Mesajı Okuyun
Old 28-12-2016, 11:26   #6
aacankaya

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Şükrü EKREN
Üzerinden hayli zaman geçmiş bir zaman ama benim de benzer bir konuda bir sorum olacak. Müvekkile birikmiş nafaka alacaklarının tahsili amacıyla bir icra takibi başlatıldı. Ancak alacaklı eş birikmiş nafaka alacağına konu edilen dönemin büyük bir bölümünde 3. şahıs ile imam nikahlı olarak yaşamış. Müvekkil eski eşinin imam nikahlı olarak yaşadığı diğer şahsı bulup kendisi ile görüşmüş, o şahısta bu bilgiyi ve imam nikahlı olarak yaşadıkları dönemi teyit etmiş. Aralarındaki bir anlaşmazlıktan olsa gerek aşağıdaki gibi bir dava ikame etmemiz halinde tanık olarak gelmeye ve beyanda bulunmaya hazır olduğunu da söyledi. Şimdi Sorum şudur;
1. Alacaklı eşin 3. şahıs ile imam nikahlı olarak yaşadığı döneme ilişkin olmak üzere NAFAKA BORÇLARI YÖNÜNDEN bir menfi tespit davası açılabilir mi?
Teşekkürler.

Türk Medeni Kanununun 176/3 maddesi bu konuyla ilgili olarak çok açık bir şekilde düzenlenmiştir.

"İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. (TMK m.176/3) Davacı, davalının resmi nikah olmaksızın başka birisiyle birlikte yaşadığını ileri sürerek yoksulluk nafakasının mahkeme kararı ile kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, yargılamanın devamı sırasında 03.09.2014 tarihinde davalının evlendiği ve nafakanın kendiliğinden ortadan kalktığı gerekçe gösterilerek, karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir. Dava 23.09.2013 günü açılmış, davalı 03.09.2014 tarihinde yeniden evlenmiştir. Toplanan deliller davanın açıldığı tarih itibariyle değerlendirilerek, davalının başkası ile yaşadığı kanıtlandığı takdirde dava tarihi itibarıyla yoksulluk nafakasının kaldırılması koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. "

Yukarıda yer alan Yargıtay kararının ilgili bölümü ile de ancak dava tarihi itibariyle yoksulluk nafakasının kaldırılıp kaldırılamayacağının araştırılması gerektiği vurgulanmıştır.
Ancak somut olay biraz daha farklı anladığım kadarıyla yargılama esnasında eski eşin ve eski eşin imam nikahlı kocasının kabul beyanları olacak. Burada beyana göre hüküm kurulabilir diye düşünüyorum. Nitekim davalı eşin beyanı davayı kabul anlamında olacaktır.