Mesajı Okuyun
Old 03-01-2019, 23:16   #8
sebastian

 
Varsayılan

Öncelikle vakit ayırıp cevap veren sayın meslektaşlarıma teşekkür ederim.

Konuyu kısa yazdığım için açık olmayıp, sizi de cevap yazarken tereddüte düşüren, ayrıntılı açıklamam faydalı olacak hususlar şöyledir:

Temlikname konusu alacak toplamı 900.000 TL olup, 210.000 TL'si ödenmemiştir.

İdare Milli Savunma Bakanlığı'dır. (MSB)

İhale konusu iş, yüklenici/müteahhit A-B iş ortaklığı firması tarafından MSB adına yapılan okul inşaatıdır. Müvekkil bu ticari ilişkide, müteahhitin mal tedarik ettiği C firmasına mal satmış, bu malları MSB okul inşaatı şantiyesine irsaliye ile sevk etmiş, MSB tarafından malzemeler teslim alınmış, fakat fatura malzeme tedarikçisi müvekkil tarafından C firmasına kesilmiştir.

MSB bu ticari iş nedeniyle müteahhit A-B iş ortaklığının MSB'ndan doğacak hakedişlerden toplam 900.000 TL malzeme tedarikçisi müvekkil şirkete noterde temlik etmiş, bu temlik MSB'na da bildirilerek temlik izni konulu emir alınmış, temlik miktarı yakalanıncaya kadar hakediş ödemelerinin müvekkil şirkete yapılacağı bildirilmiştir.

Kalan 210.000 TL'nin ödenmemesi üzerine İdare (MSB) ile yapılan yazışmalar neticesinde bu bedelin ödenmesi veya İdarenin müteahhitten aldığı teminattan karşılanması talep edilmiş ise de tarafımıza, İdare tarafından söz konusu işin durdurularak tasfiye/fesih aşamasında olduğu, hesap kesme ve hakediş sonrası firmanın alacağının çıkması durumunda İdareye olan borcu, SGK ve vergi borcu yatırıldıktan sonra kalan tutarın , temlikname önceliğine göre yatırılacağı, şirket alacağının çıkmaması durumunda İdarece alınan teminatların haczedilemeyeceği bildirilmiştir.

Bunun üzerine, İdare ile yüklenici arasında yapılan sulhen tasfiye protokolü tarafımızdan incelendiğinde, tasfiye sonucu belirlenen 516.000 TL hak ediş bedelinin yükleniciye ödendiği yönündeki haksız işlem öğrenilmiştir. (Temlikname neticesinde müvekkil şirkete ödenmesi gerekmekte idi.)

İşin tasfiye nedeni protokolde açıkça belirtilmemiş olup, eksik imalat olduğu düşünülmektedir. (Tamamlanan imalatın sözleşme ve eklerine uygun olduğu görülmüştür yönünde şerh mevcuttur)
Tasfiye protokolüne göre, müteahhit İdareye her türlü dava ve takip hakkından feragat etmiştir. Bu nedenle asıl yüklenici dava açamamaktadır.

Yüklenici A-B iş ortaklığına ise, halihazırda icra takibi başlatılmış olup, her ikisi de itiraz etmiştir. A firması varlığı olmayan bir firma olup, itirazın iptali davamız devam etmektedir. B firması ise iflas erteleme davası devam eden bir firma olup müdahil olarak katılım sağlanmıştır. Bu nedenle temlik edene alacağımızı yönelttiysek de, tahsil şansımız çok düşüktür.

Danıştay yalnızca yetki uyuşmazlığı konusunda karar vermiştir, işin esasına hiç girmemiştir.


Yukarıda açıkladığım hususlar neticesinde, 210.000 TL'lik bakiye alacağı tahsil etme şansımızın en yüksek olduğu taraf İdare'dir.


Bu nedenle, nispi vekalet ücreti riskini de ilk aşamada almamak için idari işlemin iptali davası açılmış ise de, görevsizlikle adli yargının görevli olduğu belirtilmiştir.

İdare açısından dava hakkımız zamanaşımına uğramadan, adli yargıda, nispi vekalet ücreti riski de almadan nasıl bir dava açacağım?

Bu bilgileri de değerlendirdiğimizde, İdare sulhen tasfiye neticesinde çıkan hakedişleri de ödediğine göre İdareye yeniden ihtar çekmek veya İdare'ye ilamsız takip başlatmak faydalı olur mu?