Mesajı Okuyun
Old 21-12-2006, 16:46   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av. Can Doğanel'e
Sayın Işıl Yılmaz'a katılıyorum.

Sayın hasankarakas'ın düşüncesi de uygulamada doğru: tüzel kişilere verilen idari para cezalarının miktarı çok büyükse, yöneticilerin şahsi mal varlıkları bunu ödemeye yetmeyebilir. Büyük para cezası gerektiren eylemleri süreklil olarak yapan tüzel kişilikler tarafından özellikle mal varlığı olmayan kişiler kağıt üzerinde yönetici olarak gösterilebilir. Bu nedenle büyük para cezalarında tüzel kişilere ceza verilmesi gerekir.

Tüzel kişilerin sorumlulukları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanunun aşağıdaki maddesine göre belirlenir:

Birleşme, devir, bölünme ve şekil değiştirme halleri
Madde 36 –
(4684 sayılı Kanunun 24'üncü maddesiyle değişen madde Yürürlük; 03.07.2001)
Bu Kanunun tatbiki bakımından;
a) İki veya daha ziyade hükmî şahsın birleşmesi halinde yeni kurulan hükmî şahıs,
b) Devir halinde devir alan hükmî şahıs,
c) Bölünme halinde bölünen hükmî şahsın varlıklarını devralan hükmî şahıslar,
d) Şekil değiştirme halinde yeni hükmî şahıs,
Birleşen, devir alınan, bölünen veya eski şekildeki hükmî şahıs ve şahısların yerine geçer.)
**

Denilebilir ki, yukarıdaki madde tahakkuk etmiş amme alacağı hakkındadır; halbuki sorumuz, infisah etmiş tüzel kişiliğe ceza verilebilmesi hakkındadır.

Cezaların şahsiliği kuralına göre ölmüş kişi yerine başkasına ceza verilemez; mirasçıları cezalandırılamaz. Ama bu kural gerçek kişiler için geçerlidir. Tüzel kişilere birleşme, devir işlemlerinden sonra da ceza verilmesi mümkündür.

Aksi düşünülürse, tüzel kişilik sürekli kanuna aykırı eylemler yapar ve muvazalı devirler yoluyla cezasız kalmayı becerir. (Halbuki gerçek kişinin böyle bir şansı yoktur; muvazalı ölüm olmaz.)

Saygılarımla