Mesajı Okuyun
Old 16-11-2008, 01:58   #27
Nermet

 
Varsayılan

Sayın Dayar tartışılması bile gerekmeyen bu konuya, bu kadar ayrıntılı cevap yazmaya gerek olmadığını sanıyorum ama madem istediniz peki açıklayayım.
Alıntı:
AHMET ŞEREMET :Ben şunu anlamış değilim, Eğer;Avukat, Hakim ve Savcı aynı statülerde iseler neden Hakim, Savcı Stajyerleri Devletten maaş alıyorlarda, Avukat Stajyerleri Barodan geri ödemeli kredi alıyorlar.
düşüncesine
Alıntı:
Oğuzhan Dayar:Çünkü hakim ve savcı DMK'ya bağlı olmayan kamu çalışanı statüsündedir. Yani kamu görevlisidir ve aylık maaş alırlar. Avukatlık ise bir kamu görevi olmasına rağmen, avukatlar kamu görevlisi değiller. Devletten aylık almazlar.
şeklinde karşılık vermişsiniz.

Soru:Neden Hakim, Savcı Stajyerleri Devletten maaş alıyorlarda, Avukat Stajyerleri Barodan geri ödemeli kredi alıyorlar?
Cevap:Çünkü hakim ve savcı DMK'ya bağlı olmayan kamu çalışanı statüsündedir.
Demekki DMK ya bağlı olsa maaş alamayacak mı diye düşündüm sadece... Ve ayrıca DMK ya bağlı olmayan ve kamu görevi yapanlar maaş alıyorlarsa, avukatlar neden almıyor gibi bir sonuç çıkıyor cevabınızdan, her nekadar siz bunu kastedmeseniz de
Şimdi burada ki dayanak, -sizin Şeremet Bey'e gösterdiğiniz neden- bir kere bahsedilen sorunla alakasızdı. Yani maaş almak 657 ye tabi olmaya, ya da başka bi kamu çalışanı olmaya mı bağlı olmalı?
İşte biz olmalı kısmını tartışıyoruz, yoksa zaten uygulama bu.( Yani maaş alanlar belli)
Ben de Avukatlar bu kamu görevinin içinde neden görülmüyor? gibisinden söz konusu uygulamayı eleştirmek istedim. Biz stajyer ve avukatlar olarak uyumsuzluk ne ise giderilsin istiyoruz. Zaten uygunluk değil, yerindelik konusunu tartışıyoruz. O yüzden olması gerekenleri söyleyene, olan hukuku göstererek karşı çıkmak, tartışılanı anlayamadığımızı göstermez mi?

Hakim ve Cumhuriyet Savcılarının konumuyla bir alıp veremediğimiz yok, hele hele memurlarla...

Alıntı:
Avukatlık Kanunu Madde 1 – Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir.
demektedir.

Kamu hizmetini kim verir?
Söz gelimi, sıkışan trafiği açmak konusunda vatandaşın bir trafik polisi gibi hareket etmesi onu kamu görevlisi yapar mı?
Peki bu hareketi ücreti gerektirir mi?

Aslında kamu görevlisi olmak, ücrete hak kazanıp kazanmadığını tespit etmek...sonuçları, bütçeyi ve devlet yönetimini elinde bulunduranların kendi çıkarlarına uygun bir anlayışla algılamalarına bağlıdır. Olması gerekeni yanıltmak ve fiillerine meşruiyet katmak için, yasa çıkarmakta, içtihat oluşturmakta ve emir vermekte tereddüt etmezler.

Avukatlığın niteliğini, doğuşunu, durşunu ve ;
devletçi anlayış karşısında ki durumunu her yönüyle irdelemek gerekir.

Ben irdeledim, ve diretiyorum: AVUKATLIK BİR KAMU GÖREVİDİR DE.

