FASULYE YAZILARI

Merhaba

Bu Siteye geldiğimde ilk olarak üye sayısın çokluğu dikkatimi çekmişti. Aynı zamanda da da bu kadar üye sayısına rağmen katılımın azlığı...
Kanımıza işlemiştir hukukçuluk.Hiç uğraşmıyacağım desek de ;kendimizi ister istemez ortasında buluruz olayların ve insanların, sonra da “herşeyin olabilirliği” kabullenişiyle ;“iki kere ikinin dört etmeyeceği” bilinciyle de seyretmeye başlarız..
Sonra da yine bir yerlerde duramayıp kimi zaman içimizden çoğu zaman da dışımızdan o “vekaleten” duygusuyla işe koyuluruz.

Fasulye yazıları da bu sebepten başladı iştesanırım seyirciliğim çok süremedi..
Site yöneticilerimizin de bir köşebaşı yapıp hadi yazalım fikirleriyle de bu çorbaya tuzumu kendi bildiğim kadarıyla katmaya başlamış oldum.

Kimi kitapları, kimi filmleri ve okunmaları alışkanlık haline gelen kimi köşe yazarlarını neden sevdiğimizi düşünürüm hep. İçinde mutlaka bize ait olan bir yaşam kesiti, bir duygu ,dile getirdiğimiz ya da getiremediğimiz düşünceleri veya farklı bir bakış açısı getirip de hayatımızı etkilediği bir an vardır hepsinde..
Kendimize benzeyen yanından dolayı biraz daha fazla severiz onları.
En önemlisi de; kendi içimizde yaşadıklarımızı ,dünyanın öbür ucundaki bir insanın da yaşıyor olması, hiç görmediğimiz bir başka insan tarafından dile getiriliyor olması nedeniyle bu gizli paylaşımından büyük bir keyif almamızdır.
Ama aynı zamanda da ince bir fesatlanma ile bu “bildik” duygulara, yazılara gülümseriz..Hatta “hadi canım sendee..!!” dir bu yazılar .
Çünkü “fasulyeden yazılar”dır onlar
Fasulye yazılar ne zaman farklı bakış açısı getirip de yaşamımız etkilediği bir “an” oluşturursa işte o zaman “YAŞAM DERSİ ” olur diye düşünüyorum.

Dileğim, fasulye yazılarını hep birlikte “yaşam dersine “ dönüştürebilmek.
Ama; bildik tanıdık fikir ve duyguları öncelikle paylaşmaya başlayarak ..
Sevgiyle.

Ege
İzmir - 24.10.2002