Mesajı Okuyun
Old 16-05-2008, 16:11   #27
Atahun

 
Varsayılan

Habibe hanım; Sorunu ve sizi çok iyi anlıyorum.

Sosyal hayatın her alanında kadınlarımızın erkeklerle karşı kulvarlarda değil, yan yana, elele ve omuz omuza olmasından yanayım. Gittikçe çekilmez hale gelen hayat şartları, bunun böyle olması gerektiğini zorunlu kılmaktadır. Aile bütçesine ek katkı olmadan çocuklarımıza iyi bir gelecek hazırlamamızın ve bırakmamızın da mümkün olmadığının bilincindeyim. Ancak, takdir edersiniz ki sadece istemekle olmuyor.

Ne iş yapıyorsun sorusuna “ev hanımı” veya “ev kadını” cevabı ülkemizdeki genel işsizlikle ilgili bir cevaptır. Ayrıca bu ifade bir tercih meselesidir. Dolayısıyla bu ifade sadece bize özgü de değildir. Nüfusunun tamamının çalıştığı bir ülke de yoktur. Kaldı ki istatistik’i verilerde kadınlar neden yok sayılsın? Hatta bu bilgiler verilirken eğitim durumundan tutun da, bunun ne kadarının erkek, ne kadarının kadın olduğu açık bir şekilde ifade edilmektedir. Ancak kişi, tercihini “ev kadını” olmaktan yana kullanmışsa ve kendisini de “ev kadını” olarak tanımlıyorsa kim ne diyebilir ki? Siz, herkesin dolaylı bir baskı ve birtakım zorlamalarla mı eve kapandığını sanıyorsunuz? Bence yanılıyorsunuz.

İş bulma konusunda tam tersine ben, kadınların erkeklerden daha avantajlı olduğu kanısındayım. Fiziki özellik gerektirmeyen iş kollarında kadınların öncelikli olarak iş bulduğu konusunda canlı şahidim. İşverenin korkulu rüyası doğum ve evlenmeye rağmen…

Kreş sorunu konusunda haklısınız ama, iş dönüp dolaşıp paraya dayanıyor. Bu konuda emek ve sermayeyi birbirini tamamlayıcı iki unsur olarak görüyorum. İşveren açısından baktığımızda, yarının ne olacağını bilmeyen, işçinin maaşını ödemekte güçlük çeken hangi işveren ek yatırım yapar. Bu sorun da geneldir. Temelinde de güven ve istikrar vardır. Takdir edersiniz ki 4 duvar kreş için yetmemektedir. Ancak, yapılacak bir yasal düzenleme ile işçi sayısına bakılmaksızın aynı işkollarında faaliyet gösteren 3-4 işverene ortak bir kreş açılması zorunluluğu getirilebilir. İşyeri ortak sağlık biriminde olduğu gibi...

Ev işleri konusunda ise; Habibe hanım, bu işleri mutlaka birileri üstlenecek. Bunun başka bir yolu yöntemi yok. Bazı evlerde bu işi kadınlar, çok az da olsa bazı evlerde erkekler zaten üstlenmiş durumda. Ütü yapan, ev işlerinde eşlerine yardım eden erkeklere haksızlık etmiş olmaz mısınız. Mutfakta salataya yardım eden erkeklerimiz bile var. Daha ne olsun… Ama istediğiniz netlikte bir fotoğraf görebilmeniz için zamana ihtiyacınız olduğunu düşünüyorum. Sorun salt ekonomik değil. Sosyal ve Kültürel boyutu da var. İnsanlarımızın yüzyıllardır alışagelmiş alışkanlıklarını bir çırpıda değiştirmesini veya bırakmasını bekleyemezsiniz. Bu nedenle, Türk aile yapısında ev içi roller ve sorumlulukların eşit olması da bu ve benzer nedenlerle oldukça güç. Toplum tarafından dağıtılmış sorumluluklar/biçilmiş roller olmasına rağmen kişiler gerektiğinde kendince özveride bulunabiliyor. Uzun yıllar alışagelmiş bir anlayışı, bir yaşayışı terk etmek ne kadar zordur tahmin edebiliyor musunuz? Güçlü, sağlıklı bir çekirdek aile, sağlıklı bir toplum ve güçlü bir devlet yaratır. Bu nedenle devletin ilgili birimlerinin ayrımcılıktan uzak, aile yapısını koruyan önlem ve buna yönelik yapacağı yasal düzenlemelerin de toplumun her kesiminde kabul göreceği kanısındayım.


Saygılarımla.