Bunun yanında avukatlığın, belirli ayrıcalıklara hak ve yükümlülüklere (4667 sayılı kanunla değişik 1136 sayılı yasa) sahip olması da avukatlığın, basiret gerektiren bir görev olduğunu anlamanıza yardımcı olur. Görevi esnasında karşılaştığı fiili ve lafzi tecavüzlerde nitelikli suç olarak kabul edilmektedir.

Avukat, görevinin gereği, temyiz süresini kaçırır ve müvekkilin zarar görmesine neden olursa: Ağır cezada, görevi ihmal suçundan yargılanacağını ve TCK 53 e göre kamu hizmetinden yoksun bırakılmak gibi bir mütalaayla karşılaşacağını belirtmek isterim ve sorarım hangi görevi ihmal etmiştir?

Demekki kamu hizmeti de veriyoruz!
Yargılamanın bir unsuruyuz!
Mesleki saygının azaldığını hissediyoruz!
Fırsat eşitliğini gözet diyen bir anayasamız var!
Yargı erki ve onu oluşturan sav, savcı ve hakimlik makamı gibi olmazsa olmazlar var!

Bunun yanın da tam olarak kamu görevlisidir de denilemez ancak serbest meslek ya da ticari bir iş de değildir.

Görevinin sürekli olmaması, ona başvuran her müvekkilinin işini neden göstermeden reddedebilmesi, istifa edebilmesi bu işin serbest olduğundan değil, sahip olduğu mesleğin niteliğinden kaynaklanmaktadır.

Bir kamu görevlisini maaş almaya hak kazandıran nedir? 657ye tabi olması mı, yoksa yaptığı işin niteliğinin kamu görevi olup, kadro açılması mı?

Bence sadece işin niteliği, sahip olduğu anayasasının unsurları, sebebiyle ücret almaya yada ödenek almaya hak kazandırır. Hükümetlerin fıtratı; avukatları nasıl anladıkları ve tarafı oldukları uluslararası hukuk kurallarına uyma konusunda ne kadar samimi olduklarıyla anlaşıla bilir.

Alıntı:
Avukatlık kanuna göre zaten avukatlık; maaş, aylık, ödenek vb. ücretlerle bağdaşmayan bir meslektir.
demişsiniz.

Hakimlik, Cumhuriyet Savcılığı maaşla bağdaşıyor mu? Maaş almak neden bir meslekle bağdaşmasın? Asıl maaş almayınca, meslekle bağdaşmayan işler yapılmıyor mu?

Değerli meslektaşım önceden de dediğim gibi biz uygunluk değil, yerindelik konusunu tartışıyoruz.
Eksiklik yasal ya da Anayasalsa giderilsin istiyoruz.

Masaya yatırdığınız maaş konusuna ise aslında dolaylı da olsa çözüm sunmuştum. Ayrıntıya ineyim.
Avukatlara 2 yıl kadar maaş verilebilir. Karşılığında, bu dönemde zorunlu avukatlığın daralan kapsamını genişleterek görevler verilebilir.
Bildiğiniz gibi 5 yılın üstündeki davalarda zorunlu müdafi-avukat atanıyor. Bu süre indirilebilir. Buna ek olarak hukuk davalarında söz konusu ihtilafın değeri, belli bir miktar olması durumunda da taraflara yine avukat isteme hakkı tanınmalı hatta atanmalıdır.

Bunun yanında, baroların pul, aidat adı altında üyelerinden aldıkları paralarla kredi verme imkanına sahip olduğunu biliyoruz. Her dosya bir vekalet demek. Türkiye de 5 kişiden 1 i hakkında sadece icra takibi yapılmaktadır. Ayrıntıya girmek istemiyorum.

Ayrıca Devletin de maaş verme konusuna dahil olması bu isteğimizi gerçekleştirmek konusunda daha gerçekçi olacaktır. Sadece barolara yüklenmek doğru olmaz.

Yeterki avukatlık önemsensin. Kaynak bulmak o kadar zor olmaz. Aksi takdir de adalet gibi bir erdemden taviz vermiş oluruz.