Mesajı Okuyun
Old 04-03-2006, 14:43   #51
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Türk kadınına mesaj/Hürriyet 4 Mart 2006



AB Komisyonu’nun istihdam, sosyal işler ve fırsat eşitliğinden sorumlu üyesi Vladimir Spidla, üç günlük bir ziyaret için bugün Ankara’ya geliyor. Spidla, 8 Mart Kadınlar Günü öncesinde, Türkiye’de kadın hakları alanında daha fazla ilerleme sağlanması mesajı veriyor.

TÜRKİYE’’nin ve özellikle Mustafa Kemal’in laiklik temelinde gerçekleştirdiği çağdaşlaşma beni her zaman etkilemiştir. Bundan önce, Çek Cumhuriyeti’nin Başbakanı olarak yaptığım ziyarette, ülkenin dinamizmi ve vatandaşların demokrasi yolundaki arzusunun canlılığı beni derinden etkilemişti. Bu nedenle, AB ve Türkiye arasında katılım müzakerelerinin başlamasını sevinçle karşılıyorum. Müzakereler, zaman isteyen, Türkiye’nin tüm katılım koşullarını karşılamasını gerektiren ve uzun vadede AB’nin çok daha güçlü hale gelmesini sağlayacağına inandığım bir sürecin başlangıcı.

AB’nin temel hedeflerinden biri rekabeti sosyal adalet ile birleştirmektir. Bu, Avrupa’nın büyüme ve istihdam stratejisinin ve tek pazarın kalbinde yatan hedeftir. Bu, ayrıca siyasi, sosyal, ekonomik ve çevresel hakları kapsayan Temel Haklar Şartı’nın da kalbinde yatan hedeftir. Türkiye, uyum yolunda şimdiden önemli reformlar gerçekleştirmiştir. Bu reformların sosyal ortakların işbirliğiyle uzun vadede devam ettirilmesi gerekecektir.

Avrupa Komisyonu ile Türk otoritelerinin, tarama sürecine başladıkları bir zamanda İstihdam, Sosyal İşler ve Eşit Fırsatlardan Sorumlu Avrupa Komisyonu Üyesi sıfatıyla Türkiye’ye gelmekten memnuniyet duyuyorum. Türkiye’ye, katılıma yönelik çıkmış olduğu bu yolculukta, özellikle de üç alanda yardımcı olmak arzusuyla geliyorum.

1- KADIN HAKLARI

Bu alanlardan birincisi, kadınların durumudur. Türkiye’nin yasal temelleri atma konusunda ilerleme kaydettiğini teslim ediyorum. İş Kanunu’nda, AB müktesebatının fırsat eşitliği alanını içeren bir dizi hüküm yer almaktadır. Yeni Ceza Kanunu, kadına yönelik şiddet konusunda çok daha sert hükümler içermektedir. Bununla beraber, ayrımcılık, şiddet, eğitim ve istihdama erişim ve siyasi temsil açılarından ciddi sorunlar hala devam etmektedir. Mahkemeler ve iş müfettişleri, kanunun uygun şekilde uygulanmasını sağlamakta kilit konumdadırlar.

2- SENDİKAL HAKLAR

İkinci alan ise sendikal haklar ve sosyal diyalogdur. Bunlar, temsili demokrasi ve katılımcı demokrasi ile birlikte Avrupa demokratik modelinin köşe taşlarıdır. AB, antlaşmalarında bunu kabul etmiştir. Hem şirket düzeyinde, hem sektör düzeyinde hem de ulusal düzeyde işçi ve işverenlerin çıkarları sosyal diyalog yoluyla ses bulmakta, sosyal diyalog yoluyla anlaşmalara varılabilmektedir. Ne yazık ki, Türkiye bu alanda hala Avrupa standartlarının çok gerilerinde. Sendika üyeliğinin noter kanalıyla yapılması şartı ya da devlet memurlarına yönelik belli kısıtlamalar gibi sendikal hakların önündeki engellerin kaldırılması şarttır.

Türkiye’deki işletmeler sosyal diyalogdan korkmamalıdır. Aksine, işçilerin ve işçi temsilcilerinin ekonomik değişimde yer almasını sağlamak ve ülkenin çağdaşlaşmasına katkı sağlayacak anlaşmalar yapabilmeleri için sosyal diyalogu teşvik etmelidirler. Burada hem işçi sendikalarına hem de işveren kuruluşlarına sorumluluk düşmektedir. Zira, sosyal ortaklar AB’ye katılım yolunda Türkiye’ye en iyi katkıyı bu şekilde sağlayabilirler.

3- AYRIMCILIĞA SON

Üçüncü alan, ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve dezavantajlı grupların korunmasıdır. Bunlar katılım müzakerelerinde tartışacağımız konuların bir kısmını oluşturmaktadır. Avrupa toplumları ancak çeşitliliği kabul ederek yaratıcı potansiyellerini ve büyüme potansiyellerini azami düzeye çıkarabilir. Eşit haklar ve fırsat eşitliği ayrıca, dinamik bir ekonominin yapı taşlarıdır. Bu yıldan itibaren, Avrupa Komisyonu katılım öncesi yardım kapsamında Türkiye’ye 500 milyon Euro civarında bir kaynak sağlayacaktır. Bu kaynak, Türkiye’yi AB’ye katılmaya hazırlamak için tasarlanmış projelerin finansmanına ve sivil toplumun katılımını arttırmaya yardımcı olacaktır.

"Büyük hedefimiz, milletimizi en yüksek medeniyet seviyesine ve refaha ulaştırmaktır" demiş Atatürk. Benim en büyük arzum ise AB üyeliğine doğru çıkılan bu yolculuğun bu sözlere yeni bir anlam katmasıdır.