadar izin veriyorsanız ancak o kadar yaklaşabileceklerdir.